YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/8307
KARAR NO : 2014/13237
KARAR TARİHİ : 28.04.2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. İŞ MAHKEMESİ (KARTAL 1.İŞ)
TARİHİ : 14/12/2011
NUMARASI : 2010/311-2011/1164
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı Bakanlığa ait hastanede alt işveren işçisi ve temizlik görevlisi olarak çalışırken emeklilik sebebiyle akdi feshettiğini iddia ederek, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti ve genel tatil ücretinin ödetilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı T.C. Sağlık Bakanlığı vekili, husumet yokluğundan davanın reddini istemiştir.
Davalı Tamer Endüstri Şirketi vekili, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-4857 sayılı İş Kanunu kapsamında çalışanların kıdem tazminatı alacağına bankalarca bir yıllık mevduata fiilen uygulanan en yüksek mevduat faizi oranında faiz uygulanır. Faiz başlangıcı; akdin fesih ile sona ermesinde fesih tarihi, emeklilik nedeniyle sona ermesinde ise yaşlılık aylığı tahsis belgesinin işverene verildiği tarih, eğer böyle bir bildirim yoksa dava tarihidir. 5953 sayılı Basın İş Kanunu ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu kapsamında çalışanların kıdem tazminatı alacaklarına ise, temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz uygulanır.
4857 sayılı İş Kanunu kapsamında çalışan ve belirsiz süreli sözleşmesini emeklilik nedeniyle fesheden davacının, yaşlılık aylığının bağlandığına ilişkin belgeyi işverene tebliğ edip, etmediği tespit edilerek kıdem tazminatı faizinin, belge tebliğ edilmişse tebliğ tarihinde, tebliğ edilmemişse dava tarihinden başlatılması gerektiği düşünülmeden faizin fesih tarihinden başlatılması hatalıdır.
3- Dairemizce son yıllarda, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde, takdiri indirim yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Ancak, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının takdiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Dairemizin önceki kararlarında ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinden yapılan indirim üzerine, reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği kabul edilmekteydi (Yargıtay 9.HD. 11.02.2010 gün, 2008/17722 E, 2010/3192 K.). Ancak, işçinin davasını açtığı veya ıslah yoluyla dava konusunu arttırdığı aşamada, mahkemece ne miktarda indirim yapılacağı işçi tarafından bilenemeyeceğinden, Dairemizce 2011 yılı itibarıyla maktu ve nispi vekâlet ücretlerinin yüksek oluşu da dikkate alınarak konunun yeniden ve etraflıca değerlendirilmesine gidilmiş, bu tür indirimden kaynaklanan ret sebebiyle davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmesinin adaletsizliğe yol açtığı sonucuna varılmıştır. Özellikle seri davalarda indirim sebebiyle kısmen reddine karar verilen az bir miktar için dahi her bir dosyada zaman zaman işçinin alacak miktarını da aşan maktu avukatlık ücretleri ödetilmesi durumu ortaya çıkmaktadır. Yine daha önceki kararlarımızda, yukarıda değinildiği üzere, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinden yapılan indirim sebebiyle ret vekâlet ücretine hükmedilmekle birlikte, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 161/son, 325/son, 43 ve 44 üncü maddelerine göre, yine 5953 sayılı Yasada öngörülen yüzde beş fazla ödemelerden yapılan indirim sebebiyle reddine karar verilen miktar için avukatlık ücretine hükmedilmemekteydi. Bu durum uygulamada hakkaniyete aykırı sonuçlara neden olduğundan ve konuyla ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde de herhangi bir kurala yer verilmediğinden, Dairemizce eski görüşümüzden dönülmüş ve ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinden yapılan takdiri indirim nedeniyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir.
Somut olayda davacı, dava dilekçesinde, fazlaya dair haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL genel tatil ücreti istemiştir. Bilirkişi tarafından genel tatil ücreti alacağı takdiri indirimsiz 354,70 TL hesaplanmış, davalı vekili ıslah dilekçesinde 354,70 TL genel tatil ücreti talep ettiğini açıklamış, mahkemece 354,70 TL genel tatil ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece, tanık beyanına göre hesaplanan genel tatil ücreti alacağında takdiri indirim yapılmaması ve kısmen kabul edilen bu alacağın taktiri indirim dışında reddedilen kısmı nedeni ile davalılar lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 28.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.