Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/893 E. 2023/2131 K. 10.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/893
KARAR NO : 2023/2131
KARAR TARİHİ : 10.04.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : İstinaf başvurularının esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan hükmolunan cezanın tür ve miktarı ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararları dikkate alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hükmün temyizinin mümkün olmadığı belirlenmiştir.

İlk Derece Mahkemesince çocuğun cinsel istismarı suçundan verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının 31.03.2022 tarihli ve 2022/2258 Esas sayılı iddianamesi ile; sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 27.05.2022 tarihli ve 2022/10385 Esas sayılı iddianamesi ile de kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılması talep olunmuştur.

2. Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.05.2022 tarihli ve 2022/181 Esas, 2022/184 Karar sayılı birleştirme kararı ile; dosya aynı mahkemenin 2022/127 Esas sayılı dosyası üzerinde birleştirilmiştir.

3. Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.06.2022 tarihli ve 2022/127 Esas, 2022/194 Karar sayılı kararı ile; sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 109 üncü maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendiyle beşinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

4. Anılan karara karşı sanık müdafiinin istinaf yoluna başvurması ile Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 20.09.2022 tarihli ve 2022/984 Esas, 2022/883 Karar sayılı kararı ile; sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 10.01.2023 tarihli ve 9-2022/142514 sayılı, kısmî ret, kısmî onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İstemleri
Olay yerinde keşif yapılmaksızın ve olay yerinden geçtiği söylenen traktör şoförünün kimlik bilgilerinin tespiti ile tanık sıfatıyla beyanı alınmadan, kemara kayıtlarına göre sanık ile katılan mağdurun tekrar odaya giriş sebebi araştırılmadan, taraflar arasında iş bırakma ve ücret ödemesi konusunda anlaşmazlık bulunduğu konusunda araştırma yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna, katılan mağdurun olay yerinden çıkarken korku, panik ve heyecan göstermeyen bir tavırda bulunması, katılan mağdurun sonradan genişlettiği beyanları dışında somut bir delilin bulunmaması ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun da kanunî unsurları itibariyle oluşmaması nedenleriyle sanık hakkında beraat kararı yerine mahkumiyet kararı verilmesinini usul ve kanuna aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın, katılan mağdurun amcası olan tanık …’ın yanında iki aylık bir süredir çoban olarak çalışmakta olduğu, olay günü katılan mağdurun babası katılan …’nın, katılan mağdurdan koyunlara aşı yapması maksadıyla sanığı çağırmasını istediği ve katılan mağdurun da bu amaçla ahıra giderek sanığı çağırdığı, buna karşın sanığın, “Sana bir şey vereceğim” diyerek katılan mağduru ahır içerisinde yaşamını sürdürdüğü odaya çağırdığı, katılan mağdurun anılan odaya girmesi üzerine sanığın odanın kapısını kilitleyerek anahtarını cebine koyduğu ve akabinde katılan mağduru yatağın üzerine atarak arkasına geçip cinsel organını katılan mağdurun popo kısmına kıyafet üzerinden ileri geri hareket etmek suretiyle sürttüğü, katılan mağdurun yanaklarını öpüp bacaklarını havaya kaldırarak cinsel organını sürtmek suretiyle ileri geri şeklindeki hareketlerini devam ettirdiği, sonrasında katılan mağdurun pantolonunu çıkarmaya çalışması ile katılanın bağırarak tepki göstermesi ve o esnada anılan mevkiden geçmekte olan traktörün sesinin duyulması üzerine sanığın eylemine son vererek kapıyı açıp katılan mağdurun odadan çıkmasına müsaade ettiği, katılan mağdurun aynı günün ilerleyen saatlerinde durumu katılan …’ya bildirmesi üzerine kolluk kuvvetlerine intikal ettiği mahkemesince kabul olunan olayla ilgili yapılan yargılama neticesinde katılan mağdurun aşamalarda uyumlu, denetime olanaklı anlatımları, husumet yokluğu, olay mevkinin bir kısmını gösterir kamera kayıtları ve dosya kapsamı itibariyle eylemi sabit görülmekle, sanığın cinsel ilişkiye girmek istediğine dair beyanının bulunmaması, yaşça küçük katılan mağdurun direncini rahatlıkla kırıp bertaraf etme imkanı var iken sadece katılan mağdurun bağırması ile traktör sesinin duyulması üzerine eylemine son vermesi karşısında eylemin basit cinsel istismar aşamasında kaldığı kabul olunmakla sanığın mahkumiyetine dair hüküm kurulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Sanık Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hükme İlişkin Temyiz İstemi Yönünden
İlk Derece Mahkemesince hükmolunan cezanın tür ve miktarları ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararı nazara alınarak 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer verilen; “İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun, 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, sanık müdafiinin temyiz isteminin, aynı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Sanık Hakkında Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hükme İlişkin Temyiz İstemi Yönünden
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak vicdani kanıya ulaşıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, buna ilişkin gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmış, bu kapsamda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 20.09.2022 tarihli karar başlığında, katılan, katılan mağdur ile vekili, sanığın açık kimliği ile müdafiinin ad ve soyadı, suçun işlendiği yer ve tarihinin gösterilmemesi 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin ikinci fıkrasına (b) bendine aykırılık teşkil etse de; mahallinde eklenmesi olanaklı görülmüştür.

V. KARAR
A. Sanık Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Sanık Hakkında Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe (B) bölümünde açıklanan nedenlerle Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 20.09.2022 tarihli ve 2022/984 Esas, 2022/883 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda eleştiri haricinde hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

10.04.2023 tarihinde karar verildi.