YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/39158
KARAR NO : 2014/31003
KARAR TARİHİ : 27.10.2014
MAHKEMESİ : KAYSERİ 3. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2012
NUMARASI : 2011/467-2012/567
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı, izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatil ücreti, genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, işçilik alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının bir aylık ücretini geçecek şekilde işverene zarar vermesi nedeniyle haklı olarak feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini feshetmekte haksız olduğu, izin, ücret, asgari geçim indirimi alacağı bulunduğu, fazla çalışma, hafta ve genel tatil çalışması yaptığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İş sözleşmesinin, işçinin işverene zarar vermesi nedeniyle ve haklı olarak işverence feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (ı) alt bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, eşya ya da maddelere otuz günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde, işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu belirtilmiştir.
İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması durumunda, işverenin haklı fesih imkânı olmadığı gibi işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarının bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır (Yargıtay 9.HD. 281.2010 gün, 2008/14825 E, 2010/1448 K.).
Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının hukukî sonuca etkisi bulunmamaktadır. Örneğin işverene ait iş makinesi paletlerine kasten metal cisim sokmak suretiyle zarar veren veya trafik kazası sonucu işvereni zarara uğratan işçinin aynı şekilde iş sözleşmeleri haklı nedenle sona erdirilebilir. İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir (Yargıtay 9.HD. 26.1.2010 gün, 2009/25906 E, 2010/1326 K). Zarar tutarı ile karşılaştırılacak olan işçinin otuz günlük ücretinin brüt ya da net olarak dikkate alınması gerektiği noktasında Yasada herhangi bir açıklık bulunmamakla birlikte, işçi lehine yorum ilkesi uyarınca brüt ücretin esas alınması gerekir. Otuz gün, bir aydan farklı bir kavramdır. Bu noktada işçiye aylık olarak ödenen ücret yerine, günlük yevmiyesinin otuz katı tutarı dikkate alınmalıdır.
Maddede sözü edilen ücret dar anlamda ücrettir. İkramiye, prim, fazla çalışma ücreti ve benzeri ödemeler bu maddede yer alan otuz günlük ücret içersinde değerlendirilmemelidir. Ancak, ücretin garanti ücret üzerine yapılan işe göre ilave ücret veya satış pirimi olarak belirlendiği hallerde, gerçek ücretin bu ödemelerin toplamı olarak değerlendirilmesi yerinde olur. Örneğin uygulamada uluslararası yük taşıyan tır şoförleri asgarî ücret ve sefer pirimi karşılığı çalışmaktadır. Sefer pirimi olarak adlandırılan kısım da dar anlamda ücrettir. Bu durumda maddenin uygulanması anlamında otuz günlük ücret, tır şoförleri yönünden her iki ödemenin toplamına göre belirlenmelidir (Yargıtay 9.HD. 24.11.2008 gün 2007/32361 E, 2008/32028 K.).
Zararın otuz günlük ücreti aşması durumunda işverenin fesih hakkı doğar. İşçinin zararı derhal ödemiş ya da ödeyecek olması, işverenin bu hakkını ortadan kaldırmaz. İşverence zarar tutarının işçiden talep edilmemiş olması fesih hakkını ortadan kaldırmaz.
4857 sayılı İş Kanununun 26 ncı maddesi yönünden bir yıllık hak düşürücü süre, zarara neden olan olayın oluşumu tarihinden itibaren başlar. Ancak altı işgünlük ikinci süre, zarar miktarının belirlenmesinin ardından, bu durumun feshe yetkili makama iletilmesiyle işlemeye başlayacaktır. Zarar miktarının belirlenmesi bazen uzun zaman alabilir ve fesih hakkının kullanılması bakımından zarar miktarının belirlenmesi ve işçinin ücreti ile kıyaslanması zorunluluğu vardır.
Somut olayda davacının davalıya ait halk otobüsünü kullanırken 12.08.2011 tarihinde asli kusurlu olarak kaza yaptığı dosya içindeki emniyet tarafından düzenlenen trafik kazası tespit tutanağı ile sabittir. Bu kaza neticesinde işverenin uğradığı zarar ise yine dosya içindeki 13.09.2011 tarihli faturaya göre 996,98 TL’dir. Davacı davalı işveren yanında asgari ücretle çalışmakta olup, akdin feshi tarihi itibariyle aylık ücreti brüt 837 TL’dir. Davacının yaptığı kaza ile işverene verdiği zarar bir aylık brüt ücretini aşmaktadır. Dolayısıyla davalı işveren tarafından 6 iş günlük süre içerisinde yapılan fesih haklı olduğundan mahkemece davacının kıdem ve ihbar tazminatının reddi gerekirken kabulü isabetsizdir.
3-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının asgari ücretin 1,5 katı ücret aldığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Davacı iş sözleşmesinin feshi üzerine 18.08.2011 tarihinde Bölge Çalışma Müdürlüğüne yaptığı başvuruda aylık 599 TL net ücret aldığını belirtmiştir. Davacı tarafından belirtilen bu miktar o tarihte geçerli olan aylık brüt 837 TL asgari ücretin netidir. Davacı BÇM yaptığı başvuruda belirttiği ücret miktarı ile bağlıdır. Mahkemece gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle davacının işçilik alacakları asgari ücret üzerinden hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır.
4-Öte yandan kabule göre de davacının kıdeme esas süresi 2 yıl 1 ay 1 gün olup ihbar öneli 6 hafta olduğu halde mahkemece 8 hafta üzerinden ihbar tazminatının hüküm altına alınmasıda hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.