Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2008/40471 E. 2010/1938 K. 02.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/40471
KARAR NO : 2010/1938
KARAR TARİHİ : 02.02.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVALILAR : 1-MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI ADINA AVUKAT … PEKCAN 2- BELEDİYE SENDİKASI ADINA AVUKAT …
DAVA :Davacı, spor kesintisi adı altınada ücretinden kesilen 300.00
TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle ;
1- Davacı, … Büyükşehir Belediye bünyesinde sendikalı işçi olarak çalışmış ve emekli olmuştur. Emeklilik öncesi yararlandığı Toplu İş Sözleşmesinin 70/b maddesinde yasaya aykırı olarak kesilen spor aidatının istirdadını anılan hükmün yok sayılarak iptali isteklerinde bulunmuştur.
Davalı Sendika ve Belediye davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kesinti işleminin sosyal tarafların danışıklı olarak yapılması; hükmün iptalinin ise Toplu İş Sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle red olunmuştur.
Karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1982 Anayasasının 51.maddesinde, çalışanlar ve işverenlerin, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak için sendika kurabilecekleri ifade edilmiştir. 53.maddede de işçiler ve işverenlerin, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarının ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla Toplu İş Sözleşmesi yapma hakkı olduğu vurgulanmıştır.
2821 Sayılı Sendikalar Kanunu madde birde; Yasanın amacının çalışma ilişkilerinde ekonomik ve menfaatlerin korunması ve geliştirilmesinin amaçlandığı belirtilmiştir.
2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanununun birinci maddesinde de işçi ve işverenlerin karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarının ve çalışma şartlarını düzenlenmek üzere, Toplu İş Sözleşmesi yapmalarının, uyuşmazlıkları barışçı yollarla çözülmelerinin hedeflendiği açıklanmıştır.
Bu genel düzenlemeler yanında 2821 sayılı Kanunun 61.maddesinde; sendika aidatı dışında sendikaya ödenmek üzere bir kesintisinin yapılmasının toplu iş sözleşmesi ile kararlaştırılmayacağı emredici olarak düzenlenmiştir.
Danışıklı işlem (muvazaa) de görünüşteki işlemi yapan taraflar anılan işlemin gerçek iradelerine uymadığı ve hiç bir hukuki sonuç doğurmayacağı konusunda anlaşmalarının varlığı kabul edilir. Danışıklı işlemde sırf görünüşte kalan ve işlem taraflarınca hiçbir şekilde hukuki sonuç doğurmamak için açığa vurulmuş bir irade beyanı olduğundan, gerçek bir işlemden söz edilemez. “ Yokluk” söz konusudur.
Somut olayımızda, Toplu İş Sözleşmesi 70/b de spor kesintisine yer verilmiştir. 87.maddede süt ve yoğurt yardımı düzenlenmiştir. Her iki maddede ki miktarlar eşittir.
Sosyal tarafların amaçları her iki hükmün gerçekte sonuç doğurmayacağı yönünde olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır. Anılan işlem “yok” hükmündedir. Sendika üyesi işçinin yapılan işlemle ilgili yürürlük süresi içinde bir davası bulunmamaktadır. Bağlı olduğu bir Sendika olduğuna göre haklarını korumalı, aksi halde Sendikasını eleştirebilmeli ya da ayrılmalıdır. Engel hali bulunmamaktadır.
Süt ve yoğurt yardımı karşılığında spor kesintisi düzenlenmiştir. Haklardan birinin tek başına toplu iş sözleşmesinde yer almasını taraflar istememişlerdir. Bütün bunlar danışıklı hükmün varlığını doğrulamaktadır. Kaldı ki taraflar bunu açıkça ifade etmişlerdir. O halde işçinin bir hak isteminde bulunması gerekçesi ortadan kalkmıştır. Gerçek olmayan hak istenemez.
Toplu İş Sözleşmesi taraflarının Devletin mali kaynağını Anayasanın 51, 53; 2821 sayılı Yasanın 1, 61; 2822 sayılı Kanun 1, 61.maddelerine aykırı olarak amaç dışı kullandıkları tartışmasız ise de bu durumun hukuku sonuçları Dairemiz görev alanı dışındadır.
2-) Mahkemece işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinin 70/b hükmünün iptali talebi konusuz kaldığından hüküm kurulmasına yer olmadığına ve kesinti miktarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2 maddesi uyarınca davanın red sebebi davalılar yönünden ortak olduğundan davalılar vekili yararına tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir iken yazılı şekilde davalılar yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı ise de bu konuda HUMK’nun 438/7 fıkrası uyarınca yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmamıştır. Bu itibarla kararın hüküm fıkrasında 6 ve 7. maddelerinin belirtilen cümlelerinin silinerek yerine “6. Avukatlık Ücret Tarifesinin 3/2 maddesi uyarınca 930,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 2.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.