Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2012/27482 E. 2014/27539 K. 22.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/27482
KARAR NO : 2014/27539
KARAR TARİHİ : 22.09.2014

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 8. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/05/2012
NUMARASI : 2011/167-2012/346

DAVA :Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına ve %40 dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
4857 Sayılı yasanın 30. maddesine göre işverenlerin 50 veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel işyerlerinde %3 özürlü çalıştırmakla yükümlü olduklarını, davalının Bursa il sınırları içinde Haziran 2009 – Eylül 2010 tarihleri arasında çalışan işçi sayısının %3 oranına göre özürlü işçi çalıştırması gerektiğini, ancak mevcut kontenjan açığı kapatılmadığından 186.307.00.TL idari para cezası uygulandığını, davalıya 23.11.2010 tarihinde tebliğ edildiğini, borcun ödenmemesi nedeni ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icranın devamına ve davalının %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. ştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, idari para cezasına itiraz ettiklerini, cezanın henüz kesinleşmediğini, itiraza konu alacak kesinleşmeden dava konusu alacak ile ilgili genel haciz yoluyla icra takibine geçildiğini, bu nedenle davacının icra takibini başlatmakta hukuki yararının bulunmadığını ayrıca yasaya aykırı bir eylemleri olmadığını, savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dava konusu asıl alacağın dava tarihinden sonra davalı tarafından ödenmiş olması nedeni ile asıl alacak ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, davalı T.. A…’nin davaya konu icra takibine vaki itirazında alacağın asıl alacak ile birlikte tüm ferilerine itiraz etmiş olması, davalının davaya konu vaki itirazının yerinde bulunmamasına nazaran davalının davaya konu takibin ferilerine vaki itirazının iptali ile bu açıdan takibin devamına karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanununun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 inci maddesine göre de, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.
Görüldüğü üzere bir uyuşmazlığın çözümünde iş mahkemelerinin görevli olduğundan söz edebilmek için, sorunun iş yasalarından kaynaklanmasının yanısıra, çekişme konusu olayın işçi ile işveren veya vekilleri arasında bulunması da gerekmektedir.
Somut olayda davalı kurum tarafından davalı işyerine 4857 sayılı Kanunun 30. maddesindeki özürlü işçi çalıştırmaya dair hükmüne aykırılıktan idari para cezası verilmiş olup, bu hükme göre göre işverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde üç engelli işçi çalıştırmakla yükümlüdürler. Bu maddeye aykırılık halinde ise yine aynı Kanunun 101. maddesindeki esaslara göre idari para cezası uygulanacağı düzenlenmiştir.
4857 sayılı Yasanın 108 inci maddesine göre; bu Kanunda öngörülen idari para cezalarının, 101 ve 106 ncı maddelerdeki idari para cezaları hariç, gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürünce, 101 ve 106 ncı maddeler kapsamındaki idari para cezalarının ise doğrudan Türkiye İş Kurumu İl Müdürü tarafından verileceği ve genel esaslara göre tahsil edileceği öngörülmüştür.
4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanununun 20 nci maddesinde ise yine 4857 sayılı Yasadakine paralel şekilde Kurum tarafından verilen idari para cezalarının genel esaslara göre tahsil edileceği belirlenmiştir.
Açıklanan bu durum karşısında; işverenin İş Kanunun 30. madde hükmüne uymamasından kaynaklanan uyuşmazlığın, gerek 4857 sayılı Yasanın 1 inci maddesi gerekse 5521 sayılı Kanunun 1 inci maddesine işçi ile işveren veya vekilleri arasında iş akdinden veya iş yasalarından kaynaklandığını kabul etmek mümkün olmadığından, yasanın açık hükmüyle, belirlenen idari para cezasının genel esaslara göre tahsili öngörüldüğünden, bu paraların tahsili aşamasındaki itirazın iptali davalarının genel mahkemelerde görülmesi gerekir. Bu itibarla Mahkemece davaya bakma görevinin genel mahkemeler olduğu gözetilmeden işin esasına dair karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.