Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2011/14746 E. 2013/15526 K. 22.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/14746
KARAR NO : 2013/15526
KARAR TARİHİ : 22.05.2013

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA :Davacı ve karşı davalı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, yıllık izin ücretleri alacaklarının ödetilmesine, davalı ve karşı davacı ise ihbar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, asıl davayı kısmen, karşı davayı kabul etmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı – Karşı Davalı İsteminin Özeti:
Davacı iş akdinin işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, ücretinin ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığı gibi karşılığı olan ücretlerin de ödenmediğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret ve yıllık ücretli izin alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı – Karşı Davacı Berk Şirketinin Cevabının Özeti:
Davacının işyerinde bir işçinin iş haksız olarak terk etmesi üzerine davacının da işi terk ettiğini, ücret alacağının ödendiğini, yıllık izinlerini kullandığını savunarak davanın reddini, işçinin işyerini bildirimsiz olarak terk etmesi nedeni ile ihbar tazminatı ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Davalı TCDD Cevabının Özeti:
Diğer davalı şirket ile aralarında asıl – alt işveren ilişkisi olmadığını davacının diğer davalının işçisi olduğunu, kendilerine sorumluluk yüklenemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
D) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine, ücret ve yıllık ücretli izin alacaklarına ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
E) Temyiz:
Kararı taraflar yasal süresi içerisinde temyiz etmiştir.
F) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- İşçi ücretlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 37nci maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
4857 sayılı Yasanın 32 nci maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.
Uzun süre ücretlerinin ödenmediği iddiası karşısında, işverence cevap dilekçesinde dayanılmak kaydıyla yemin teklifi hakkının olduğu hatırlatılmalı ve gerekirse bu yönde usulü işlemler tamamlandıktan sonra sonuca gidilmelidir. Dairemizce, çok uzun süre ücret ödenmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtilerek, hâkimce resen yemin teklifinde bulunulabileceği de kabul edilmektedir (Yargıtay 9.HD. 18.10.2004 gün 2004/7006 E. 2004/23275 K). Somut olayda, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan Şubat 2009 ayına ait ücret bordrosu incelendiğinde davacıya ücret tahakkuku yapıldığı ve ihtirazi kayıt konulmadan imzalandığı anlaşılmakla, imzanın aidiyeti davacıya sorulup bu husus aydınlatıldıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
G) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.