Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2012/3574 E. 2012/3626 K. 14.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3574
KARAR NO : 2012/3626
KARAR TARİHİ : 14.02.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA :Davacı, fazla çalışma ücreti ile genel tatil alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, davalı işverene bağlı olarak görev yaptığını, sendikalı olup işyerinde toplu iş sözleşmelerinin uygulandığını, fazla çalışmaların ve genel tatil çalışmalarının işverence ödenmediğini iddia ederek fazla mesai ücreti ile genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiş, ıslah ile bu talebini arttırmıştır.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işveren, davacının fazla çalışma yaptığı süreler için işyerinde toplu iş sözleşmesinin 18. maddesi uyarınca izin kullandırıldığını, toplu iş sözleşmesinde fazla çalışmanın nakden ödenmesine ilişkin bir zorunluluk bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmelerine göre 01.04.2003-01.04.2009 döneminde uygulanan sözleşmelerde haftalık çalışma süresinin 40 saat olarak belirlendiği, fazla çalışma ücretinin %100 zamlı ödeneceğinin düzenlendiği, 01.04.2009 tarihinden sonra ise haftalık çalışma süresinin 40 saat olarak belirlendiği, 45 saate kadar olan çalışmaların fazla süreli çalışma olarak tanımlanıp ücretin %50 zamlı ödeneceği 45 saatin üstünde olan çalışmalarının ücretinin ise %100 zamlı ödeneceğinin belirlendiği, fazla çalışmanın dosya içeriğine göre kanıtlandığı gerekçesiyle davacı lehine fazla mesai ile genel tatil ücreti isteklerinin kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı yasal süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Fazla çalışma ücretlerinin hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 41. inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, fazla çalışma saat ücreti, normal çalışma saat ücretinin yüzde elli fazlasıdır. İşçiye fazla çalışma yaptığı saatler için normal çalışma ücreti ödenmişse, sadece kalan yüzde elli kısmı ödenir.
Kanunda öngörülen yüzde elli fazlasıyla ödeme kuralı nispi emredici niteliktedir. Tarafların sözleşmeyle bunun altında bir oran belirlemeleri mümkün değilse de, daha yüksek bir oran tespiti olanaklıdır.
Fazla çalışma ücretinin son ücrete göre hesaplanması doğru olmayıp, ait olduğu dönem ücretiyle hesaplanması gerekir. Yargıtay kararları da bu yöndedir (Yargıtay 9.HD. 16.2.2006 gün 2006/20318 E, 2006/3820 K.). Bu durumda fazla çalışma ücretlerinin hesabı için işçinin son ücretinin bilinmesi yeterli olmaz. İstek konusu dönemler açısından da ücret miktarlarının tespit edilmesi gerekir. İşçinin geçmiş dönemlere ait ücretinin belirlenememesi halinde, bilinen ücretin asgari ücrete oranı yapılarak buna göre tespiti gerekir. Ancak işçinin işyerinde çalıştığı süre içinde terfi ederek çeşitli unvanlar alması veya son dönemlerde toplu iş sözleşmesinden yararlanılması gibi durumlarda, meslek kuruluşundan bilinmeyen dönemler için ücret araştırması yapılmalı ve dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendirmeye tabi tutularak bir karar verilmelidir.
İşçinin normal çalışma ücretinin sözleşmelerle haftalık kırbeş saatin altında belirlenmesi halinde, işçinin bu süreden fazla, ancak kırkbeş saate kadar olan çalışmaları “fazla sürelerle çalışma” olarak adlandırılır (İş Kanunu, Md. 41/3). Bu şekilde fazla saatlerde çalışma halinde ücret, normal çalışma saat ücretinin yüzde yirmibeş fazlasıdır.
4857 sayılı Yasanın 41. inci maddesinin dördüncü fıkrası, işçiye isterse ücreti yerine serbest zaman kullanma hakkı tanımıştır. Bu süre, fazla çalışma için her saat karşılığı bir saat otuz dakika, fazla süreli çalışmada ise bir saat onbeş dakika olarak belirlenmiştir. Bu sürelerin de sözleşmelerle attırılması mümkündür.
Parça başına veya yapılan iş tutarına göre ücret ödenen işlerde, fazla çalışma süresince işçinin ürettiği parça veya iş tutarının hesaplanmasında zorluk çekilmeyen hallerde, her bir fazla saat içinde yapılan parçayı veya iş tutarını karşılayan ücret esas alınarak fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma ücreti hesaplanır. Bu usulün uygulanmasında zorluk çekilen durumlarda, parça başına veya yapılan iş tutarına ait ödeme döneminde meydana getirilen parça veya iş tutarları, o dönem içinde çalışılmış olan normal ve fazla çalışma saatleri sayısına bölünerek bir saate düşen parça veya iş tutarı bulunur. Bu şekilde bulunan bir saatlik parça veya iş tutarına düşecek bir saatlik normal ücretin yüzde elli fazlası fazla çalışma ücreti, yüzde yirmibeş fazlası ise fazla sürelerle çalışma ücretidir. İşçinin parça başı ücreti içinde zamsız kısmı ödenmiş olmakla, fazla çalışma ücreti sadece yüzde elli zam miktarına göre belirlenmelidir.
Otel, lokanta, eğlence yerleri gibi işyerlerinde müşterilerin hesap pusulalarına belirli bir yüzde olarak eklenen paraların, işverence toplanarak işçilerin katkılarına göre belli bir oranda dağıtımı şeklinde uygulanan ücret sistemine “yüzde usulü ücret” denilmektedir. Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde fazla çalışma ücreti, 4857 sayılı Kanunun 51. inci maddesinde öngörülen yönetmelik hükümlerine göre ödenir. İşveren, yüzde usulü toplanan paraları işyerinde çalışan işçiler arasında, Yüzdelerden Toplanan Paraların İşçilere Dağıtılması Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre eksiksiz olarak dağıtmak zorundadır. Fazla çalışma yapan işçilerin fazla çalışma saatlerine ait puanları normal çalışma puanlarına eklenir (Yönetmelik Md. 4/1.). Yüzdelerden ödenen fazla saatlerde, çalışmanın zamsız karşılığı ile zamlı olarak ödenmesi gereken ücret arasındaki fark ödenir. Zira yüzde usulü ödenen ücret içinde fazla çalışmaların zamsız tutarı ödenmiş olmaktadır. Yapılan bu açıklamalara göre; yüzde usulü ya da parça başı ücret ödemesinin öngörüldüğü çalışma biçiminde fazla çalışmalar, saat ücretinin % 150 zamlı miktarına göre değil, sadece % 50 zam nispetine göre hesaplanmalıdır.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır (Yargıtay 9.HD. 11.02.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K; Yargıtay, 9.HD. 18.07.2008 gün 2007/25857 E, 2008/20636 K.). Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Dairemizin önceki kararlarında; fazla çalışma ücretlerinden yapılan indirim, kabul edilen fazla çalışma süresinden indirim olmakla, davalı tarafın kendisini avukatla temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği kabul edilmekteydi (Yargıtay 9.HD. 11.02.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K.). Ancak, işçinin davasını açtığı veya ıslah yoluyla dava konusunu arttırdığı aşamada, mahkemece ne miktarda indirim yapılacağı işçi tarafından bilenemeyeceğinden, Dairemizce 2011 yılı itibarıyla maktu ve nispi vekâlet ücretlerinin yüksek oluşu da dikkate alınarak konunun yeniden ve etraflıca değerlendirilmesine gidilmiş, bu tür indirimden kaynaklanan ret sebebiyle davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmesinin adaletsizliğe yol açtığı sonucuna varılmıştır. Özellikle seri davalarda indirim sebebiyle kısmen reddine karar verilen az bir miktar için dahi her bir dosyada zaman zaman işçinin alacak miktarını da aşan maktu avukatlık ücretleri ödetilmesi durumu ortaya çıkmaktadır. Yine daha önceki kararlarımızda, yukarıda değinildiği üzere fazla çalışma asıl alacağından yapılan indirim sebebiyle ret vekâlet ücretine hükmedilmekle birlikte, Borçlar Kanununun 161/son, 325/son, 43 ve 44. üncü maddelerine göre, yine 5953 sayılı Yasada öngörülen yüzde beş fazla ödemelerden yapılan indirim sebebiyle reddine karar verilen miktar için avukatlık ücretine hükmedilmemekteydi. Bu durum uygulamada hakkaniyete aykırı sonuçlara neden olduğundan ve konuyla ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde de herhangi bir kurala yer verilmediğinden, Dairemizce eski görüşümüzden dönülmüş ve fazla çalışma alacağından yapılan indirim nedeniyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir.
Somut olayda davacının yapmış olduğu fazla çalışmalar işveren kayıtlarına dayalı olarak hesaplandığından indirime gidilmemesi yerindedir. Yine davacının sendika üyesi olmadan önceki dönem fazla çalışmalarının % 50 zamlı ücret üzerinden hesaplanması yerindedir.
Ancak davacının sendika üyesi olmasının ardından yararlandığı 01.04.2009 tarihinden önceki toplu iş sözleşmelerinde, haftalık fazla çalışma süresi 40 saat olarak belirlenmiş, 40 saat ile haftalık normal çalışma süresi olan 45 saat arası için bir düzenlemeye gidilmemiştir. Toplu iş sözleşmesinin 18. maddesinde normal çalışmanın üzerinde yapılan çalışmaların fazla çalışma olduğu vurgulanmış ve ancak bu çalışmaların % 100 zamlı olarak ödeneceği hükme bağlanmıştır. Aynı dönemde 4857 sayılı İş Kanunu yürürlükte olup 41. maddeye göre taraflarca kararlaştırılan haftalık çalışma süresi ile norma fazla çalışma süresi arasında kalan süre fazla sürelerle çalışma olup, % 25 zamlı olarak ödenmelidir. Buna göre toplu iş sözleşmesi ve yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde 01.04.2009 öncesi için toplu iş sözleşmelerinden yararlanılan dönem için 40 – 45 saat arası çalışmalar % 25 zamlı ücrete göre ve 45 saat üzerinde olan çalışmalar ise toplu iş sözleşmesi gereği % 100 zamlı olarak ödenmelidir.
Davacının üyesi bulunduğu sendika ile işveren arasında 16.10.2009 tarihinde imzalanan 01.04.2009 – 31.03.2011 tarihleri arasında yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin 18. maddesinde ise haftalık çalışma süresi 40 saat olarak belirlendikten sonra haftalık 40 saat ile 45 saat arası çalışmalar fazla sürelerle çalışma olarak açıklanmış ve fazla sürelerle çalışma ücretlerinin % 50 zamlı olarak ödeneceği kararlaştırılmıştır. Aynı toplu iş sözleşmesinin 19. maddesinde haftalık 45 saatin üzerindeki çalışmaların fazla çalışma olduğu açıklanmış ve % 100 zamlı ücretle ödeneceği belirtilmiştir. Mahkemece kararın gerekçesinde bu hususlara değinilmiş ise de hükme esas alınan hesap raporunda 01.04.2009 öncesi ve sonrası için % 100 zamlı ücret üzerinden hesaplama yapıldığı görülmektedir. Toplu iş sözleşmesinin açık hükmü karşısında 01.04.2009 tarihi sonrası dönemde 40-45 saat arası çalışmalar için % 50 zamlı, 45 saati aşan çalışmalar bakımından ise % 100 zamlı ücrete göre hesaplama yapılmalıdır. Bu yönlerden denetime elverişli şekilde hesap raporu alınmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, 14.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.