Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2012/35533 E. 2014/34540 K. 19.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/35533
KARAR NO : 2014/34540
KARAR TARİHİ : 19.11.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. İŞ MAHKEMESİ (KARTAL 3. İŞ)
TARİHİ : 20/09/2012
NUMARASI : 2008/387-2012/717

DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, kötüniyet tazminatı, yeni iş arama izni ücreti ile cezai şart alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş; davalı avukatı tarafından duruşma talep edilmiş ise de; HUMK.nun 435.maddesi gereğince duruşma isteğinin süreden reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi. gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş akdinin işverenlikçe haksız, ihbarsız ve kötüniyetli olarak feshedildiği iddiasıyla kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatları, yıllık ücretli izin, iş arama izin ücreti ile cezai şart alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacı ile aralarında belirli süreli iş akdi bulunduğunu, sürenin sonunda iş akdinin sona erdiğini, ayrıca davacının kar ortağı olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak isteğin kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf avukatları temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İhbar tazminatının bölünmezliği esas ise de; davacı dava dilekçesinde 42 gün önele hak kazandığını, işverence 11 gün önce bildirim yapıldığını ileri sürerek 31 günlük brüt ücret tutarında ihbar tazminatı talep etmiş olup bu talep davacıyı bağlar. Bu husus gözden kaçırılarak 42 gün üzerinden hesap yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek talebin aşılması hatalıdır.
3- Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkide kötüniyet tazminatının koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medenî Kanunun 2 nci maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir.
Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir.
Kötüniyet tazminatına hak kazanma koşulları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, 4857 sayılı Yasada önemli değişiklikler öngörülmüştür. Yasanın 17 nci maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
1475 sayılı Yasada, “işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması” gibi sebepler ileri sürülerek iş sözleşmesinin sonlandırılması, kötüniyetin varlığı açısından örnekseme biçiminde sayıldığı halde, 4857 sayılı Yasada genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, aleyhine dava açması veya tanıklık yapması nedenlerine bağlı fesihlerin kötüniyete dayandığı kabul edilmelidir.
Tazminat miktarının belirlenmesi de Yasa ile açıklığa kavuşturulmuş, “kötüniyet tazminatının” ihbar önellerine ait ücretin üç katı tutarında olacağı belirtilmiş ve ayrıca ihbar tazminatının da ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
Yasanın 17 nci maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötüniyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır (Yargıtay 9.HD. 12.6.2008 gün 2007/21422 E, 2008/ 15336 K)
Somut olayda; yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda yerel Mahkemece, işverence gerçekleştirilen feshin kötüniyetli olduğuna ilişkin somut gerekçe ortaya konmadan kötüniyet tazminatının hüküm altına alınması hatalıdır.
4- Kabule göre de; davacı dava dilekçesinde dava konusu alacaklar için ayrıştırmadan toplam 5.000,00 TL talepte bulunmuş olup, ıslah dilekçesi ile taleplerini ayrıştırmıştır. Dava dilekçesinde talep edilen 5.000,00 TL’nın 4.060,38 TL’sı kıdem tazminatına özgülendiğine göre bakiye kısmının diğer alacak kalemlerine eşit olarak ayrıştırılması gerekir. Bu durumda reddedilen cezai şart alacağı üzerinden hükmedilen vekalet ücretinin karar tarihi itibarıyla 400,00 TL olabileceği gözetilmeden sonuca gidilmesi de hatalı olup bozma nedenidir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilgiliye iadesine, 19.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.