Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2009/14408 E. 2010/1839 K. 01.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/14408
KARAR NO : 2010/1839
KARAR TARİHİ : 01.02.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davalı işyerinde şoför olarak çalışan davacı işçinin iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, davacının 25.11.2007 tarihinde kullandığı araçla geri geri giderken, işverene ait duran diğer bir araca çarptığını, olayda kusurlu olduğunu, iş sözleşmesinin 30 günlük ücretini aşacak şekilde zarar meydana getirmesi nedeni ile haklı olarak feshedildiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davalı işyerinde hizmet akdi ile çalışırken iş akdinin davalı işverence davacının hasarlı bir trafik kazasına karışması gerekçe gösterilerek feshedildiği, ancak davalı işverenin feshe dayanak alınan trafik kazasının olduğu tarihten ve hatta kaza nedeniyle hasarı belirleyen ödeme belgesi fatura tarihinden itibaren altı iş günü geçirildikten sonra feshedildiği anlaşılmakla davalının geçerli fesih hakkını süre nedeniyle kaybettiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 25/II.ı bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, başka eşya ya da maddelere 30 günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu hususu düzenlenmiştir. İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması halinde işverenin haklı ve geçerli fesih imkânı olmadığı gibi, işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarı da bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır. 30 günlük ücreti tutarında bir zarar yoksa iş sözleşmesinin feshi haklı neden olarak kabul edilmemelidir. Ancak 30 günlük ücretten az zarar nedeni ile işyerinde olumsuzluklara meydana gelmiş ve iş ilişkisinin sürdürülmesi işveren açısından önemli ölçüde beklenmez bir hal almış ise feshin geçerli nedene dayandığının kabulü gerekir. Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının herhangi farkı bulunmamaktadır. İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir.
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 26. maddesinde düzenlenen 6 iş günlük nispi ve bir yıllık mutlak hak düşürücü süre aynı yasanın 25. maddesinde ki haklı nedenlerle bildirimsiz fesihlerde uygulanacak olup, 18 ve devamı maddelerinde düzenlenen geçerli fesih hallerinde uygulanacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Kısaca 26. maddedeki hak düşürücü süre, işçinin 24. maddenin 2. fıkrasına ve işverenin 25. maddenin 2. fıkrasına dayanan fesihler yönünden aranmalıdır. Hak düşürücü süre, işverenin feshe yetkili makamın öğrendiği tarihten itibaren başlatılmalıdır. Ancak geçerli nedenlerle fesih beyanı da, yenilik doğurucu bir hak olması nedeni ile bir hak düşürücü süreye tabi tutulması kaçınılmazdır. Dairemiz geçerli nedenle fesihte, fesih hakkının makul süre içinde kullanılması gerektiğini kararlılıkla vurgulamış, fesih hakkının kullandığı anda işçinin feshe konu edilen davranışı işyerinde olumsuzluklara neden olmaya devam ediyor ve işyerinde iş ilişkisinin devamını etkiliyorsa, bir anlamda işçinin davranışı veya diğer geçerli nedenler etkisini yitirmemiş makul süre içinde fesih hakkının kullanıldığı kabul edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta davacının 25.11.2007 tarihinde işverene ait aracı geri vitesle kullanırken, işverenin diğer bir aracına çarptığı, işveren ait araçta faturaya göre hasar gören parça ve işçilik gideri dahil 3.686,29 TL zarar meydana geldiğinin 02.12.2007 tarihinde bildirildiği, davacının bu nedenle 04.12.2007 tarihinde savunmasının alındığı, davacının savunmasında havanın sisli olması nedeni ile arkadaki aracı göremediğini beyan ettiği, iş sözleşmesinin 28.12.2007 tarihinde bu nedenle feshedildiği anlaşılmaktadır.
Öncelikle hasar ve kusur oranı açısından uzman bilirkişi marifet ile keşif yapılmadan kusur oranına göre feshin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II. ı maddesi kapsamında kalıp kalmadığı, kalmış ise feshe yetkili makamın öğrendiği tarihten itibaren fesih hakkının hak düşürücü süre içinde kullanılıp kullanılmadığı belirlenmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. Diğer taraftan, haklı nedenle fesih için 4857 sayılı İş Kanunu’nun 26. Maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin, geçerli nedenle fesih için dikkate alınması da isabetsizdir. Zira fesih haklı neden kabul edilmese bile, işyerinde olumsuzluklara yol açmış ve iş sözleşmesinin devamı işveren açısından beklenmez bir hal almışsa, feshin geçerli nedene dayandığının kabulü gerekecektir. Davacının ihmali ve kusuru ile verdiği zarar 30 günlük ücretinden az veya 6 günlük hak düşürücü süre içinde fesih hakkının kullanılmaması nedeni ile haklı neden kabul edilemeyecek davranış, işyerinde olumsuzluklara neden olmaya devam ediyor ise feshin geçerli nedene dayandığı kabul edilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulü hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,01.02 .2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.