Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2012/29541 E. 2014/23879 K. 09.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/29541
KARAR NO : 2014/23879
KARAR TARİHİ : 09.07.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2012
NUMARASI : 2010/1129-2012/475

DAVA :Davacı vekili, davacı işçinin fark ücret ve fark ikramiye, fazla mesai, fazla sürelerle çalışma ve hafta tatil çalışmaları karşılığı ücret alacaklarının davalı işverenden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 01.09.2000-31.05.2009 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, 01.09.2000 tarihli sözleşmenin 4.maddesine göre ücretine her yıl 1 Ocak ve 1 Temmuz tarihi itibari ile geçmiş 6 aylık tüfe endeksi oranında artış uygulanması gerekirken maaşına bu oranda zam yapılmadığını, ücretinin eksik ödendiğini, her yılın Nisan ve Ekim ayları sonunda bir aylık brüt ücreti tutarında ödenen ikramiyenin eksik ücret üzerinden ödenmesi sebebi ile ikramiye farkı alacağı bulunduğunu belirterek, davacı işçinin fark ücret ve fark ikramiye, fazla mesai, fazla sürelerle çalışma ve hafta tatil çalışmaları karşılığı ücret alacaklarının davalı işverenden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunarak, davacının davasına dayanak yaptığı 01.09.2000 tarihli sözleşmenin müvekkili tarafından imzalanmadığını, hukuken geçerli bir sözleşme olmadığını, geçerli kabul edilse bile 14.11.2003 tarihli sözleşme ile 01.09.2000 tarihli sözleşmedeki hak ve vecibelerden karşılıklı olarak tarafların vazgeçtiklerini, ücret artışlarının şirket yönetimince belirlenecek dönem ve oranlarda yapılacağını, liyakat artışını, ücret dışındaki yan ödemeler ve miktarlarını yeniden tespit ettiklerini, 14.11.2003 tarihinden itibaren yeni sözleşmenin uygulandığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda alınan hesap raporunun 2003 yılındaki sözleşme hükümlerini esas alan seçeneğini esas alarak, davacının 01.09.2000 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başladığı, 14.11.2003 tarihli sözleşme imzalanana kadar ücret ve ikramiyelerin ödeme şekli ve miktarı ile ilgili fiili uygulamaya rıza gösterdiği, 14.11.2003 tarihinde taraflar arasında yeni bir sözleşme imzalandığı, yeni sözleşmeye göre emsalleri dikkate alındığında davacıya ücretinin ve ikramiyesinin eksik ödendiğini, fark ücret ve ikramiye alacağının olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davacı vekilinin temyizine gelince;
4857 sayılı İş Kanunu’nun 62. Maddesi uyarınca “Her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin yasal olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen yasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamaz”.
Aynı kanunun 22/1 maddesine göre ise “İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz”. Aynı maddenin son fıkrasında da “Tarafların aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebileceği” belirtilmiştir.
Ücretten indirim yapılması esaslı değişiklik olduğu gibi işçinin rızası yok ise 62. Maddenin emredici düzenlemesi karşısında mümkün değildir. İşçinin rızası ise yazılı muvafakati, iş sözleşmesi veya sendika üyesi ise üyesi olduğu sendikanın Toplu İş Sözleşmesi imzalaması ile gerçekleşir.
Diğer taraftan ücretin sözleşmede kararlaştırılan ücret üzerinden eksik ödenmesi veya öngörülen zammın eksik uygulanması halinde, işçinin muvafakati olmadığı veya açıkça vazgeçmediği sürece, gerçekleşen fark ücret alacağı hakkını ortadan kaldırmaz.
Dosya içeriğine göre davacı işçi ile davalı işveren arasında 01.09.2000 tarihli sözleşmenin 4. Maddesinde açıkça “personelin ücretinin ayda bir defa ve ait olduğu ayın son günü ödenir ve ücrete her yıl 1 Ocak ve 1 Temmuz tarihi itibari ile geçmiş 6 aylık TÜFE artış endeksinin uygulanacağı” kararlaştırılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan 19.11.2003 tarihli sözleşmede ise “ücrete Şirket yönetimince belirlenecek dönem ve oranlarda uygulanacağı” belirtilmiştir.
Davacı ilk sözleşme hükümlerine göre zam uygulanmadığını belirterek fark alacakları talep etmiş, bilirkişi hesap raporunda seçenekli olarak fark ücret ve ikramiye alacağı ilk sözleşmeye ve ikinci sözleşmeye göre hesaplanmış, mahkemece ilk sözleşmeye göre eksik ödenen ücret ve ikramiye alacağına davacının uygulamaya rıza göstermesi ile gerekçesi ile kabul edilmeyerek, ikinci sözleşmeye göre zamanaşımı itirazı da dikkate alınarak hesaplanan fark ücret ve ikramiye alacakları hüküm altına alınmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davalı işverenin hem ilk sözleşme hem de ikinci sözleşme hükümlerine göre uygulanması gereken zam oranlarını uygulamadığı ve davacıya ücret ve ikramiye alacaklarını eksik ödediği saptanmıştır. 2003 yılındaki sözleşmede davacının ücretinin açıkça miktarı kararlaştırılmamıştır. Bu nedenle taraflar arasında ücrete ilişkin yeni bir sözleşme imzalandığı kabul edilemez. Bu sözleşme ile ücretin miktarı değil, uygulanacak zam oranının nasıl belirleneceği kararlaştırılmıştır. O halde davacının ücret miktarının ilk sözleşmeye göre uygulanması gereken zam oranları ile belirlenen ücret olacağı açıktır. Davacının açıkça muvafakati ve fark ücretten vazgeçmesi bulunmadığına göre ilk sözleşmeye göre uygulanması gereken zam oranlarına göre eksik ödenen fark ücret ve ikramiye alacağının hüküm altına alınması gerekir. Davacının zam oranının eksik uygulanması ile eksik ödenen ücreti kabul ettiği ve rıza gösterdiği şeklindeki değerlendirme yukarda belirtilen emredici normatif hükümlere açıkça aykırıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.