Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2012/22434 E. 2014/22437 K. 30.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/22434
KARAR NO : 2014/22437
KARAR TARİHİ : 30.06.2014

MAHKEMESİ : ERZİNCAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (İŞ)
TARİHİ : 12/04/2012
NUMARASI : 2011/158-2012/176

DAVA :Davacı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının davalı şirket bünyesinde servis elemanı olarak 01.06.2009 tarihinde çalışmaya başladığını, çalıştığı sürece günde 12 saat ve ulusal bayram ve genel tatillerde de çalıştırıldığını, bu çalışmasının 30.05.2010 tarihine kadar sürdüğünü, bu tarihte şirket muhasebesi tarafından istifa etmesinin istendiğini, işçinin istifa etmemesi üzerine, 01.06.2010 tarihi itibari ile işe gelmemesi söylenerek iş sözleşmesinin feshedildiğini iddia ederek, ihbar tazminatı, fazla çalışma ve ulusal bayram, genel tatil alacaklarının davalı şirketten tahsil edilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının davalıya ait işyerinde 01.06.2009-31.12.2010 tarihleri arasında çalıştığını, iddia edildiği gibi iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedilmeyip ardı ardına 3 gün işe devamsızlık yapması nedeni ile feshedildiğini, devamsızlığa ilişkin tutanakların mevcut olduğunu, noter marifeti ile 04.06.2010 tarihinde işe dönmesi çağrısında bulunulduğunu, işçinin işe başlama ve işten çıkış kurallarına uymadığını, arkadaşları ile geçimsiz olduğunu, işin gereklerini yerine getirmediği, işveren vekilleri ile tartıştığını, bu hususun tutanak altına alındığını, işçi tarafından iş sözleşmesinin feshedilmiş olması nedeniyle davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, işyerinde fazla çalışma yapılmadığını, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmiş olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kabulüne hükmedilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşçiye, işyerinde çalıştığı sırada ara dinlenmesi verilip verilmediği ve süresi konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşçinin günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışması beklenemez. Gün içinde işçinin yemek, çay, sigara gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı vardır.
Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanununun 68 inci maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanununun 63 üncü maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68 inci maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan (onbir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir.
İşçi, ara dinlenme saatinde tamamen serbesttir. Bu süreyi işyeri içinde ya da dışında geçirebilir. İşyerinde geçirmesi ve bu süre içinde çalışmaya devam etmesi durumunda ara dinlenmesi verilmemiş sayılır. Ancak işçi işyerinde kalsa bile, ara dinlenmesi süresini serbestçe kullanabilir, bu süre içinde çalışmaya zorlanamaz.
Ara dinlenmesi için ücret ödenmesi gerekmez. Ancak, bu süre işçiye dinlenme zamanı olarak tanınmamışsa, işçinin normal ücretinin ödenmesi gerekir. Bu sürenin haftalık 45 saati aşan kısmını oluşturması halinde ise, zamlı ücret ödenmelidir.
Ara dinlenme süreleri kural olarak aralıksız olarak kullandırılır. Ara dinlenmesinin kullandırılması zorunlu ise de, bunun kullanılacağı zamanı belirlemek işverenin yönetim hakkıyla ilgilidir. İşçilerin tamamı aynı anda ara dinlenme zamanını kullanılabileceği gibi, belli bir plan dahilinde sırayla kullanmaları da mümkündür. Ancak ara dinlenme süresinin, işe, ara dinlenme süresi kadar geç başlama veya aynı süreyle erken bırakma şeklinde kullandırılması doğru olmaz. Ara dinlenme süresinin günlük çalışma içinde belli bir zamanda amaca uygun şekilde kullandırılması gerekir (Yargıtay 9.HD. 17.11.2008 gün 2007/35281 E, 2008/30985 K.).
İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliğinin 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, ara dinlenmelerinin iklim, mevsim, yöredeki gelenekler ve işin niteliğine göre yirmidört saat içinde kesintisiz oniki saat dinlenme süresi dikkate alınarak verileceği hükme bağlanmıştır. Değinilen maddenin birinci fıkrasında ise, ara dinlenme süresinin çalışma süresinden sayılmayacağı açıklanmıştır.
Somut olayda, fazla çalışma süresinin tanık beyanlarına göre hesaplandığı anlaşılmaktadır. Günlük 12 saat olarak belirlenen çalışma süresinden 1,5 saat ara dinlenme süresi yerine 1 saat düşülerek yapılan fazla çalışma hesabı hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı tanığı H.. D.., dini bayramlarda 2 gün izin kullandıklarını beyan etmiş olup, tanık beyanlarına itibarla hesaplanan genel tatil alacağı hesabında bu beyanın gözetilmemesi ve davacının tüm genel tatillerde çalıştığı kabul edilerek hesap yapan rapora itibarla hüküm kurulması bozma nedenidir.
4-İnfazda tereddüde yol açacak şekilde, hüküm altına alınan alacakların net yada brüt olduğunun hükümde belirtilmemesi de ayrı bir bozma nedenidir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 30/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.