YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3970
KARAR NO : 2014/10521
KARAR TARİHİ : 27.03.2014
MAHKEMESİ : ANKARA 6. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2011
NUMARASI : 2010/243-2011/943
DAVA :Davacı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ile fazla çalışma ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, tanıtım elamanı olarak çalıştığını, fazla çalışma, alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, ihbar tazminatı, fazla çalışma ve yıllık izin alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacı ile karşılıklı fesih protokolü imzalandığını, tazminatlarının ve ücretlerinin ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Fazla çalışma ücretinin son ücrete göre hesaplanması doğru olmayıp, ait olduğu dönem ücretiyle hesaplanması gerekir. Yargıtay kararları da bu yöndedir (Yargıtay 9.HD. 16.2.2006 gün 2006/20318 E, 2006/3820 K.). Bu durumda fazla çalışma ücretlerinin hesabı için işçinin son ücretinin bilinmesi yeterli olmaz. İstek konusu dönemler açısından da ücret miktarlarının tespit edilmesi gerekir. İşçinin geçmiş dönemlere ait ücretinin belirlenememesi halinde, bilinen ücretin asgari ücrete oranı yapılarak buna göre tespiti gerekir. Ancak işçinin işyerinde çalıştığı süre içinde terfi ederek çeşitli unvanlar alması veya son dönemlerde toplu iş sözleşmesinden yararlanılması gibi durumlarda, meslek kuruluşundan bilinmeyen dönemler için ücret araştırması yapılmalı ve dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendirmeye tabi tutularak bir karar verilmelidir.
İşçinin normal çalışma ücretinin sözleşmelerle haftalık kırbeş saatin altında belirlenmesi halinde, işçinin bu süreden fazla, ancak kırkbeş saate kadar olan çalışmaları “fazla sürelerle çalışma” olarak adlandırılır (İş Kanunu, Md. 41/3). Bu şekilde fazla saatlerde çalışma halinde ücret, normal çalışma saat ücretinin yüzde yirmibeş fazlasıdır.
4857 sayılı Yasanın 41 inci maddesinin dördüncü fıkrası, işçiye isterse ücreti yerine serbest zaman kullanma hakkı tanımıştır. Bu süre, fazla çalışma için her saat karşılığı bir saat otuz dakika, fazla süreli çalışmada ise bir saat onbeş dakika olarak belirlenmiştir. Bu sürelerin de sözleşmelerle attırılması mümkündür.
Fazla çalışmaların aylık ücret içinde ödendiğinin öngörülmesi ve buna uygun ödeme yapılması halinde, yıllık 270 saatlik fazla çalışma süresinin ispatlanan fazla çalışmalardan indirilmesi gerekir.
Somut olayda, dosyaya ibraz edilen ibraname içeriğine göre, davacı fazla mesai ücretlerinin maaşına dahil olduğu gerekçesi ile fazla mesai alacağı bulunmadığını kabul etmiştir. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, fazla mesai alacağının maktu ücretin içinde olduğu sözleşme hükmü 270 saat ile sınırlıdır. Aynı şekilde ibranemede de 270 saat açısından geçerlidir. Mevcut bilirkişi raporuna göre davacının bu süreyi aşan çalışması bulunduğuna göre artan yıllık 42 saatlik fazla çalışma karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği gözetilmeden isteğin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.