Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2013/10675 E. 2014/7363 K. 06.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10675
KARAR NO : 2014/7363
KARAR TARİHİ : 06.03.2014

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 30/09/2004-17/09/2012 tarihleri arasında formen olarak çalıştığını, 17/09/2012 tarihinde ise müvekkilinin iş akdinin işveren tarafından haklı veya geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğini, müvekkilinin çalıştığı dönemlere ait ödenmeyen mevzuattan ve davalı şirket ile davacının üyesi bulunduğu T.. Gıda İş Sendikası arasındaki çeşitli dönemlere ait, toplu iş sözleşmelerinden kaynaklanan haklarını defalarca sözlü olarak ve ayrıca İstanbul 5. Noterliği kanalı ile göndermiş olduğu 28/08/2012 tarih ve 12437 yevmiye numaralı ihtarname ile talep ettiğini, iş akdinin müvekkili tarafından bu sebeple feshedildiğinin düşünüldüğünü ancak müvekkiline yazılı veya sözlü olarak fesih sebebinin bildirilmediğini, 18/09/2012 tarihinde iş yerine gittiğinde iş yerinden çıkarıldığını söylediğini, iş akdinin usulüne uygun olarak feshedilmediğini, müvekkiline dava açıldıktan sonra ihtarname gönderildiğini ve bu ihtarnamede müvekkilinin işyerinde huzur bozucu davranışlar sergilediğinin, diğer çalışanları davalı şirkete karşı kışkırttığının, bu şekilde işyeri barışını ve çalışma düzenini bozduğunun belirtildiği, feshin geçerli ve haklı sebeplere dayalı olmadığını belirterek feshin geçersizliğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş akdinin 01/01/2012 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinin 27. maddesinin h bendi uyarınca sadakate uymayan hareketlerde bulunmak, l bendi uyarınca işveren temsilcileri aleyhine gerçek dışı ihbar ve iftirada bulunmak ve 4857 Sayılı Yasanın 25. Maddesinin II/b bendi hükümlerine göre, işçinin işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması ve e bendine göre işçinin işverenin güvenini kötüye kullanmak gibi, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması sebebi ile haklı sebeplerle feshedildiğini, davacının hukuken herhangi bir hakkı bulunmaması sebebi ile işyerinde haksız talepler ileri sürdüğünü, diğer çalışanları da kışkırtmak sureti ile işveren aleyhine işyerinde faaliyetler düzenlediğini, düzenlenen faaliyetlere fiilen katılması sebebi ile işveren nezdinde davacıya duyulan güvenin sarsıldığını, davacı ile görüşülmesine ve sözlü uyarılarda bulunulmuş olmasına rağmen davacının işverene karşı olan sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarında ısrarcı olduğunu, davacının son dönemlerde şirket aleyhinde faaliyetlerde bulunarak fazla mesai ücretlerinin tam olarak ödenmediği iddiasında bulunduğunu, şirket dışından kişiler ile irtibat halinde şirket aleyhine çalışmalar gerçekleştirdiğini, davacı ve bir grup çalışan tarafından işyerine ihtarname gönderilerek davalı şirketten fazla mesai alacaklarının olduğu iddiasında bulunulduğunu feshin usulüne uygun olarak yapıldığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davacının iş sözleşmesinin feshinin haksız ancak geçerli nedene dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Somut olayda davacının iş sözleşmesi işyerinde işçileri mesnetsiz talepleri yönünde gruplaştırdığı ve onları işverene karşı kışkırttığı, buna yönelik toplantılar yaptığı gerekçesiyle haklı nedenle feshedilmiştir.
Dosya içeriğine göre mahkeme kabulünde olduğu üzere davacı fazla çalışmalarının, genel tatil alacaklarının eksik ödendiği gerekçesiyle diğer çalışanlarla birlikte işverene ihtarname gönderdiği, ayrıca bu alacaklarının tahsili amacıyla alacak davası açtığı, davacı ile birlikte yine başka işçilerin de iş sözleşmelerinin aynı nedenle feshedildiği anlaşılmaktadır.
Davacının iş yerinde fazla çalışmalarının, genel tatil ücretlerinin toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmediği düşüncesi ile birlikte hareket etmek anlamında diğer işçilerle bu konuyu görüşmesi işçinin aleyhine yorumlanmaması gerekir. Davacının hak aramak için çeşitli hukuksal yolları kullandığı, bu amaçla diğer işçilerle işyerinde bu konuyu görüşmesinin, diğer işçilerle birlikte ihtarname göndermesinin diğer işçileri işverene karşı kışkırtması anlamına gelmeyeceği, davacının bu tür davranışların işyerinde ne gibi olumsuzluklara yol açtığının somut verilerle kanıtlanmadığı, bu nedenle davacının iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanmadığının kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3. Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 5 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4. Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6. Davacının yaptığı 52.00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine,
Kesin olarak 06.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.