YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/39509
KARAR NO : 2014/31820
KARAR TARİHİ : 30.10.2014
MAHKEMESİ : İZMİR 7. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2012
NUMARASI : 2011/775-2012/780
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş akdinin haksız ve ihbarsız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın kabulüne karar vermiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
İşverenin, 4857 sayılı İş Kanununun 25 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (d) alt bendine müsteniden davacı işçinin iş sözleşmesini işverenin başka bir işçisine sataşması nedeniyle haklı feshedip feshetmediği taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda, davalı işveren davacının diğer işyeri çalışanı olan S.. G..’e sataşarak kavgayı başlatıp adıgeçen işçiyi yaralaması sebebi ile haklı nedenle iş akdini feshettiğini savunmuştur.
Dosya içeriğine göre; feshin dayanağı kavga olayında davacı işçi ile işyeri çalışanı olan S.. G.. adındaki işçi, işyerinde çalıştıkları esnada MDF kesme makinesinin kullanımı konusunda aralarında tartışma çıktığı ve bu tartışmada davacının eline geçirdiği tahta parçası ile adıgeçen diğer işyeri çalışanının kafasına vurarak basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaraladığı sabittir.
Her ne kadar, Mahkemece ceza kararına dayanılarak suça konu davacı eyleminin diğer işyeri çalışanın yumruk atıp, küfür etmesi neticesinde gerçekleştiği kabul edilmiş ise de, ceza yargılamasındaki bu değerlendirme sanık lehine tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmamasına hasren olup, iş ilişkisindeki sataşma eyleminin tespitine yönelik bir saptama olarak kabulü mümkün değildir.
Ayrıca, Mahkemenin davacının iş akdinin 12.05.2011 tarihli ihtarname ile feshedildiğinin bildirilmesine karşın kavgaya karışan diğer işyeri çalışanı işçinin iş akdinin olayın meydana geldiği tarihten çok sonra 4857 sayılı Kanun’un 26. maddesindeki hak düşürücü süre geçirilip 17.06.2011 tarihinde feshedilmesinin de işverenin eşitlik ilkesine aykırı olduğu ve feshin bu yönüyle de haklı nitelendirilemeyeceği gerekçesine istinad edilmiş ise de; dosya kapsamında bulunan sağlık kurulu raporundan kavganın tarafı diğer işçinin 15.06.2011 tarihine kadar raporlu olduğu anlaşılmakla, davacı işçi ile aynı tarihte iş akdinin feshedilmemesinin eşitlik ilkesine aykırı olmayacağının da kabulü gerekir.
Belirtilen sebeplerle, Mahkemece davacı işçinin iş akdinin 4857 sayılı Kanunun 25/II-d. maddesine binaen haklı nedenle feshettiğinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 30.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.