Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2011/10877 E. 2012/40940 K. 05.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/10877
KARAR NO : 2012/40940
KARAR TARİHİ : 05.12.2012

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA :Davacı, ilave tediye ve ikramiye alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

1- Davacı işçi işe girdiği tarihten itibaren uygulanan toplu iş sözleşmelerine göre ücret artışlarının tam uygulanmadığı gerekçesi ile 2008 tarihinde açtığı bu dava ile fark ücret, fark ilave tediye ve fark ikramiye isteklerinde bulunmuştur.
Davalı işveren davacının bakanlık oluru ile orman mühendisi olarak yüksek ücretle çalıştırıldığını, müktesep hak sayılmamak üzere bakanlık oluru ile yüksek ücret ödendiğini toplu iş sözleşmesi hükümlerinin de tam olarak uygulandığını savunmuştur.
Mahkemece istek gibi hüküm kurulmuştur.
Davacıya işe girdiği tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlandığı ancak bazı tarihlerde davalı Bakanlık oluru ile de yevmiye belirlemesi yapıldığı görülmektedir. Bakanlık oluru ile yevmiye artışları yapılırken bu artışların müktesep hak teşkil etmemek üzere yapıldığı ve ücret zamlarının toplu iş sözleşmesinde belirlenen ücret üzerine yapılacağı açıkça duyurulduğu gibi, yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin 40/IV maddesinde ücret artışlarının Bakanlık tarafından iyileştirme sonucu belirlenen yüksek ücret üzerine değil, toplu iş sözleşmesine göre hak kazanılan ücret üzerine yapılacağı yazılıdır. Böyle olunca davalı Bakanlıkça belirlenen ücrete toplu iş sözleşmesi zamları uygulanarak fark alacakların kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
Hukuk Genel Kurulu da 2009/9-438 Esas, 2009/500 sayılı kararında aynı olayda ücret zamlarının Bakanlık oluru ile belirlenen ücrete göre değil, toplu iş sözleşmeleriyle belirlenen ücret üzerine uygulanması gerektiği şeklinde karar vererek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına dair hüküm kurulmuştur.
Böyle olunca davacıya toplu iş sözleşmesi zamlarının tam olarak uygulandığı, bu nedenle bir alacağının olmadığı, fark alacağının dayanağı yapılan toplu iş sözleşmesi ücret zamlarının Bakanlık oluru ile belirlenen yevmiye üzerinden yapılması ile denetime elverişli şekilde hesap raporu alınmalı ve sonucuna göre davaya konu fark alacakların olup olmadığı tespit edilmelidir.
2- Mahkemece hüküm fıkrasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde kabul edilen alacakların faiz başlangıçlarının açıkça gösterilmemesi, dava ve ıslahtan denmek suretiyle infaza elverişsiz şekilde karar verilmesi de hatalıdır. Ayrıca 31.12.2004 sonrasında doğan ve toplu iş sözleşmesine dayanamayan alacaklar bakımından en yüksek işletme kredisi faizine karar verilmesi de doğru değildir. Yukarıdaki bent uyarınca yapılacak inceleme sonucu fark alacakların belirlenmesi durumunda 31.12.2004 tarihinden sonra doğan ücret ve ikramiye alacakları bakımından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. Maddesi gereği bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.