Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2012/22856 E. 2014/19385 K. 16.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/22856
KARAR NO : 2014/19385
KARAR TARİHİ : 16.06.2014

MAHKEMESİ : ANKARA 16. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2012
NUMARASI : 2011/28-2012/345

DAVA :Davacı vekili, iş sözleşmesi feshedilen ve işe iade kararı alan davacının fark kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının dava dışı A.. A..’nin alt işveren, davalının ise asıl işveren olduğu çağrı merkezinde müşteri hizmetleri yetkilisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, işe iade davası açıldığını, tazminatlarının A. AŞ tarafından TİS hükümlerine göre 4 ay boşta geçen süre dikkate alındığında eksik ödendiğini, Telekom işçisi olduğundan, kıdeme esas ücretin belirlenirken, Telekom işçisinin aldığı ücretten belirlenmesi gerektiğini, yıllık izinlerini de kullanmadığını belirterek, fark kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının A. AŞ elemanı olarak çalıştığını, davacı ile müvekkili şirket arasında hiçbir hukuki bağ bulunmadığından, husumet itirazında bulunduklarını, A. AŞ’nin ayrı ayrı imzalanan sözleşmelerle başka kurumlara da hizmet verdiklerini, A. şirketi ile müvekkili arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunmadığını, çağrı hizmetlerinin yürütülen işyerinin değişik şirketlere devredildiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının davalı Türk Telekom işçisi olmasına rağmen, muvazaalı olarak A. Rehberlik AŞ işçisi olarak gösterildiği, muvazaanın Yargıtay kararları ile kesinleştiği, davacının iş akdinin feshinden sonra Ankara 8. İş Mahkemesi’nin 2010/627 esas 2010/1354 kararında işe iade davası açıldığı, davanın kabulle sonuçlandığı, henüz işe iade davasının kesinleşmediği, davacının talep konusu ettiği alacakların feshe bağlı alacaklardan olduğu, işe iade davası kesinleşmediğinden, iş akdinin feshinin askıda olduğu, bu alacakların dava tarihi itibariyle talep edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
4857 Sayılı İş Kanunu 18. ve devamı maddeleri uyarınca, iş güvencesinin kapsamına giren işçinin sözleşmesini, süreli fesih bildirimiyle fesheden işveren, geçerli bir nedene dayanmak zorundadır. İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde neden gösterilmediği veya gösterilen nedenin geçerli olmadığı iddiasıyla fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. Mahkeme, geçerli neden gösterilmediğini veya gösterilen nedenin geçerli olmadığını tespit ettiği takdirde feshin geçersizliğine karar verecektir. Feshin geçersizliğini istemenin ilk ve önemli sonucu; feshin geçersizliğine karar verildiğinde ve işçi işe başlatıldığında yeni bir iş sözleşmesi yapılmasına gerek kalmaksızın borç ve haklarıyla birlikte iş sözleşmesinin yeniden yürürlük kazanmasıdır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. Madde hükümleri gereğince, işçinin feshin geçersizliği ve işe iade davasını kazanması, işe başvurması ve işe başlatılmaması durumunda, maddede belirtilen 4 aylık süre ihbar, kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağını etkiler. Çünkü dört aya kadarki süre işçinin fiili çalışmasına ilave edilir. Kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağının işe başlatmama tarihi yeni fesih tarihi olduğundan, bu tarihteki ücret üzerinden hesaplanması gerekir.
İşçi feshin geçersizliğini isteminde bulunduğu davadan başka, kıdem ve ihbar tazminat istemi ile bir dava da açmış bulunabilir. Bu durumda, feshin geçersizliğine ilişkin dava bekletici mesele yapılmalıdır. Zira işçi feshin geçersizliğine rağmen kesinleşmiş karardan sonra başvurmaz veya başvururda işe işveren tarafından davet edilmesine rağmen işe başlamaz ise önceki fesih geçerli hale geleceğinden, geçersizliğine karar verilen fesih tarihine göre kıdem ve ihbar tazminatının ve izin alacağının hesaplanıp hüküm altına alınması gerekir. Aksi durumda ise işçi işe başlatılmaz veya başlatılır ise geçersizliğine karar verilen fesih ortadan kalkacaktır ve dolayısı ile kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağı talep edilemeyecektir. O halde feshin geçersizliğine karar verilmesi ve işçinin işverene başvurması üzerine işe başlatılması veya başlatılmaması halinde, davaya konu fesih ortadan kalktığından, kıdem ve ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağı reddedilmeli, feshin geçersiz kabul edilmesine rağmen, işçinin başvurmaması veya başvurmasına rağmen işverenin davetine rağmen işe başlamaması nedeni ile geçerli hale geldiği durumda ise koşulları olduğu takdirde kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin kabul edilmelidir.
Dosya içeriğine göre iş sözleşmesi kıdem ve ihbar tazminatı ödenerek feshedilen ve bu feshe karşı feshin geçersizliği ve işe iade davası açan davacı, feshin geçersizliğine dair karar kesinleşmeden, fark kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağı isteminde bulunmuştur. Üstelik yıllık ücretli izin talep ederken, kesinleşemeyen ve başvuruya bağlı olan 4 aylık boşta geçen süre ücretinin de dikkate alınmasını talep etmiştir. Mahkemece feshin geçersizliğine dair karar kesinleşmeden fesih tarihi ile ortada fesih bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Oysa yukarda açıklandığı üzere geçersizliğine karar verilen feshin ortadan kalkması ancak işçinin kesinleşen karar üzerine süresi içinde başvurması, bu başvuruya rağmen işveren tarafından işe başlatılmaması veya başlatılması halinde ortadan kalkmaktadır. Mahkemece geçersizliğine karar verilen feshin ortadan kalkıp kalkmadığı beklenmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.