Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2011/49730 E. 2013/34903 K. 25.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/49730
KARAR NO : 2013/34903
KARAR TARİHİ : 25.12.2013

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A)Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı … Müdürlüğünün asıl işveren, değişik temizlik şirketlerinin alt işveren olduğu (son işveren … İnşaat) DSİ hizmet binaları temizlik hizmetleri işinde 1999 yılı Ağustos ayından 31.08.2009 tarihine kadar İş Kanununa tabi olarak çalıştığını, 31.08.2009 tarihinde emekli olduğunu, ancak üniversitede çocuk okutması nedeniyle destek primi vererek çalışmaya devam ettiğini, 2010 yılı Ocak ayında “Oğlun üniversiteyi bitirinceye kadar seni çalıştırmaya devam ederiz, ancak emeklilikten önceki dönemlerle ilgili olarak sanki kıdem tazminatı almış gibi makbuz imzalaman gerekiyor” denildiğini, davacının haklı olarak makbuz imzalamayı reddettiğini, bunun üzerine iş akdinin işverence feshedildiğini, davacının tazminata esas ücretinin asgari ücret, yol ve yemek ücreti olduğunu, kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini, hiç izin kullandırılmadığını, İş Kanunu madde 2 gereği kıdem ve izin alacağından her iki davalının müştereken ve müteselsil olarak sorumlu bulunduğunu iddia ederek kıdem, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı şirket vekili, davacının alacağının ekte sunulan belgelerden de anlaşılacağı üzere kendisine ödendiğini, emekli olması nedeniyle kendisinin ayrıldığını, davacının müvekkili şirkette çalışmasının 1 yıldan az olduğunu, müvekkili şirketin dava konusu alacak miktarı ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, davacının şirketten herhangi bir hak veya alacağı olmadığını, davacı ile 02.01.2009 tarihli belirli süreli iş akdi yapıldığını, davacının yıllarca DSİ Genel Müdürlüğünde çalıştığını, 02.01.2009-31.08.2009 ve 15.09.2009-31.12.2009 tarihlerinde müvekkili şirkette çalışmaya başladığını, ardından emekli olması nedeniyle şirketten kendi isteği ile ayrıldığını, şirketteki hizmet süresinin 10 ay olduğunu, 1 yıldan az çalıştığını, hak ettiği tüm alacaklarının eksiksiz olarak ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Çevre ve Orman Bakanlığı vekili, zamanaşımı savunmasında bulunarak, DSİ Genel Müdürlüğünün taraf ehliyeti olmadığını, dava konusu uyuşmazlıkta Çevre ve Orman Bakanlığının ihale makamı olduğunu, davacı ile aralarında bir hizmet sözleşmesi, sözleşmenin idare ile diğer davalı şirketler arasında yapıldığını, davalı şirkette çalışan bir işçinin alacağından ihale makamının sorumlu olamayacağını, idareye husumet yöneltilemeyeceğini, ihale sözleşmesinde işçilik alacaklarından hangi makamın sorumlu olacağının açıkça belirtildiğini, işin tamamının ihale yolu ile başka bir işverene verilmesi halinde asıl işveren alt işveren ilişkisinden bahsedilemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C)Yerel Mahkeme Kararının Özeti.
Mahkemece davanın kabulü ile kıdem, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar davalı şirket ve DSİ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1-5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. 6100 Sayılı HMK geçici 3. Madde 1. Fıkrasına göre; “Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2nci maddesi uyarınca Resmî Gazetede ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2. Fıkrasına göre; Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5.maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. Temyiz süresi içinde temyiz dilekçesi temyiz defterine kaydedilmiş, ancak harç yatırılmamış ise, harç ve temyiz giderlerinin yatırılması için ilgili tarafa HUMK.’nun 434/3. Maddesi gereği 7 günlük kesin süre verilmesi gerekir. 8 günlük süre içinde temyiz edilmeyen (HUMK.432/4), temyiz defterine kaydı yapılmayan(HUMK. 434/2) veya verilen kesin süre içinde temyiz harç ve gideri yatırılmayan(HUMK. 434/3) kararlar kesinleşmiş olur.
Kısa karar davalı şirket vekilinin yokluğunda tefhim edilmiş, gerekçeli karar davalı şirket vekiline 03.10.2011 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı şirket vekili kararı 18.10.2011 harç tarihli dilekçe ile temyiz etmiştir. Davalının temyiz talebinin 8 günlük temyiz süresinin son günü olan 11.10.2011 tarihi geçtikten sonra 18.10.2011 tarihinde yapıldığı temyiz defterine kayıt ve harç makbuzlarından anlaşıldığından, davalı şirketin temyiz talebinin HUMK. nun 432/4. maddesi gereğince süre aşımı nedeniyle REDDİNE, nisbi temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine,
2-Davalı … temyizine gelince;
a)Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davalı kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
b)Davacı 31.08.2009 tarihinde emekli olduktan sonra da Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyerek çalışmaya devam ettiğini ve iş akdine 2010 yılı Ocak ayında son verildiğini iddia etmiş ise de, fesih tarihini açıkça beyan etmemiştir. Davacı tanıklarının emeklilik sonrası çalışmaya dair açık beyanları yoktur. Ayrıca davacının yeni alt işveren nezdinde çalışmaya devam edip etmediği de araştırılmamıştır.
Bu nedenlerle, mahkemece davacının yaşlılık aylığı için ayrıldığı 31.08.2009 tarihinden sonra SGDP ödeyerek çalıştığı iddiasının …’dan araştırılması, resmi kurum olan davalı …’den davacının yeni alt işveren nezdinde çalışmaya devam edip etmediği sorulup, davacıdan fesih sebep ve tarihi açıklatılarak fesih sebep ve tarihinin tespiti ile davacının hizmet süresi saptanıp gerekirse ek rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F)Sonuç:
Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.12.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.