Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2012/6441 E. 2014/10796 K. 31.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6441
KARAR NO : 2014/10796
KARAR TARİHİ : 31.03.2014

MAHKEMESİ : MARMARİS 1. ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2011
NUMARASI : 2008/586-2011/570

DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2000 yılı Temmuz ayından beri davalıya ait atölye tekne imalatında ve davalının gösterdiği işlerde çalıştığını, 2000 yılı Temmuz ayından 2008 yılı 12’sine kadar hiç izin kullanmadığını, bu çalışma süresinde her gün sabah 08.00’de işe başladığını, akşamları iş durumuna göre en erken saat 20.00’de aralıklı olarak saat 21.00-22.00 bazı akşamlarda da 23.00’e kadar teslim edilecek teknenin teslim süresine göre fazla mesai yaptığını, belirtilen çalışma döneminde her cumartesi kesintisiz işe geldiğini, belirtilen çalışma dönemlerinde 6-8 defa pazar günleri de çalıştığını, dini bayramları da arefe günü tam gün çalıştığını, ramazan bayramlarında 2 gün, kurban bayramlarında 3 gün tatil yapabildiğini, en son aldığı net maaşın 1.000 TL olduğunu, müvekkilinin çalıştığı işyerinin tekne imalatı bakım ve tamiri üzerine olduğunu, müvekkilinin yapısı gereği işverenin verdiği tüm işleri yapmaya sürekli ve devamlı kendini işine kanalize ettiğinden uzun yıllar içinde tek bir sefer dahi izne çıkmadığını, izin istediğinde de işverenin izin vermediğini, müvekkilinin 11.06.2008 tarihinde memleketinde bulunan annesinin rahatsızlandığını öğrendiğinde işverenden hiç izin kullanmadığını belirterek 5 günlük izin istediğini, işverenin anne mi önemli iş mi sorusuna annem önemli cevabını verince işverenin bugünlük dur, yarın bir bakalım cevabını aldığını, akşam annesinin ağırlaştığını öğrenince ertesi gün iş yerine geriye geldiğinde işverenin kendisiyle çalışmak istemediğini söylediğini ve iş akdini feshettiğini söyleyerek bazı evrakların imzalanmasını istediğini, müvekkilinin imzalamaması üzerine kendisini iş yerinden kovduğunu iddia ederek kıdem tazminatı alacağı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti alacağı, yıllık izin ücreti alacağı, ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı, hafta sonu tatili ücreti alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle,davacının işyerlerinde 10.05.2001 tarihinde çalışmaya başladığını ve tüm çalışanları gibi çalışmaya başladığı andan itibaren sigorta kaydının yapıldığını, davacının12.06.2008 tarihinden itibaren mazeret ve haber vermeksizin işe gelmediğini ve bu gelmediği günlerin tutanak ile tespit edildiğini, davacının bu tarihten sonra Marmaris Belediyesi Temizlik işlerinde işe başladığını, davacının 2008 yılına kadar izin kullanmamış olmasının tamamen gerçek dışı olduğunu, davacının tüm izinlerini fazlası ile kullandığını, davacının en son aldığı ücretinin 1.000 TL olmadığını, asgari ücretle çalıştığını, davacının kalifiye olmak bir yana düz sıradan bir işçinin yapacağı işleri bile yapamadığını, bu nedenle haksız ve dayanaksız olarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar yasal süresi içerisinde temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 46 ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63 üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmi dört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46 ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmi dört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmi dört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.
2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3 üncü maddesine göre, hafta tatili Pazar günüdür. Bu genel kural mutlak nitelikte olmayıp, hafta tatili izninin Pazar günü dışında da kullandırılması mümkündür.
Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarında hafta tatili ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin hafta tatili alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, hafta tatili çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında hafta tatillerinde çalışmaların yazılı delille kanıtlaması mümkündür. Hafta tatili ücretlerinin tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt yoksa ödenen tutarın dışında hafta tatili çalışması yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerekir.
Hafta tatili çalışmalarının uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Dairemizce son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak, hafta tatili çalışmasının takdiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda, böyle bir indirime gidilmemesi gerekir.
Somut olayda davacı tanıklarının davacının akrabaları olup, işyeri çalışanı olmadıkları anlaşıldığından beyanlarına ihtiyatla yaklaşılmalıdır. Davacının tanık beyanı dışında hafta tatillerinde çalıştığını ispata yarar başka delil de sunamadığı nazara alınarak hafta tatili alacak talebinin reddi gerekirken kabulü hatalıdır.
3- Davacının işvereni davalı şirkettir. Diğer davalının şirket ortağı ve müdürü olduğu anlaşılmaktadır. Gerçek kişi olan davalıya husumet düşmeyeceğinden hakkındaki davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 31.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.