Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/9632 E. 2023/6501 K. 18.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/9632
KARAR NO : 2023/6501
KARAR TARİHİ : 18.10.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/1342 E., 2019/881 K.
SUÇLAR : Nitelikli cinsel saldırı, şantaj
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında şantaj suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin nitelikte bulunduğu belirlenmiştir.

İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, İlk Derece Mahkemesinde silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda savunmaya yeterli imkânın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunmayı kullanabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca takdiren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.09.2018 tarihli ve 2018/368 Esas, 2018/436 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 102 nci maddesinin ikinci fıkrası, 102 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (d) bendi, 43 üncü maddesi ve 62 nci maddesi uyarınca 18 yıl 9 ay hapis cezası; şantaj suçundan ise aynı Kanun’un 107 nci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca sonuç olarak 10 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 10.04.2019 tarihli ve 2019/1342 Esas, 2019/881 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

3. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 25.06.2020 tarihli ve 2019/7633 Esas, 2020/2669 Karar sayılı kararı ile sanık müdafiinin dilekçesinde herhangi bir temyiz sebebi göstermediği anlaşıldığından vaki temyiz isteminin 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.

4. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.07.2022 tarihli ve KD-2022/40450 sayılı itiraznamesi ile sanık müdafii tarafından verilen dilekçede temyiz iradesinin beyan edilmiş olduğu, sanığın aşamalarda olayı samimi şekilde anlattığı ve lehine olan delilerin değerlendirilmediğine ilişkin beyanlarının 5271 sayılı Kanun’un 288 inci maddesine uygun hukuki nedene dayalı temyiz sebebi olduğu gözetilmesi gerektiği ileri sürülerek Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 25.06.2020 tarihli ve 2019/7633 Esas, 2020/2669 Karar sayılı kararına itiraz edilmiştir.

5. Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 21.12.2022 tarihli ve 2022/10980 Esas, 2022/11811 Karar sayılı kararı ile Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin temyiz istemin reddine dair kararı usul ve kanuna uygun görülüp, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ileri sürülen itiraz nedenleri yerinde görülmediğinden reddiyle Yargıtay Ceza Genel Kurulunca incelenmesi için dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmiştir.

6. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.03.2023 tarihli ve 2023/9-134 Esas, 2023/195 Karar sayılı kararı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 25.06.2020 tarihli ve 2019/7633 Esas, 2020/2669 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, dosyanın sanık müdafiince yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi için Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Sanığın soruşturmanın en başından beri samimi bir şekilde anlattığına, sanık lehine olan delillerin irdelenmediğine, kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Katılan …’nin 2003 yılında bir çocuğu ile birlikte Türkiye’ye geldiği ve Türkiye’de yaşamaya başladığı, 2013 yılında Türk vatandaşı olduğu, 2010 yılında … isimli tanıkla tanıştığı ve aralarında duygusal ilişki oluştuğu, tanık …’in …’da bulunan restorantlarda müzisyenlik yapmaya başladığı, katılanın daha önce mahkumiyet hükmü onanan …’u tanık …’in müzisyenlik yaptığı işyerinde garson olmasından dolayı 1 yıldır tanıdığı, sanık …’in de yine aynı iş yerinden ticari taksi şoförlüğü yapması nedeniyle tanıdığı, katılanın sanık …’in 3 ay kadar önce bar açtığı, …’un katılana erkek arkadaşı olan tanık …’in kendisini cinsellik olarak düşündüğünü, kendisi ile ciddi düşünmediğini söylemesi üzerine olay günü olan 11.05.2018 tarihinde, saat 22.00 sıralarında katılanın … ile görüşmek için sanık …’in iş yerine gittiği ve işyerinden sanık … ile … isimli kişiyi gördüğü, …’un işyerinde olmadığı ancak 30 dakika kadar sonra geldiği, katılanın telefonu ile tanık …’i arayarak …’un söylediklerini söylemesi ile tanık …’in telefonda katılana …’a öyle bir şey söylemediğini söylemesi üzerine bu sefer …’un tanık …’i aradığı yüz yüze konuşmak üzere araca …, …, sanık … ve katılanın bindiği ve tanık …’in çalıştığı mekana doğru gittikleri, tanık …’in polis merkezinde olduğunu öğrenmeleri üzerine birlikte polis merkezine gittikleri, sanık … ile …’in araçta bekledikleri, katılanın … ile birlikte polis merkezine tanık …’in yanına gittiği ve bir süre konuştukları ve tanık … ile …’un aralarında anlaştıkları, tanık …’in, …’tan katılanı eve bırakmasını istemesi üzerine …’un kabul ettiği ve daha sonra katılanın …’in taksisine bindiği, sanık …’in de arabada olduğu, araba ile katılanın evine doğru giderken …’un …’e ”… …’a geç, ben alkol alacağım, sonra …’yi evine bırakacağız” dediği, … … önüne gelindiğinde katılanın arabada beklediği, …, … ve …’in işyerine girdikleri, bir süre sonra katılanın iş yerine giderek tuvaletin yerini …’a sorduğu, …’un üst katta bulunan tuvaleti göstermesi üzerine katılanın üst kata çıktığı, üst katın karanlık olduğu, o esnada …’un katılanın arkasından gelerek tuvalete yakın olan oda içerisinde bulunan yatağın üzerine katılanı ittirerek bağırmaması için eli ile ağzını kapatıp katılanın taytına asıldığı ve kendi pantolonunu çıkarttığı sırada katılanın sesinden tanıdığı sanık …’in girdiği, odaya giren sanık …’in telefonun ışığını açtığı ve …’un …’e hitaben ”Bizi görüntüye çek” dediği, …’in “Tamam abi” dediği ve katılanın ayakkabısını çıkardığı ve taytını çektiği, bu sırada …’un cinsel organını katılanın cinsel organına zorla sokarak içine boşaldığı, …’un katılanın üzerinden kalkarak sanık …’e ”Ben işimi bitirdim, sıra sende, gel işini bitir” dediği ve odadan çıktığı, …’in katılanın üzerine doğru geldiği sırada katılanın …’i itekleyerek yere düşürdüğü ve koşarak iş yerinin üst katından alt katına indiği, iş yerinin iç kısmında taksici …’i gördüğü ve çabuk kapıyı aç diye bağırdığı, …’in kapıyı açtığı, koşarak uzaklaştığı sırada arkasından sanık …’in geldiği ve kolundan yakalayarak ”Bu yaptıklarımızı birisine söylersen senin görüntülerini youtube’a veririm, seni rezil ederim” dediği, katılanın da PTT sahil dolmuş durağına doğru koştuğu ve telefonu ile tanık …’i arayıp … ile …’in kendisine tecavüz ettiğini söylediği, yine …’i dolmuş durağının orada otların arkasında gördüğü ve …’in katılana birilerine söylemişsin, senin görüntülerini yarın Youtube’ye atacağım dediği, katılanın taksi durağına ulaştığı ve telefondaki tanık …’in taksiciye evi tarif ettiği ve adreste bekleyen tanık …’e katılanın herşeyi anlattığı ve ikamete çıktığı, ertesi gün katılanın karakola gelerek şikayetçi olduğu Mahkemece sabit kabul edilmiştir.
Yapılan yargılama, katılanın tutarlı beyanı, katılan ile sanık … ve daha önce mahkumiyet hükmü onanan … arasında daha önceye dayalı herhangi bir husumetin bulunmadığı, bu nedenle katılanın sanık … ile …’a yönelik iftira atma noktasında bir nedeninin bulunmayışı, Adana Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen uzmanlık raporu ve tüm dosya kapsamı bütün olarak incelenerek, … ve sanık …’in fikir ve eylem birliği içerisinde harekete ederek …’un katılanın vücuduna organ sokmak suretiyle cinsel saldırıda bulunduğu, sanık …’in de katılanın ayakkabısını çıkartmak ve taytını çekmek suretiyle …’a yardım ettiği, hatta ispatlanamayan ancak katılanın samimi bulunan beyanına göre sanık …’in olayı telefon ile kameraya çekmek suretiyle …’un eylemine iştirak ettiği, ayrıca …’un eylemini gerçekleştirdikten sonra sanık …’in de cinsel saldırıda bulunacağı sırada katılanın sanık …’i ittirerek elinden kurtulduğu, sanık …’in teşebbüste kalan ikinci eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin uygulanmasına vücut verdiği, zira bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekillerinin aynı suç sayılacağının kanunda düzenlendiği, bu itibarla … ve sanık …’in fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek katılana yönelik vücuda organ sokmak suretiyle cinsel saldırı suçunu işledikleri, sanık …’in aynı suç işleme kararının icrası kapsamında birden fazla eylemde bulunduğu anlaşılarak 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesine göre cezasında 1/4 artırıma gidilerek cezalandırılmasına, sanık …’in katılana görüntüleri youtube isimli video barındırma wep sitesine koymak ile tehdit ederek tecavüzü kimseye söylememesini beyan ederek kendisine ve …’a yarar sağlamak maksadıyla katılanın şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı tehdidinde bulunarak katılana karşı şantaj suçunu işlediği sabit kabul edilerek sanığın cezalandırılmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Her ne kadar sanık … hakkında iddianamede 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin uygulanması istenmediği halde 5271 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden bu madde uygulanmış ise de sanık … ve müdafiinin bulunduğu celsede Cumhuriyet savcısının 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinden mütalaa verdiği, sanık … müdafiinin de mütalaaya karşı savunma yaptıkları, bu nedenle savunma hakkının kısıtlanmadığı anlaşılmakla bu husus yeniden yargılama sebebi yapılmamıştır.

Sanık … hakkında 5237 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenen 1 yıl hapis ve 5 gün adli para cezasından aynı Kanun’un 62 nci maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapıldığında 10 ay hapis ve 4 gün adli para cezası yerine, 10 ay hapis ve 5 gün adli para cezası olarak belirlenmiş ise de sonraki madde uygulaması ile doğru sonuca ulaşılması nedeniyle sonuca etkili olmayan bu maddi hata eleştiri yapılmakla yetinilmiştir.

Yukarıdaki eleştiriler dışında Mahkemenin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, atılı suçların sanık tarafından işlendiğinin toplanıp hükümde gösterilen ve tartışılan delillerle sübuta erdiği, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezanın takdir ve tayininde bir isabetsizlik bulunmadığı kabul edilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Sanık Hakkında Şantaj Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında şantaj suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın, 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin nitelikte bulunduğu belirlenmiştir.

B. Sanık Hakkında Nitelikli Cinsel Saldırı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmanın toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.

2. Ancak daha önce mahkumiyet hükmü onanan … ile sanık …’in katılana karşı cebir uygulamak suretiyle direncini kırdıktan sonra birbirlerini takiben cinsel saldırıda bulundukları, eylemin birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmiş olması nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (d) bendi gereğince cezasında artırım yapıldığı halde sanık …’in …’un eylemlerine de iştirak ettiği gerekçesiyle mükerrer cezalandırma oluşturacak şekilde 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının (d) bendi gereğince tayin edilen cezaların aynı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrasıyla artırılması suretiyle fazla tayin edilmesi hukuka aykırı bulunmuştur. Bu nedenle, Tebliğnamedeki onama görüşüne iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
A. Sanık Hakkında Şantaj Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Sanık Hakkında Nitelikli Cinsel Saldırı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 10.04.2019 tarihli ve 2019/1342 Esas, 2019/881 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

18.10.2023 tarihinde karar verildi.