Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2012/8121 E. 2014/12473 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/8121
KARAR NO : 2014/12473
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

MAHKEMESİ : BURSA 1. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2011
NUMARASI : 2010/909-2011/959

DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, ikramiye alacağı ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait işyerinde çalışırken ücretlerinin ödenmemesi nedeni ile iş sözleşmesini haklı olarak fesh ettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla çalışma, yıllık izin, bir kısım maaş ve ikramiye alacaklarının tahsilini, istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, zamanaşımı def’ini ileri sürüp, davacıya kısmi ödemeler yapıldığını, işyerinde fazla mesai de yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının ücretinin ve kısmen izin ücretlerinin ödenmediği, feshin haklı olarak yapıldığı, davacının aldığını kabul ettiği ödelemeler de dikkate alınarak istemlerin kabulü gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı işçinin fazla çalışma ücreti isteklerinin kabulüne karar verilmiştir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda taktiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır (Yargıtay 9.HD. 11.2.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K; Yargıtay, 9.HD. 18.7.2008 gün 2007/25857 E, 2008/20636 K.). Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Somut olayda, tanık beyanlarına göre davacının haftalık 1,5 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilip buna göre alacak hesaplanmış ise de, uygun oranda takdiri indirimi yapılmaması hatalıdır.
Ayrıca fazla çalışma alacağında davalı tarafın zamanaşımı savunmasının değerlendirilmemesi de isabetsizdir.
3- Davacı bir kısım ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerken davalı işveren davacının adı yazılı belli miktarlar, tarih ve imza içeren bir belge sunmuş ve bu belgedeki miktarların davacı tarafça alındığını savunmuştur.
Mahkemece söz konusu belge davacıya gösterilip beyanı alınmış ve davacının aldığını kabul ettiği rakamların altı kırmızı kalemle çizilip hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu kısımlar ücret alacağından mahsup edilmiştir.
Davalı bu belgedeki tüm miktarların davacıya ödendiğini savunmuş ise de bu savunma usulünce araştırılmamıştır. Ödeme miktarları karşısında imza bulunduğundan davacının bunlara karşı imza itirazı olduğu takdirde bu yönde araştırma yapılarak, imza inkarı olmaz ise davacının imzasını içeren tüm ödemeleri aldığı kabul edilip çıkan sonuca göre ücret alacağı belirlenmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile hüküm kurulması isabetsizdir.
4- İşverence dosyaya bir kısım ücretsiz izin kullanma dilekçekleri ibraz edilmiş olup davacı gösterilen bir kısım dilekçelerdeki imzaların kendisine ait olduğunu kabul etmiş ancak ücretsiz izin kullanmadığını dile getirmiş ve bu dilekçelerin Mahkemece dikkate alınmadığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf ücretsiz izin dilekçelerindeki imzaları inkar etmediğine göre taraflara bu belgelerin mahiyeti sorulup ne amaçla verildiği açıklatılıp varsa buna ilişkin diğer işyeri kayıtları incelenip bu belgelerin değerlendirilmesi gerekirken yalnızca davacı beyanı ile yetinilmesi hatalıdır.
Mahkemece imza inkarına uğramayan ücretsiz izin dilekçeleri değerlendirilip davacının ücretsiz izinli olduğu dönemler belirlenip dava konusu alacakların hesabında bu sürelerin dışlanması gerekmektedir.
5- Davacının dosyada mevcut 24/09/2010 tarihli fesih ihtarı ile iş sözleşmesini fesh ettiğini belirtmesine rağmen fesih tarihi olarak 28/09/2010 tarihinin dikkate alınması da hatalıdır.
6- Hükmedilen alacakların net mi brüt mü olduğunun belirtilmemesinin infazda tereddüte yol açacağının düşünülmemesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.