Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2012/5212 E. 2014/10191 K. 26.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5212
KARAR NO : 2014/10191
KARAR TARİHİ : 26.03.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. İŞ MAHKEMESİ (ÜSKÜDAR 2.İŞ)
TARİHİ : 27/09/2011
NUMARASI : 2010/340-2011/575

DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş akdinin davalı işveren tarafından haksız, bildirimsiz ve kötüniyetli olarak feshedildiği iddiasıyla kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatları, fazla çalışma, hafta tatili ve yıllık izin alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı cevap vermemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, dosyadaki delillere ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı avukatı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Tebligat Kanununun 12 nci ve 13 üncü maddeleri uyarınca, tüzel kişilere tebliğ yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Temsile yetkili kişinin herhangi bir nedenle tebliğ yapıldığı sırada işyerinde bulunmaması veya bizzat alamayacak durumda olması halinde, kendisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürüne, bu da olanaklı değilse, tüzel kişinin o yerdeki memur veya işçilerinden birine yapılmalıdır. Bu sıraya uyulması yasal zorunluluk olup, aksi takdirde tebligat usulsüz sayılacaktır. Tüzel kişiliği olmayan, ancak 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesi anlamında işveren sıfatını taşıyan kamu kurum ve kuruluşları adına çıkarılan tebligatın, kurumun yetkili temsilcisine yapılması gerekir (Dairemizin 03.11.2008 gün ve 2008/4948 Esas, 2008/29807 Karar sayılı ilamı).
Vekâletname sunulduktan sonra tebligatların vekile yapılması gerekir. Vekil ile takip edilen davada, asil duruşmada bizzat bulunsa dahi tebliğin vekiline yapılması zorunludur. Vekile çıkarılan tebligat, kendisine veya kendisi yerine sekreteri veya kâtibine tebliğ edilmelidir. Ancak isticvap, yemin gibi şahsa bağlı işlemlerde, tebligatın vekile değil, bizzat bu işlemi yapacak asile yapılması yasal zorunluluktur.
Somut olayda; davalı avukatı tarafından sunulan vekaletteki adres ile tebligat yapılan adresler aynı olsa da dava dilekçesinin tebliğinde tebliğatı alanın şirketin yetkili temsilcisi olup olmadığının belirtilmediği gibi ad soyadının da bulunmadığı, ıslah dilekçesinin daimi çalışan işçisi ibaresi ile tebliğ edildiği ancak tebligatı alanın ad soyadının ve imzasının bulunmadığı, yetkili temsilci olup olmadığının belirtilmediği, sadece parafının bulunduğu, bu hali ile tebligatların usulsüz olduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle davalı şirket avukatına dava ve ıslah dilekçeleri ile bilirkişi raporunun tebliği ile göstereceği deliller toplandıktan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın sair yönler incelenmeksizin yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.