Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2008/11759 E. 2010/353 K. 19.01.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/11759
KARAR NO : 2010/353
KARAR TARİHİ : 19.01.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, zam farkı, ilave
tediye, ikramiye, izin yardımı, yemek yardımı, yakacak yardımı, bayram yardımı, izin
yardımı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1. Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davacı zincirleme sözleşmelerle aralıksız olarak çalıştığını, işçi sendika üyeliği işverene bildirildiği halde toplu iş sözleşmesi hükümlerinin tam olarak uygulanmadığından söz ederek kıdem tazminatı farkı ile ihbar tazminatı ve toplu iş sözleşmesinden doğan diğer fark isteklerin ödetilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren, davacının vizeye tabi geçici işçi olarak çalıştığını ileri sürmüş ve toplu iş sözleşmesinin ek madde 1. maddesi hükmüne göre haklarının tam olarak ödendiğini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişiden hesap raporu aldırılmış ve hesaplamanın toplu iş sözleşmesinin hükümlerine uygun olduğu gerekçesiyle isteklerin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçi işyerinde 31.10.1996 tarihinde çalışmaya başlamış ve 28.12.2004 tarihinde iş sözleşmesi feshedilmiştir. Davacının sendika üyeliği 06.08.2003 tarihinde davalı işverene bildirilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi tarafından üyeliğin bildirildiği tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinin 43 ve 44. maddelerine göre ücreti belirlenmiştir.
Somut olayda taraflar arasındaki tartışmalı husus, davacının toplu iş sözleşmesinin ek madde 1. maddesine uygun olarak yetkili mercilerin izniyle çalışan işçi olup olmadığı ve işçilik alacaklarının toplu iş sözleşmesinin anılan maddesine uygun olarak ödenmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Toplu iş sözleşmesinin sözü edilen maddesinde, yetkili mercilerden verilen izinler kapsamında çalıştırılan işçiler bakımından ücret ve diğer haklar bakımından ayrı bir düzenlemeye gidildiği görülmektedir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının vizeli işçi olarak çalıştığı açıklanmış ancak, işyerinde çalışan tüm işçilerin vizeye tabi olduğundan söz edilerek Toplu
iş sözleşmesinin ek madde 1. maddesi yerine asıl hükümleri uygulanmak suretiyle hesaplamaya gidilmiştir.
Toplu iş sözleşmesinin ek madde 1. maddesinde, yetkili mercilerin izin ve kararı ile çalıştırılan işçiler yönünden toplu iş sözleşmesini bazı hükümlerinin uygulanması yönünden ayrık düzenlemeye gidildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı işçinin işyerinde yetkili mercilerden alınan izin kapsamında çalıştırılıp çalıştırılmadığının belirlenmesi gerekir. Dosya içinde bulunan belediye encümen yazılarında davacının vizeli işçi olduğundan söz edilmiş, ancak davacı işçi sürekli olarak çalıştığını açıklamıştır. Bu durumda mahkemece, davacının işyerinde toplu iş sözleşmesinin ek madde 1. maddesi kapsamında çalıştırılıp çalıştırılmadığı belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. İşyerinde çalışanların tamamının vizeye tabi olduğu şeklinde bir değerlendirmeyle sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.1.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.