Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/940 E. 2023/2546 K. 27.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/940
KARAR NO : 2023/2546
KARAR TARİHİ : 27.04.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Patnos Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.05.2018 tarihli ve 2017/43 Esas, 2018/112 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında katılan mağdure …’e yönelik çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi,103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 27 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine; katılan mağdure …’ya yönelik çocuğun cinsel istismarı suçundan, aynı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 27 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.

2. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 11.01.2019 tarihli ve 2018/364 Esas, 2019/42 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık müdafileri ile o yer Cumhuriyet savcısının istinaf başvurusu üzerine 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına karar verilerek duruşma açarak yapılan yargılamada sanık hakkında katılan mağdure …’e yönelik çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi,103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 27 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine; katılan mağdure …’ya yönelik çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi,103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 27 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.

3. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi kararının sanık müdafileri tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 07.07.2022 tarihli ve 2021/19500 Esas, 2022/7588 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında atılı suçtan temel cezalar belirlenirken ve zincirleme suç hükümlerine göre cezalarda artırım yapılırken alt ve üst sınırlar arasında ceza miktarına yönelik takdir hakkı kullanılırken denetime olanak verecek somut gerekçeler gösterilmesi gerektiği gözetilmeden temel cezaların teşdiden belirlenmesi ve Bölge Adli Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda duruşmada yer alan Cumhuriyet savcısının ad ve soyadıyla sicil numarasının gerekçeli karar başlığında yazılmaması suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi maddesine muhalefet edilmesi nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 16.11.2022 tarihli ve 2022/1749 Esas, 2022/1513 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında katılan mağdure …’e yönelik çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi,103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine; katılan mağdure …’ya yönelik çocuğun cinsel istismarı suçundan, aynı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi,103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Mağdureler Vekilinin Temyiz İstemi
Sanığın katılan mağdurelere karşı gerçekleştirdiği istismar eylemlerinin uzun süre devam ettiği gözetilmeden alt sınırdan hükümler kurulmasının hukuka aykırı olduğundan bahisle kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.

B. Sanık Müdafilerinin Temyiz İstemleri
Katılan mağdurlelerin çelişkili ve istikrarsız beyanları, tanıklar … ile …’in mağdure …’ün yönlendirmesi ile beyanda bulundukları, mağdure … ile sanık arasında yurda giriş çıkış saatleri hususunda sorunlar bulunması, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair somut, kesin ve her türlü şüpheden uzak bir delilin bulunmaması nedenleriyle sanık hakkında beraat kararı verilmesi ve sanık hakkında takdiri indirim uygulanmamasının yasaya aykırı olması nedenleriyle hükümlerin bozulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Toplanan kanıtlar, iddia, sanık savunması, mağdur ve tanık anlatımları ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; katılan mağdurelerin öz babası olan sanığın, katılan mağdurelerin dudağından, boynundan öpmek, göğüslerine, cinsel organlarına dokunmak, çamaşırlarını çıkarmak, cinsel organıyla sürtünmek biçimindeki eylemleri ile kızları olan mağdurelere yönelik cinsel istismar niteliğinde eylemlerde bulunduğu, sanığın uzun sayılabilecek bir zaman diliminde, birden fazla kez ve ısrarla süregiden eylemlerinin sankıntılık düzeyini aştığı, yasa lafzı gözetildiğinde cinsel istismar niteliğinde kabul edilmesi gerekeceği, suç tarihleri itibariyle mağdur …’ün on yedi – on dokuz yaşlarında, mağdur …’nın on iki – on üç yaşlarında oldukları, sanığın mağdureler … ve …’ya yönelik cinsel istismar eylemlerinin aynı suç işleme kararı çerçevesinde zincirleme biçimde gerçekleştiği kabul edilen olayda,
2. Sanık aşamalardaki savunmalarında; atılı suçlamaları kabul etmediğini, çocukları olan mağdurelere yönelik atılı eylemleri gerçekleştirmesinin söz konusu olmadığını, tanıklar … ve …’in yönlendirmesi ile katılan mağdurelerin iftira niteliğinde anlatımlarda bulunduklarını, katılan mağdure …’ün yatılı olarak kaldığı yurda geç gitmesi ve kendisinin bu konuda …’e kızması üzerine, tanıkların yönlendirmesiyle …’ün şikayet başvurusunda bulunduğunu ifade etmiş ise de mağdurelerin aşamalardaki uyumlu anlatımları, babaları olan sanığa sırf tanıkların yönlendirmesi ile iftira etmelerini gerektirecek bir olgunun bulunmaması karşısında, sanığın suçun kanuni sorumluluğundan kurtulmaya yönelen savunmalarına itibar edilemeyeceği değerlendirilerek sanığın katılan mağdurelere yönelik ayrı ayrı çocuğun cinsel istismarı suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Katılan Mağdureler Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Mahkemece 5237 sayılı Kanun’un cezanın belirlenmesi başlıklı 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kriterler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında ifade edilen cezada orantılılık ilkesi göz önünde bulundurulmak suretiyle sanık hakkında kurulan hükümlerde; suçun işleniş biçimi, sanığın kast durumu göz önüne alınarak temel cezaların alt sınırdan belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümlerde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Sanık Müdafilerinin Temyiz İstemleri Yönünden
1. Sanık hakkında kurulan hükümlerde, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddi ile hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında takdiri indirim nedeni uygulanmasına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirildiği ve ”Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri fiilden sonraki davaranışları ve pişmanlığına dair bir gözlem olmaması sebebiyle” şeklindeki yerinde, yeterli ve kanunî gerekçeye istinaden sanık hakkında takdiri indirim nedeni uygulanmamasına karar verildiği anlaşılmakla, hükümlerde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

C. Suç Tarihi Yönünden
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin ”2016 yılı ve iki yıl öncesi” yerine ” 2016, 21.02.2017” olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edildiğinden, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 16.11.2022 tarihli ve 2022/1749 Esas, 2022/1513 Karar sayılı kararında sanık müdafileri ile katılan mağdureler vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda eleştiri nedeni dışında bir hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Patnos Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

27.04.2023 tarihinde karar verildi.