YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/38914
KARAR NO : 2014/31801
KARAR TARİHİ : 30.10.2014
MAHKEMESİ : ANKARA 11. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2012
NUMARASI : 2010/596-2012/870
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, resmi tatil ücreti, hafta tatil ücreti, Cumartesi alacağı, zam farkı alacağı, asgari geçim indirimi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş akdinin haksız ve ihbarsız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatı ile fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık ücretli izin, 3 yıllık çalışma süresince yapılmayan zamdan kaynaklı fark ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında iş akdinin nasıl sona erdiği uyuşmazlık konusudur.
Mahkemece uyuşmazlıkta ispat külfetinin işveren üzerinde olduğu açıklanarak davalının cevap dilekçesinde istifa ile hizmetin işveren tarafından sonlandırıldığı iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmiş ise de, bu gerekçe muğlak olup, dosya kapsamı ile de örtüşmemektedir.
Davacı, dava dilekçesinde iş akdini haklı nedenle feshettiğini açıkça beyan etmiştir. Haklı nedene ilişkin ileri sürülen ücretlerinin tam ve zamanında ödenmemesine ilişkin iddiasını ise dosya kapsamına göre ispatlamıştır.
Bu durumda Mahkemece kıdem tazminatının kabulü yerinde ise de; ihbar tazminatı, iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olması nedeniyle, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olamayacağından, somut olayda iş akdini haklı nedenle fesheden davacı işçi lehine ihbar tazminatına hükmedilmesi isabetsizdir.
3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Dosya kapsamına göre fazla çalışma yaptığını iddia eden davacı işçi bu iddiasını ispatlamış olmakla beraber bu alacağın taleple bağlılık kuralı dikkate alınarak hesaplaması gerektiği de izahtan varestedir.
Bu kapsamda, davacı dava dilekçesinde fazla çalışma ücreti talebini 2 ayrı kalemde yapmıştır. Dilekçenin açıklamalar bölümünün 2 nolu bendinde normal günlük fazla çalışmanın 1,5 saat olduğunu belirtmiş, 6 nolu bendinde ise cumartesi, Pazar ve resmi tatil günlerindeki çalışmayı fazla çalışma olarak adlandırarak 08.30-19.00 saatleri arasına işaret etmiştir. Davacının bu açıklamaları kendisini bağlayıcı niteliktedir.
Bu açıklamalardan çıkan sonuç, haftanın 5 günü günde 1,5 saat fazla çalışma yaptığı, kendi açık görüşüne göre izin günü saydığı cumartesi çalışmasının 08.30-19.00 saatleri arasında olduğu ve Pazar günü çalışmasının da ayda 2 gün aynı saatler arasında yaptığı ve resmi tatillerde de çalışma saatlerinin aynı olduğudur.
Buna göre davacının fazla çalışma talebinin haftada 5 gün 1,5 saat, Cumartesi günü ise 08.30-19.00 saatleri arası olarak hesaplanarak, başka bir değişle davacı talebine bağlı kalınarak hesaplanıp hüküm altına alınması gerekir.
Netice itibariyle, Mahkemece davacının yukarıda açıklanan talep şekli dikkate alınmadan talep aşılarak yapılan hesaplamaya itibarla fazla çalışma alacağına hükmedilmesi isabetsizdir.
4-Ayrıca, hüküm fıkrasının 1/d. bendinde hüküm altına alınan alacağın ulusal bayram ve genel tatil olmasına rağmen “hafta tatili ve (UBGT) ücreti” olarak adlandırılmasının tereddüde yol açacağının düşünülmemesi hatalı olduğu gibi, keza sübut bulmayan hafta tatili alacağının açıkça reddedilmemesi de hatalıdır.
5-Mahkemece hükmedilen alacakların net mi, yoksa brüt mü olduğunun kararda belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi de isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 30.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.