Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2011/53638 E. 2014/6340 K. 27.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/53638
KARAR NO : 2014/6340
KARAR TARİHİ : 27.02.2014

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 14. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2011
NUMARASI : 2009/1255-2011/363

DAVA :Davacı, sendikal tazminat alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalıya ait iş yerinde 21.11.2008-03.05.2008 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence sendikal sebeple feshedildiğini ileri sürerek sendikal tazminata hükmedilmesine talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme, toplanan kanıtlara dayanarak davanın reddine karar vermiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
İşverence yapılan feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Sendikal tazminat 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği korumaları veya üyelikten istifa etmeleri şartına bağlı tutulamayacağı ilk fıkrada hükme bağlanmıştır. Sözü edilen maddenin üçüncü fıkrasında ise, işverenin, sendika üyesi olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, işin sevk ve dağıtımında, işçinin mesleki ilerlemesinde, işçinin ücret, ikramiye ve primlerinde, sosyal yardım ve disiplin hükümlerinde ve diğer hususlara ilişkin hükümlerin uygulanması veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayırım yapamayacağı kuralı getirilmiştir. Konuya dair bir başka güvence bahsi geçen maddenin beşinci fıkrasında öngörülmüş, işçilerin sendikaya üye olmaları veya olmamaları sebebiyle iş sözleşmelerinin feshedilemeyeceği, yine yasaya uygun sendikal faaliyetler sebebiyle işten çıkarılamayacakları ya da farklı uygulamaya tabi tutulamayacakları hükme bağlanmıştır.
İşverenin 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesinin üçüncü ve beşinci fıkralarına aykırı davranması halinde, işçinin bir yıldan az olmamak üzere sendikal tazminata hak kazanacağı hususu da Yasada ifadesini bulmuştur.
2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesinde 4773 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonrasında, işçinin iş sözleşmesinin sendika üyeliği ya da sendikal faaliyetleri sebebiyle feshedilmesi halinde, doğrudan sendikal tazminat talep hakkının olmadığı açıklanmış, 4857 sayılı İş Kanununun iş güvencesine dair hükümlerinin uygulanacağı kuralı getirilmiştir. Fesih dışında kalan sendikal nedene dayanan ayrımcılık hallerinde ise, işçinin doğrudan sendikal tazminat davası açma hakkı bulunmaktadır.
4773 sayılı Yasa ile sözü edilen maddeye eklenen yedinci fıkrada ise, iş güvencesi hükümlerinin uygulaması dışında kalan hallerde ve feshe bağlı tazminat istekleriyle sınırlı olmak üzere ispat yükünün işverene ait olduğu öngörülmüştür. Bu durumda sendikal nedenle fesih iddiasıyla açılan feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iade davasında ispat yükü, önceden olduğu gibi işçi üzerindedir. Ancak, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayan bir işçinin açmış olduğu sendikal tazminat isteklerini içeren bir davada, aksinin ispatı işverene aittir.
Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, işyerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, işyerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, işyerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıya ait iş yerinde 21.11.2008-03.05.2008 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence sendikal sebeple feshedildiğini iddia ederek sendikal tazminata hükmedilmesini talep etmiş, davalı işveren ise, davacının iş sözleşmesinin performans düşüklüğü sebebiyle feshedildiğini ve feshin sendikal nedene dayanmadığını savunmuştur.
Mahkemece, davacının sendika üyesi olduğu gün itibari ile iş sözleşmesinin feshedildiği, davacının sendikal faaliyette bulunduğuna dair somut bir delil ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı işçinin, davalı iş yerinde 21.11.2008-03.05.2008 tarihleri arasında 5 ay 4 gün çalıştığı, çalıştığı bu süre içinde davacının performansının yetersizliğini ispata elverişli tutanak, ihtar v.s. herhangi bir delilin dosyaya ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Nitekim bu olgu Mahkeme’nin de kabulündedir.
Her ne kadar dosyaya ibraz olunan sendika üye kayıt fişinden davacının iş akdinin feshedildiğini iddia ettiği tarihten 1 gün önce, yani 02.05.2008 tarihinde ilgili Sendikaya üye olduğu anlaşılmakta ise de; sendikal tazminatın talep edilmesi veyahut sendikal faaliyetin varlığının kabulü için üyelik şartını zorunlu kılan mevzuat hükmü de bulunmamaktadır.
Dairemizce onanan emsal 2014/2493 E. sayılı dava dosyası içinde yer alan belgelerden iş yerinde çalışan işçilerin Türkiye Deri- İş Sendikasına üyelik ve üyelikten çekilme tarihlerini gösterir liste de, 29 Nisan 2008 – 5 Mayıs 2008 tarihleri arasında sendikaya 110 işçinin üye olduğu bildirilmiştir. Davacının da sendikaya 02.05.2008 tarihinde üye olduğu anlaşılmaktadır. Aylık iş gücü çizelgelerinin incelenmesinde ise; davacının iş akdinin sonlandırıldığı Mayıs ayında 136 işçinin işten çıkarıldığı, aynı sayıda işçinin işe alındığı görülmüştür.
Davacı tanıkları; iş yerinde sendikal faaliyetlerin 2008 yılının Şubat, Mart aylarında başladığını ve işverenin sendika üyesi olduğunu tespit ettiği işçileri işten çıkardığını beyan etmişlerdir. Daha evvel, Yargıtay denetiminden geçen Bakırköy 13. İş Mahkemesi, Bakırköy 11. İş Mahkemesi, Bakırköy 5. İş Mahkemesi, Bakırköy 6 İş Mahkemesi, Bakırköy 7. İş Mahkemesi ve Bakırköy 8. İş Mahkemesinde emsal işçileri tarafından açılan çok sayıda işe iade davasında davacı ile yaklaşık olarak aynı tarihlerde işten çıkarılan işçilerin sendikaya üye olmaları nedeni ile iş sözleşmelerinin feshedildiği kabul edilerek sendikal tazminata hükmedilmiş ve emsal nitelikteki bu kararlar onanarak kesinleşmiştir.
Netice itibariyle, tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; davacının iş akdinin sendikal faaliyet ve sendikaya üye olması sebebi ile feshedildiği anlaşıldığından, Mahkemece sendikal tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.