Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2012/29373 E. 2014/27897 K. 24.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/29373
KARAR NO : 2014/27897
KARAR TARİHİ : 24.09.2014

MAHKEMESİ : ANKARA 13. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/06/2012
NUMARASI : 2010/212-2012/522

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı işçi davalıya ait değişik şantiye işyerlerine aralıklarla çalıştığını iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini ve haklarının ödenmediğini ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatı ile diğer bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı işveren zamanaşımı defini ileri sürmüş, çalışmaların bir kısmının ayrı tüzel kişiliklerde geçtiğinden bahisle husumet itirazı yapılmış ve iş sözleşmelerinin belirli süreli olduğu, haklarının ödendiği savunmuş ve ibranameye dayanmıştır.
Mahkemece, davacı işçinin aralıklı çalışmalarının sona erdiği dönemlerde yapılan ödemeler tasfiye olarak değerlendirilerek bu yönde hazırlanan ek rapor doğrultusunda isteklerin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1475 sayılı Yasanın 14/2 maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında, işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi, hizmet birleştirmesi için şarttır. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden, tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Yine, istifa etmek suretiyle işyerinden ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanmayacağından, istifa yoluyla sona eren önceki dönem çalışmaları kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz. Ancak aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Zamanaşımı definin ileri sürülmesi halinde, önceki çalışma sonrasında ara verilen dönem on yılı aşmışsa önceki hizmet bakımından kıdem tazminatı hesaplanması mümkün olmaz.
İşçinin iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli nedenlerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemler avans niteliğinde sayılmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshinde kıdem tazminatına hak kazanılması durumunda, işyeri ya da işyerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı hesaplanmalı, daha önce avans olarak ödenen miktar yasal faiziyle birlikte mahsup edilmelidir. Dairemizin Kararlılık kazanmış olan uygulaması bu doğrultudadır (Yargıtay 9.HD. 2008/18826 E, 2008/14859 K).
Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacı işçi davalı işverenin değişik şantiyelerinde aralıklarla çalışmıştır. Davalı işveren iş ilişkisinin her defasında sona erdirildiğini ve yasal hakların ödendiğini savunmuştur. Bu yönde bazı ödeme belgeleri ile ibranameler sunulmuşsa da davacı vekili belge asıllarının getirtilmesini talep etmiş ve fotokopi olan belgeler üzerinden değerlendirme yapılamayacağı bildirilmiştir. Mahkemece belge asılları getirtilmemiştir. Dosyaya işverence fotokopi olarak sunulan ödeme, ihbar öneli tanıma, ibraname gibi belgelerin geçerliliğinin denetlenebilmesi için asıllarının getirtilmesinin ardından davacı taraftan diyecekleri sorulmalı ve mahkemece geçerlilik denetimi yapılmalıdır. İşçinin imzasını taşımayan belgelere değer verilmemelidir.
İşçinin imzasını taşıyan, fesihten sonra düzenlenen ve savunma ile çelişmeyen, davaya konu hakların sayıldığı ibranamelere değer verilmeli, salt miktar içermemiş oluşu ibranamenin geçersizliği sonucunu doğurmamalıdır. Miktar içeren ibranameler ise makbuz olarak değerlendirilmelidir.
Davacının aralıklı çalışmalarının her birinin iş sözleşmesinin feshi ile sonlanıp sonlanmadığı belirlenmeli ve bu feshe göre işçiye yasal haklarının ödenip ödenmediği tespit olunmalıdır. Feshe göre işçilik haklarının ödendiği belirlendiğinde, önceki çalışmalarının tasfiye edildiği kabul edilmeli ve tazminat hesabı açısında daha sonraki çalışma süresine eklenmemelidir.
Ancak yapılan ödemelerin miktar itibariyle yasal haklarının altında kaldığının anlaşılması halinde ödemeler avans kabul edilerek, tüm çalışma süresi dikkate alınarak hesaplanacak işçilik haklarından faizi ile birlikte mahsup edilmelidir. İşçinin iş sözleşmesinin feshinde işçilik alacaklarının hiç ödenmediği anlaşıldığında bu defa aralıklı çalışma süreleri birleştirilmeli ve en son tazminata hak kazanacak şekilde gerçekleşen feshe göre son ücret üzerinden hesaplama yapılarak sonuca gidilmelidir.
Mahkemece, eksik hususlar tamamlanarak bilirkişiden yukarıda belirtilen esaslar dahilinde denetime elverişli rapor alınmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilgiliye iadesine, 24.09.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.