Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2009/29039 E. 2010/3620 K. 16.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/29039
KARAR NO : 2010/3620
KARAR TARİHİ : 16.02.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi(Müstemir Yetkili)

DAVA :Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, iş güvencesi tazminatı farkı, izin
ücreti ile boşta geçen süreye ait ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini
istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçi işe başlatmama tazminatının eksik ödendiğini ileri sürerek eksik olan kısmın ödetilmesi yönünde talepte bulunmuş, davalı işveren hakların tam olarak ödendiğini ileri sürerek isteğin reddini savunmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda işverence 2.1.2006 tarihinde yapılan ödeme sırasında işe başlatmama tazminatından gelir vergisi kesildiği belirtilmiş ve hak kazanılan tutardan işçiye yapılan ödemenin neti düşülerek aradaki fark belirlenmiştir. Yerel mahkeme tarafından işe başlatmama tazminatı farkı isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda uyuşmazlık işe başlatmama tazminatından gelir vergisi kesilip kesilmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davalı işveren vergi sorumlusu olup, davacı vergi yükümlüsü adına anılan tazminattan gelir vergisine keserek ilgili vergi dairesine yatırmıştır. Davalı işveren uygulaması Maliye Bakanlığının 28.6.2005 gün ve GİB. 042/ 4207 -44/ 27873 sayılı ve 3.8.2007 gün ve B.7.1.GİB.0.03.43/4305-182/ 069750 sayılı Özelgelerine uygun olup sözü edilen yazılarda işe başlatmama tazminatının gelir vergisine tabi olduğu vurgulanmıştır. Danıştay 3 Dairesinin 15.2.2007 gün ve 2006/ 3799 E, 2007/ 414 K. sayılı kararı ve Dairemizin 25.4.2008 gün ve 2007/ 16610 E, 2008/ 10304 K. sayılı kararları işe başlatmama tazminatından gelir vergisi kesilmeyeceği yönünde olsa da, soruna işveren açısından bakıldığında davalı işveren Maliye Bakanlığı Özelgelerine uymak durumundadır. Bu nedenle davalı işvereni kötüniyetli olduğundan söz edilemez.
Öte yandan 16.6.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5904 sayılı yasa ile 193 sayılı gelir vergisi kanununda değişiklik yapılmış ve işe başlatmama tazminatı gelir vergisi istisnaları arasında gösterilmiştir. Aynı yasa ile 193 sayılı gelir vergisi kanununa eklenen geçici 77 maddede ise, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlerle ilgili olarak
22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 21 inci maddesi uyarınca işverenlerce işçiye ödenen işe başlatmama tazminatları, damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz. Anılan dönemlere ilişkin işe başlatmama tazminatı gelir vergisi tevkifatına tabi tutulan mükelleflerin; tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları ve dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanununun düzeltmeye ilişkin hükümleri uyarınca tahsil edilen gelir vergisinin red ve iade işlemleri yapılır” şeklinde kurala yer verilerek daha önce kesilen gelir vergisi ile ilgili iade esasları belirlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre daha önce kesilen gelir vergisi tutarları vergi yükümlüsüne iade edilecektir.
Somut olayda vergi yükümlüsü davacı işçi olup, davacının fazla ödenen vergiyi ilgili vergi dairesinden talep etme hakkı vardır. Yasa, vergi sorumlusu olan davalı işverene iadeye dair bir düzenlemeye yer vermemiştir. Bu durumda davalı işveren tarafında vergi tutarı kadar miktar biri vergi dairesine diğeri işçiye olmak üzere iki kez ödenmiş olacaktır. Yine mahkemece verilen karar kesinleştiği taktirde davacı işçi işe başlatmama tazminatı gelir vergisi tutarı kadar bir miktarı, biri işverenden diğeri ilgili vergi dairesinden olmak üzere iki kez tahsil edebilir durumda olacaktır. Davacı işçi vergi iadesi tutarını ilgili vergi dairesinden talep edebileceğine göre mahkemece bu şekilde mükerrer yararlanmaya dair hüküm kurulması hatalıdır. Mahkemece, işçi adına vergi dairesine yatırılan tutarın işçi tarafından geri alınabileceği düşünülerek, mükerrer yararlanmaya yol açmamak için sözü edilen miktarın işverenden tahsili yönünde hüküm kurulmamalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.