YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/13644
KARAR NO : 2013/17036
KARAR TARİHİ : 04.06.2013
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Taraflar arasındaki, banka zararının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi taraflar avukatınca istenilmesi ve davalı avukat tarafından duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.06.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat….ile karşı taraf adına . … geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı …, … A.Ş … Şubesinin eski müdürü olan davalının, görev yaparken şube müşterilerinden …’in 1.381.206.59 DEM ve …’in 949.925.99DEM olan döviz tevdiat hesaplarının 4.015.USD/DEM parite üzerinden Amerikan Dolarına çevrilmesi işlemini genel müdürlüğünü izni olmaksızın gerçekleştirerek 985.520.22USD ve 677.792.35USD lik iki adet vadesiz hesap cüzdanını daktilo ile düzenleyerek müşterilere verdiğini ve paritenin düşmesini beklediğini ancak sürekli yükseldiğini, 03.06.1998 tarihinde müşterilerin paralarını çekmek istemeleri sebebiyle DEM karşılıklarının 1,714 pariteden USD ne çevrilerek ödendiğini aradaki 173.714.30 USD ve 119.472.15 USD lik farkın diğer muhtelif alacaklar hesaplarından kullandırılan 75.629.702.350 TL’nın dolara çevrilmesi suretiyle karşılandığını beyanla, müfettiş incelemesi sonucu hazırlanan 14.06.2002 tarihli soruşturma raporu sonucu ortaya çıkan usulsüz işlem nedeniyle 4.651.459.98 TL zararın ortaya çıktığını ileri sürerek sözü edilen tutarın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı işçi, davanın zaman aşımına uğradığını, işlemin üzerinden 12 yıl geçtiğini savunmuş, söz konusu işlemden genel müdürlük çalışanlarının bilgisi olduğunu ve hesabın vadesiz olması nedeniyle faiz ödenmemesinden dolayı bankanın daha kârlı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, ilk olarak verilen kararda, zamanaşımı sebebiyle isteğin reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine Dairemizce verilen kararda, zamanaşımı süresinin dolmadığı belirtilerek işin esasına dair karar verilmesi gerektiği açıklanmıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda bilirkişi heyetinden rapor alınmış ve Türk Lirası cinsinden zararın 75.629,70 TL ve bu rakamın dava tarihine kadar olan işlemiş faizi olan 287.632,36 TL’nin banka zararının oluşturduğu gerekçesiyle sözü edilen tutarlar bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı yasal süresi içinde her iki taraf temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davaya konu arbitraj işlemi ile iki banka müşterisinin Alman Markı olarak açılan döviz hesapları Amerikan Dolarına dönüştürülerek bu yönde banka hesap cüzdanı verilmiş ve 30 ay boyunca kur riski davacı banka üzerinde bırakılmıştır. İşlem sonrasında parite Amerikan Doları lehine yükseldiği için banka zararından söz edilerek bu dava açılmıştır.
Hükme esas alınan bankacılar ve hukukçudan oluşan bilirkişi heyet raporunda yüksek parite uygulanmasına bağlı banka zararı 293.186,45 USD ve şubeler arası faizden sağlanan gelir ise 321.116,87 USD olarak belirlenmiştir. Buna göre davaya konu arbitraj işlemi sebebiyle bankanın zararı yerine 27.930,42 USD gelir elde ettiği açıklanmıştır.
Mahkemece davalı işçinin bir an için kusurlu olması durumunda hesaplama yapılması isteğiyle ek rapor alınmış, bilirkişi heyeti aynı görüşünü açıklamakla birlikte, işlemde işçinin kusurlu sayılması halinde kusurun % 50 oranında olabileceğini, % 50 lik kısmının ise genel müdürlük birimlerine ait olduğunu belirtmiş ve önceki kararda açıklanan 293.186,45 USD (75.629.70 TL) kayıp ve işlemiş faizin 283.388.044 TL olduğu ifade edilmiştir.
İlk derece mahkemesince verilen kararda, arbitraj işleminde bankanın kusuru ya da bilgisinin olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle sadece davalı işçinin sorumluluğuna dair karar verilmiştir. Yine bankanın sözü edilen işlem sebebiyle uğradığı zararın yanında elde ettiği gelirler değerlendirmeye alınmamıştır.
Bozma sonrası alınan bilirkişi heyet raporunda davaya konu arbitraj işlemi sebebiyle bankanın şubeler arası faizlerden sağlanan gelirlerinin müfettiş raporundaki verilere göre 321.11,87 USD olduğu belirlenmiş olup, hesaplamada müfettiş soruşturma raporu ekindeki tablonun esas alındığı bildirilmiştir. Bu itibarla müfettiş raporunda dahi sözü edilen işlem sebebiyle bankanın, şubeler arası cari faiz geliri elde ettiği kabul edilmektedir.
Öte yandan bankanın arbitraj işlemine konu hesaplar sebebiyle belli bir süre faiz ödemek zorunda kalmadığı bu yönden de bir gelir elde ettiği sabittir. Böyle olunca davalının yapmış olduğu arbitraj işlemi sebebiyle banka zararının ortaya konulması için banka kayıpları ve banka gelirleri değerlendirilerek gerçek zarar hesabı yapılmalıdır. Bankanın aynı işleme bağlı olarak gelirleri değerlendirilmeksizin sadece kayıplarının dikkate alınması yoluyla sonuca gidilmesi yerinde değildir.
Bilirkişi heyet raporunda banka gelir ve giderleri bakımından bir hesaba yer verilmişse de banka gelirleri yönünden hesap denetime elverişli değildir. Sözü edilen döviz hesabındaki paraların davacı banka tarafından değerlendirilmiş olmasına bağlı olarak bankaca elde edilen gelir hesabının dayanakları gösterilmek suretiyle ticaret hukukçularından seçilecek bir bilirkişi heyeti tarafından yeniden denetime elverişli şekilde bir hesap raporu alınmalıdır. Ayrıca hesap sahiplerine faiz ödenmemiş olmasının bankaya sağladığı menfaat belirlenmelidir. Daha sonra bankanın, paritenin Amerikan Doları lehine değişmesine bağlı olarak kur farkına dayalı kaybı belirlenmeli ve gelir gider arasındaki farka göre bankanın uğradığı bir zarar olup olmadığı saptanmalıdır.
Zararın varlığı belirlendiği taktirde davacının kusur durumu bilirkişi heyetinden alınacak raporda yeniden değerlendirilmelidir. Özellikle müfettiş raporunun 4. sayfasında belirtilen “genel müdürlük yetkililerinin ilgililer hakkında gereğini yapmayarak geçici hesaptan karşılanan söz konusu zararı banka zararı olarak kabullendikleri” şeklindeki açıklama da dikkate alınmalı ve varsa karşılıklı kusur durumları belirlenmeli sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bazı yönlerden denetime elverişli olmayan rapora göre ve aynı raporda açıklanan banka gelirleri dikkate alınmaksızın karar verilmesi hatalı olup kararın bu yönlerden bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.