Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2011/49398 E. 2014/1386 K. 23.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/49398
KARAR NO : 2014/1386
KARAR TARİHİ : 23.01.2014

MAHKEMESİ : ANKARA 13. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2011
NUMARASI : 2010/267-2011/582

DAVA :Davacı, fark kıdem tazminatı ile ikramiye alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacı işçiye fesih tarihinde kıdem tazminatının çalışılan her yıl için 35 günlük ücret üzerinden, akdin başlangıç tarihinde yürürlükte olan personel yönetmeliğine göre ödenmesi gerekirken, 30 gün üzerinden ödendiğini, keza tazminat esas ücretin hatalı ve eksik bildirilmesi nedeni ile eksik ödemenin yapıldığını, daha önce ücretten ayrı olarak ödenen ikramiyenin maaşla birlikte ödenmesinin kararlaştırılmasına rağmen, Ağustos 2004 tarihinden itibaren ikramiyenin ödenmediğini iddia ederek, fark kıdem tazminatı ile ödenmeyen ikramiye alacağının davalı işverenden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının kurumdan hiçbir alacağının olmadığını, davacının ikramiye alacağının hiçbir zaman olmadığını, ikramiye alacağının kurumun 26.08.2008 tarihli kararı ile terk edildiğini, bunun yerine bir yılda ödenecek kadar ikramiye miktarlarının toplanarak 12‘ye bölünüp, bu miktarın maaşa eklenmesi usulünün benimsendiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yılda 45 gün esası ile ödenmekte olan ikramiye tutarlarının aylık maaşa ilave edilmesi ile ikramiye uygulanmasına son verildiği, uygulamanın 2 yıldan fazla devam etmesi nedeniyle iş yeri uygulaması haline dönüştüğü, gerekçesi ile fark kıdem tazminatı ve ikramiye alacağı talep edemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasında ikramiye alacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 120. Maddesi uyarınca halen yürürlükte olan 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. Maddesine göre iş sözleşmesi haklı neden olmadan feshedilen işçiye, işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Aynı madde de 30 günlük sürenin hizmet akitleri veya toplu iş sözleşmeleri ile işçi lehine değiştirilebileceği belirtilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. Maddesi uyarınca da, “İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı iş günü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz”.
İşçiye ücret ve diğer sosyal haklarının tam olarak ödenip ödenmediği ise imzalı veya eş değer belge ile kanıtlanmalı, bu belgeler karşılaştırılarak değerlendirme yapılmalıdır.
Dosya içeriğine göre davacının iş sözleşmesi 21.08.2008 tarihinde sona ermiş, kıdem tazminatı 30 günlük ücret üzerinden hesaplanmıştır. 1998 tarihinde yürürlükte olan ve iş sözleşmesinin eki niteliğinde olan Personel Yönetmeliği’nin 91. Maddesine göre işçiye kıdem tazminatının her yıl için son aylık ücretinin 35 günlüğü üzerinden ödenmelidir. Bu düzenleme nisbi emredici kural gereği işçi lehine olduğundan geçerlidir. Yönetmeliğin geçici maddesine göre de iktisap edilen haklar saklıdır. Davalı işveren 91. Maddedeki 35 günlük süreyi 12.07.2007 tarihli iç tamim ile 30 günlük süreye indirmiş, yönetmelikte bu şekilde değişiklik yapmıştır. Bu değişikliğin personele tebliğ edilmesi kararı da alınmıştır. Kıdem tazminatının her yıl için 35 günden 30 güne düşürülmesi, işçi aleyhine esaslı bir değişikliktir. Değişikliğin geçerli olması için işçiye yazılı olarak tebliğ edilmesi ve işçi tarafından da yazılı olarak kabul edilmesi gerekir. Anılan değişikliğin davacı işçiye tebliğ edilip edilmediği, işçinin yazılı kabulünün olup olmadığı araştırılmadan, fark kıdem tazminatı isteğinin reddi hatalıdır.
Davalı işveren 29.01.2007 tarihli iç yazışma ile emekliliği hak etmiş veya etmemiş personelden kendi isteği ile ayrılmak isteyenlerden yazılı olarak başvuracak personelin yasal hakları ödenmek (kıdem ve ihbar tazminatları) ve yasal mevzuat hükümleri çerçevesinde gerekli belgeleri oluşturacak personelin ayrılma talebinin kabul edileceğini belirtmiştir.
Diğer taraftan davacı 2004 Yılı Kasım ayına kadar ödenen ikramiyenin bu tarihten itibaren ücretlere yansıtılmasına rağmen ödenmediğini belirterek ikramiye alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı işverenin Eylül 2004 tarihli iç yazışma ile “Her ayın 15 inde ödenen ve yılda 8 kez verilen 45 günlük ikramiyelerin aya düşen miktarının temel aylıkla birleştirilerek temel ücret altında 01.11.2004 tarihinden itibaren birleştirilmesine” karar verdiği anlaşılmaktadır.
İkramiyenin temel ücrete ilave edilip, edilmediği, Ekim 2004 ve öncesi bordrolarla Kasım 2004 ve sonrası bordroların karşılaştırılması ile ortaya çıkacaktır. Anılan kayıtlar getirtilmeden, ikramiyelerin temel ücrete dahil edilip edilmediği belirlenmeden anılan alacağın reddi isabetsizdir.
Davacı işçinin ikramiye alacağının belirlenmesi halinde, kıdem tazminatına esas giydirilmiş ücrette değişeceğinden, davacı işçi açısından fark kıdem tazminatı olup olmadığınında tekrar değerlendirilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.