Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2012/38816 E. 2014/31578 K. 28.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/38816
KARAR NO : 2014/31578
KARAR TARİHİ : 28.10.2014

MAHKEMESİ : BURSA 6. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2012
NUMARASI : 2010/25-2012/629

DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılardan T.C. M.. B.. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin Kütahya İlköğretim Okulu Aile Birliği tarafından haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatlarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı, bu dosya ile birleştirilen Bursa 4. İş Mahkemesi’nin E:2011/230, K:2011/453 sayılı dosyası ile asıl işveren olarak sorumlu olduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatlarının davalı M.. B..’ndan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı, 11.07.2012 havale tarihli ıslah dilekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücret alacağının talep miktarını artırmıştır.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı M.. B.. vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı M.. B.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma ücret alacağının ödendiği varsayılır.
ESAS NO : 2012/38816
KARAR NO : 2014/31578

Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir.
İmzalı ücret bordrolarından fazla çalışma ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin alacağının bordroda görülenden daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, fazla çalışma yapıldığının ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordrolarda yazılı olanın dışında fazla çalışma yaptığını ve genel tatillerde çalıştığını yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
Somut olayda; davacı, çalışma saatleri ve düzenini açıklamaksızın fazla çalışma ücretinin ödenmediğini ileri sürerek ücret talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davacı tanık beyanına itibar edilerek hesaplama yapılan bilirkişi raporu uyarınca alacaklar hüküm altına alınmıştır.
Davacı tanığı T.. P.. davalı işveren nezdinde 01.02.2009 tarihinde çalışmaya başlamıştır. Tanık bu tarihten sonra işyerindeki çalışma koşullarına ilişkin bilgi sahibi olabileceğinden, davacının 01.02.2009 tarihinden iş akdinin feshedildiği tarihe kadar olan kısım için fazla çalışma süresini ispat ettiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
3- Davacının fazla çalışma ücret talebinin 11.07.2012 havale tarihli ıslah dilekçesi ile yapılması karşısında fazla çalışma ücretine ilişkin hükmedilen miktara ıslah tarihi olan 11.07.2012 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken dava ve ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de hatalıdır.
4- Hükmedilen tazminat ve ücretin net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin hükmün infazında tereddüt yaratacağının düşünülmemesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 28.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.