YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/25631
KARAR NO : 2012/193
KARAR TARİHİ : 16.01.2012
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA :Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, fazla çalışma ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, ön muhasebe ve sekreter olarak çalıştığını, hamile olduğunu, hamileliğinin sıkıntılı başladığını, sağlık sorunları, doğum öncesi ve sonrası yasal izin haklarının varlığından rahatsız olan davalının kendisini üretim bölümünde mal sevkıyatı ve depo sorumlusu olarak görevlendirdiğini, bu görev gereği ağır yük kaldırması gerektiğinden taşıma işi yapamayacağını davalı işverene söylemesi üzerine işverenin kendisine çıkıp gitmesini söyleyerek iş sözleşmesini feshettiğini ileri sürerek kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatları ile fazla çalışma ve ücret alacaklarının tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının hesabına 01.05.2007 tarihinde 565,00-TL yatırıldığını, ücret alacağı bulunmadığını, ücret alacaklarını tam olarak aldığı halde belgeleri imzalamadığını, fazla çalışma ücretlerini aldığını, davacının iş yerinde huzursuzluk çıkardığını, bu konuda davacı ile konuşmak istediğinde davacının hakaret ettiğini, tutanak düzenlendiğini, 18.04.2006-26.04.2007 tarihleri arası izin almaksızın işe gelmediğini, davacıya ihtarname gönderilerek mazeretini bildirmesinin istendiğini, davacının ise şifahi olarak istifa ettiğini söylediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Uyuşmazlık, davacının iş akdinin işveren tarafından feshinde kötüniyet tazminatının koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medenî Kanunun 2 nci maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir.
Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir.
Kötüniyet tazminatına hak kazanma koşulları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, 4857 sayılı Yasada önemli değişiklikler öngörülmüştür. Yasanın 17 nci maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
1475 sayılı Yasada, “işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması” gibi sebepler ileri sürülerek iş sözleşmesinin sonlandırılması, kötüniyetin varlığı açısından örnekseme biçiminde sayıldığı halde, 4857 sayılı Yasada genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, aleyhine dava açması veya tanıklık yapması nedenlerine bağlı fesihlerin kötüniyete dayandığı kabul edilmelidir.
Tazminat miktarının belirlenmesi de Yasa ile açıklığa kavuşturulmuş, “kötüniyet tazminatının” ihbar önellerine ait ücretin üç katı tutarında olacağı belirtilmiş ve ayrıca ihbar tazminatının da ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
Yasanın 17 nci maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötüniyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır (Yargıtay 9.HD. 12.6.2008 gün 2007/21422 E, 2008/ 15336 K).
Somut olayda davacı işçi iş sözleşmesinin hamile olduğu için feshedildiğini ileri sürerek kötü niyet tazminatı talep etmiştir.
Mahkemece kötüniyetin kanıtlanmadığı gerekçesi ile isteğin reddine karar verilmiştir.
Mahkeme feshe ilişkin gerekçesinde “davalı tanıklarından …’ın duruşmadaki yeminli anlatımında işverenin kendisine telefon ederek davacının hamileliği sebebiyle eski işinde çalışamayacağını söylediğini ve hesabını kesmesini istediğini, bunun üzerine davacının kıdem ve ihbar tazminatı bordrosunu hazırladığını, işverenin maddi durumu elverişli olmadığından davacının tazminatlarını 2 taksit halinde ödemeyi kabul etmediğini, bu durumda davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandıracak şekilde sona erdirildiği anlaşılmıştır,” gerekçesiyle davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini kabul etmiştir. Gerçekten de dinlenen davalı tanığı Necdet, işverenin davacının hamile olması nedeniyle eski işinde çalışamayacağını kendisine söylediğini beyan etmiştir.
Davacı dava dilekçesinde, ön muhasebede ve sekreter olarak çalıştığını, hamileliğinin sıkıntılı başladığını, sağlık sorunları, doğum öncesi ve sonrası yasal izin haklarının varlığından rahatsız olan davalının kendisini üretim bölümünde mal sevkıyatı ve depo sorumlusu olarak görevlendirdiğini iddia etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde davacının muhasebede çalıştığını kabul etmiş ancak davacının görev yerinin değiştirilmesine ilişkin her hangi bir açıklama yapmamıştır. Uzun süre ön muhasebede çalışan ve sekreter olarak çalışan davacının görev yerinin değiştirilmesi için bir neden bulunmadığı gibi davalı tarafında da bu konuda her hangi bir açıklama yapılmamıştır.
Davacının kötü niyet iddiası, davalı tanığının anlatımı, mahkemenin feshe ilişkin gerekçesi ve dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde davacının iş akdinin hamile olması nedeniyle feshedildiği sabit olduğundan kötüniyet tazminatı isteğinin kabulü gerekirken reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.