Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2008/19053 E. 2010/4879 K. 25.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/19053
KARAR NO : 2010/4879
KARAR TARİHİ : 25.02.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA :Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal
bayram, genel tatil, ücret , ilave tediye ile ikramiye alacaklarının ödetilmesine karar
verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm duruşmalı olarak taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş ve davalılar avukatıncada duruşma telep edilmiş ise de; HUMK.nun 435.maddesi gereğince duruşma isteğinin süreden reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itrazları yerinde değildir.
2- Davacı çalıştığı 19 yıl boyunca hiç yıllık izin kullanmadığını belirterek izin ücreti alacağının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı işveren davacının yıllık ücretli izinlerini kullandığını savunmuş ve bilirkişi raporunun dosyaya sunulmasından sonra 19.10.2007 tarihli dilekçe ile savunmalarının kanıtlanması yönünden davacıya yemin teklifinde bulunmuştur.
Mahkemece tüm çalışma süresi boyunca izin kullanmadığı kabul edilerek istek hüküm altına alınmıştır.
Medeni Usul Hukukumuzda yemin delili kesin delil niteliğinde olup; uygulama ve öğreti de iki başlık halinde ele alınmaktadır. Bunlardan birisi taraf yemini (Kesin yemin), diğeri de resen yemin (hakimin teklif ettiği tamamlayıcı yemin) dir.
Kesin yemin, ispat yükü kendisine düşen tarafın davanın halline etkili bir vakıanın ispatı için diğer tarafa teklif ettiği yemin olup, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 344 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Yemin teklif edecek taraf, ispat yükü kendisine düşen fakat iddiasını veya savunmasını ispat edememiş olan taraftır.
Hakimin teklif ettiği tamamlayıcı yemin ise 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 356.maddesinde düzenlenmiş olup; maddede yer alan “iddia olunan hususun kesin delillerle ispat edilememiş olması” ve “iddia olunan hususun ispatı için gösterilen delillerin hüküm verilebilecek derecede hakimi ikna edememesi” koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği kabul edilmektedir.
Yine, Aynı Kanunun 195 ve devamı maddelerinde esasa cevap düzenlenmiş olup; davalının varsa karşı delillerini bildirmesi gereği, 200.maddede 179. ve 180.maddelere atıfla açıkça belirtilmiştir.
Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, mahkemece yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ancak ispat yükü kendisine düşen tarafın yemin deliline başvuru hakkının varlığı ile mümkündür. Yasal olarak kullanılma hakkı bulunmayan bir hakkın varlığının mahkemece hatırlatılması da düşünülemez. Yemin deliline dayanılabilmesi de ancak, ya tarafların delil listelerinde açıkça bu delile dayanmaları veya davacının dava dilekçesinde, davalının da cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmaları veya uygulamada kabul edildiği şekliyle sair deliller ifadesine yer vermeleri ile olanaklıdır(20.10.2008 gün ve 2007/29532 Esas, 2008/27966 Karar sayılı ilamı).
Tüzel kişilerin taraf olduğu davalarda tüzel kişiye teklif edilen yemin, tüzel kişinin yetkili organı tarafından eda edilir. Bu temsilci, yemin konusu işlemin yapıldığı tarihteki değil, yemin teklif edildiği zamandaki temsilcidir. Ayrıca, birlikte temsil söz konusu olduğu takdirde yeminin bağlayıcı olabilmesi için birlikte temsile yetkili kişilerin tamamının da yemin etmesi zorunludur.
İspat külfeti kendisinde olmayan tarafın karşı tarafa yönelttiği yemin hukuki sonuç doğurmaz.
Davalı taraf cevap dilekçesinin deliller kısmında yemin deliline dayanmıştır.
Somut olayda; izinlerin kullandırıldığı ya da ücretinin ödendiğine ilişkin ajandalar dışında delil ibraz edemeyen davalı taraf davacı tarafa yemin teklifinde bulunmuştur.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 337 ve devamı maddelerinde düzenlenen hükümler uyarınca usuli işlemler yerine getirilmek suretiyle davacıya yıllık ücretli izin kullanıp kullanmadığı yönünden yemin teklif edilmeli, davacının tutumuna göre yine usul hükümleri çerçevesinde dosyadaki delillerle birlikte bir değerlendirmeye tabi tutularak sonuca gidilmelidir.Yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,25.02 .2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

DY