Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2011/50017 E. 2013/34911 K. 25.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/50017
KARAR NO : 2013/34911
KARAR TARİHİ : 25.12.2013

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ

DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, sandık alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A)Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 15.11.1999 tarihinde çalışmaya başladığını, 10.06.2007 tarihinde servis yetkili yardımcısı sınavını kazanarak 20.07.2007 tarihinde … … şubesinde servis yetkili yardımcısı olarak göreve başladığını, şubeye o tarihte atanan şube müdürünün gelmesiyle davacı için zor günlerin başladığını, şube müdürünün tanıştığı ilk gün davacıya “Seninle hiç anlaşamayacağız haberin olsun” dediğini ve dediğini yaptığını, davacıya işyerini çekilmez hale getirdiğini, her türlü psikolojik tacizi denediğini, örneğin şube müdürünün misafiri geldiğinde davacıya görevi olmadığı halde sürekli çay kahve söylettiğini, öğle yemeklerine dahi çıkmasını engelleyerek sürekli görevler verdiğini, buna benzer nedenlerle davacıyı her an baskı altında çalıştırdığını, sürekli bir açık ve hatasını bulmaya çalıştığını, bulamadığı noktada bankaya müfettiş çağırıp davacıyı incelemeye aldığını, ortada önemli hiçbir neden yokken sadece kendi ekonomik durumunun kötü olması sebebiyle davacının teftişe alındığını ve adeta bir suçlu gibi muamele görerek sorgulandığını, müfettişçe sürekli “Neden panik ve tedirginsin, yoksa sakladığın bir şeyler mi var, seni jandarmaya teslim edeceğiz” gibi tehditler savrulduğunu, davacıya banka tarafından verilen asli görevleri neden yaptığının sorulduğunu, davacının sürekli bir açığının arandığını, 15 gün boyunca psikolojik taciz uygulandığını, en küçük bir hatası var mı diye araştırma yapıldığını, herkesin önünde küçük düşürüldüğünü, aşağılandığını, yalancılıkla suçlandığını, her gece teftiş nedeniyle gece geç saatlere kadar bankada tutulduğunu, telefonundaki birçok ismin arandığını, neticede herhangi bir suiistimalin tespit edilemediğini, bu durum şube müdürünün hoşuna gitmediğinden tacizlere devam edildiğini ve davacıya istifa etmekten başka şansın yok imajı çizilerek baskı ile istifasının sağlandığını, davacının elinden 29.04.2009 tarihinde istifa dilekçesi alındığını, banka şube müdürünün davacıya olan kişisel nefretinin o kadar ileri boyutlara çıktığını ki, davacı işten ayrıldıktan sonra banka müşterisi olarak kredi kartlarını kullanma hakkı varken sırf davacıyı zor durumda bırakmak amacıyla şube müdürü tarafından kredi kartlarının da kullanıma kapatıldığını, son maaşının brüt 1.721,00 TL olduğunu, ayda 293 TL brüt unvan tazminatı, 300 TL Brüt yabancı dil tazminatı, üç ayda bir 1.721 TL Brüt ikramiye, yılda bir kez verilen son brüt temettü 5.610,46 TL ile aylık 178 TL yemek çeki ödendiğini, ancak brüt temettü alacağı olan 5.610,46 TL’nin 800 TL’sinin henüz ödenmediğini, bahsi geçen baskı ve tacizler neticesi istifası alınan davacının kendi irade ve isteği dışında istifa etmek zorunda bırakıldığını, davacının haklarını ödememek için alınan istifa dilekçesinin hiçbir hukuki kıymeti bulunmadığını iddia ederek kıdem, ihbar tazminatı ve bakiye sandık alacağının faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının 15.11.1999 tarihinde çalışmaya başladığını, 29.04.2009 tarihinde istifa suretiyle işinden ayrıldığını, istifa ederek ayrılmış olması ve istifanın hiçbir haklı nedene dayanmaması sebebiyle davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödenmediğini, dava dilekçesinde belirtilen ve istifasının gerekçesini dayandırdığı olaylar ile istifa dilekçesini baskı altında imzaladığı yönündeki beyanların gerçeği yansıtmadığını, davacının bir bankacıya yakışmayacak davranış ve faaliyetler içine girdiğini, şube müdürü tarafından uyarılmasına rağmen kendisini bu cendereden kurtaramadığını, kurtarma gereği dahi duymadığını ve istifa etmek durumunda kaldığını, hakkında soruşturma başlatıldığını ve soruşturma raporu ile davacının dolaylı yoldan tacir sayılmasını gerektirecek faaliyetlerde bulunulduğu, kendi lehine banka müşterilerine kredi kullandırdığı, banka müşterilerinden borç para aldığının tespit edildiğini, bu usulsüz işlemleri yaptığını itiraf eden davacının 29.04.2009 tarihli dilekçe ile istifa etmek suretiyle işinden ayrıldığını, yapmış olduğu usulsüz işlemler nedeniyle soruşturma geçiren davacının yaptığı mevzuat dışı eylemlerin ortaya çıkmasını beklemeden istifa ettiğini, kesinlikle herhangi bir baskı, taciz, zorlama vs. yapılmadığını, hatasını anlayan davacının raporun yazılmasını beklemeden istifa ettiğini savunmuştur.
C)Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatının tahsiline, sandık alacağına dair talebin husumetten reddine karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
Mahkemece davacının kıdem ve ihbar tazminatı talepleri “istifa dilekçesinin baskı altında alındığı için gerçek iradeyi yansıtmadığı” gerekçesiyle hüküm altına alınmış ise de, davacının baskı olarak iddia ettiği davranışları hakkında şikayet nedeniyle yapılan müfettiş soruşturması olup, söz konusu müfettiş tahkikatında davacı hakkında beş ayrı usulsüzlük saptandığı, davacının bu soruşturma sırasında 16.04.2009 tarihinde yazılı ifade verdiği, hakkındaki suçlamalar ve akabinde 29.04.2009 tarihli dilekçe ile görevinden istifa ettiğini bildirdiği, istifa dilekçesinde herhangi bir baskıdan söz etmediği, bankacı olan davacı işçinin istifanın sonuçlarını bilebilecek durumda olduğu, bankanın görevlilerini denetlemesinin ya da şikayet üzerine soruşturmasının en doğal hakkı olup, davacı hakkındaki müfettiş soruşturmasının baskı olarak addedilemeyeceği anlaşılmakla kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F)Sonuç:
Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, nisbi temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 25.12.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.