Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2011/48020 E. 2013/32756 K. 11.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/48020
KARAR NO : 2013/32756
KARAR TARİHİ : 11.12.2013

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA :Davacı, fazla mesai ücreti ve resmi tatil ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A)Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 01.11.1987-01.07.2010 tarihleri arasında davalı şirkette son 5 senedir Lojistik Müdürü olarak- çalıştığını, emekli olmak suretiyle işten ayrıldığını savunarak fazla mesai ve resmi tatil ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının üst düzey yönetici olduğunu bu nedenle çalışma saatlerini kendisinin düzenleyebileceğini ve fazla mesai ücretinin bir ücret alacağı olması nedeniyle 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının hizmet süresi boyunca yapmış olduğu fazla mesailere ilişkin ücretlerinin kendisine ödenmemesi nedeniyle kabulüne, resmi tatil ücretine ilişkin talebinin ise davacının resmi tatillerde çalışmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı süresi içersinde davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İşyerinde üst düzey yönetici konumda çalışan işçi, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda, ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamaz. Bununla birlikte üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir başka yönetici ya da şirket ortağı bulunması halinde, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden, yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti talep hakkı doğar. O halde üst düzey yönetici bakımından şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin de araştırılması gerekir. İşyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği kabul edilmelidir.
Somut olayda, davacı işçiye çalıştığı işyerinde mesai saatlerini belirleyen bir amiri tarafından çalışma saatleri konusunda emir ve talimat verildiği davacı tarafından kanıtlanamamıştır. İşyerinde davacının üstünde bir ünvanla çalışan bulunması, davacının kendi mesaisini kendisinin belirlemesine engel değildir. Ayrıca yukarıdaki ilke kararına göre de davacının işe alma, işten çıkarma yetkisinin bulunmaması da üst düzey yönetici olmadığı anlamına gelmez. Bu itibarla tüm dosya kapsamına göre yüksek ücret alan davacıya işveren tarafından da fazla mesai yapması yönünde açık bir talimat bulunmadığından davacının kendisinin belirlediği çalışma saatleri nedeniyle fazla mesai ücreti talep edemeyeceği gözetilmeden fazla mesai ücretinin kabul edilmesi hatalı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.