YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/36131
KARAR NO : 2014/30762
KARAR TARİHİ : 23.10.2014
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/10/2012
NUMARASI : 2010/576-2012/560
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, ücretli izin alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, 02/01/2001 tarihinden itibaren davalı şirket işyerinde çalışmaya başladığını, en son 800 TL maaş aldığını, asgari ücret kısmının bankaya yattığını, fazla mesai yaptırıldığını ancak ücretinin ödenmediğini, çalışanlara hakaret ve küfür edilerek bezdirildiğini ve istifaya zorladıklarını, buna rağmen dayandığını, 01/06/2010 tarihinde işine son verildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının 05/06/2001 tarihinde çalışmaya başladığını, asgari ücretle çalıştığını, İş Yasasının 25/ II-g ve h maddeleri gereğince iş akdinin feshedildiğini, savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş akdinin feshinin İş Kanunu 25/II-g maddesi gereğince haklı olduğu, zira davacının ardı ardına 2 iş günü devamsızlık yaptığı ve devamsızlığını belgelendirmediği gerekçesiyle ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin reddine fazla mesai ve yıllık izin ücreti alacaklarının ise kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İş akdinin kimin tarafından feshedildiği ve haklılığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık mevcuttur.
Davacı 01.6.2010 tarihinde iş akdine işveren tarafından son verildiğini iddia ederken davalı ise davacının 01.06.2010 tarihinden itibaren mazeret bildirmeden devamsızlık yaptığını ve göndermiş oldukları ihtarnameye de cevap verilmediğini savunmaktadır.
Mahkemece savunmaya itibar edilerek iş akdinin haklı bir neden bulunmadan davacının devamsızlık yapması nedeniyle işverence haklı nedenle feshedildiği kabul edilmiştir.
İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur.
Ücreti ödenmeyen işçinin, bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi yasal yollardan talep etmesi mümkündür.
1475 sayılı Yasa döneminde, toplu olarak hareket etmemek ve kanun dışı grev kapsamında sayılmamak kaydıyla 818 Sayılı Borçlar Kanununun 81 inci maddesi uyarınca ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini ifa etmekten, yani çalışmaktan kaçınabileceği kabul edilmekteydi. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 97 inci maddesinde de benzer bir düzenleme yer almaktadır. 4857 sayılı İş Kanununda ise ücret daha fazla güvence altına alınmış ve işçi ücretinin yirmi gün içinde ödenmemesi durumunda, işçinin iş görme edimini yerine getirmekten kaçınabileceği açıkça düzenlenmiş, toplu bir nitelik kazanması halinde dahi bunun kanun dışı grev sayılamayacağı kurala bağlanmıştır.
Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir. .
4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır (Yargıtay 9. HD. 16.7.2008 gün 2007/22062 E, 2008/16398 K.)
Somut olayda; mahkemece davacının fazla çalışma yaptığı ancak ücretinin ödenmediği kabul edilerek fazla çalışma alacağı hüküm altına alınmıştır.Ayrıca bordroda görünen ve SGK ya bildirilen ücretin üzerinde bir ücretle çalıştığı da sabittir.
Dosya içeriğinden davacının işyerini terk ederek eylemli olarak iş akdini feshettiği anlaşılmaktadır.
İşçinin ödenmemiş fazla çalışma alacağı olduğunun tespit edilerek hüküm altına alınmış olması, gerçek ücretinin SGK ya bildirilen ücretin üzerinde olması, yaklaşık 9 yıllık kıdemi olan bir işçinin işçilikten doğan haklarını gözardı ederek nedensiz olarak işi kendiliğinden bırakmasının hayatın olağan akışına uymaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, işçi tarafından eylemli olarak gerçekleştirilen feshin nedeninin ödenmemiş işçilik alacakları olduğu kabul edilmelidir. Hal böyle olunca kıdem tazminatı isteğinin hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile isteğin reddine karar verilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.