YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/8654
KARAR NO : 2023/7135
KARAR TARİHİ : 02.11.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/573 Değişik İş
KARAR : İddianamenin iadesi kararına yapılan itirazın reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Cinsel istismar suçundan şüpheli … … hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Gebze Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 06.05.2022 tarihli ve 2021/18389 Soruşturma, 2022/4694 Esas, 2022/572 Sayılı iddianamenin, Gebze 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.05.2022 tarihli ve 2022/106 sayılı iddianame değerlendirme nolu kararı ile iadesine karar verildiği, bu karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Gebze 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.06.2022 tarihli ve 2022/573 Değişik İş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 02.05.2023 gün ve 94660652-105-41-23831-2022-Kyb sayılı yazılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 06.06.2023 gün ve KYB-2023/54171 sayılı Tebliğname ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 06.06.2023 gün ve KYB-2023/54171 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre, benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 31/10/2016 tarihli ve 2016/15416 esas, 2016/16813 sayılı ilamında, “… 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 170/2. maddesine göre soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı bir iddianame düzenleyerek kamu davası açar. Aynı yasa maddesinin 3. fıkrasında ise iddianamede gösterilmesi ve bulunması gereken unsurlar sayılmıştır. Şüphelinin ifadesinin veya savunmasının alınmasında belirtilen madde açısından bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Ceza Muhakemesi Hukukunun temel amacı olan maddi gerçeğe ulaşılmasıdır. İddianamede belirtilen suç vasfı değerlendirildiğinde, suçun takibinin şikayete bağlı olmadığı ve uzlaşma ile ön ödeme hükümlerinin uygulanma imkanının bulunmadığı, dosya kapsamında müşteki beyanlarını doğrular nitelikte iki tanığın ifadesine yer verildiği, bu kanıtların kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu tartışmasızdır. Şüphelinin ifadesi veya savunması dosya içerisindeki bu deliller karşısında suçun sübutuna mutlak etki eden bir kanıt niteliği de taşımamaktadır. Dolayısıyla şüphelinin ifadesinin alınmasında bu fıkra açısından da bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, şüphelinin ifadesinin alınmaması sebebiyle iddianamenin iadesine karar verildiği, bu hususun ikmali amacıyla yapıldığı anlaşılan iddianamenin iadesi ve bu karara yapılan itiraz üzerine verilen kabul kararı yerinde görülmekle, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir…” şeklinde açıklandığı üzere,
Somut olayda, şüphelinin mağdura yönelik cinsel istismarda bulunması eylemi dolayısıyla soruşturmaya başlanıldığı, şüphelinin Kocaeli/Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 08/03/2013 tarihli 904 numaralı raporuna göre %90 engelli olması dolayısıyla Adli Tıp Şube Müdürlüğüne sevk edildiği ve 13/08/2021 tarihli raporda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 32. maddesi kapsamında cezai sorumluluğunun olmadığının belirtildiği, bu suretle savunmasının alınamadığı ve bilgi sahibi olarak annesinin ifadesinin alındığı, mağdurun da kollukta sosyal çalışmacı ve avukat eşliğinde ifadesinin alınmasını müteakip Gebze Cumhuriyet Başsavcılığınca 06/05/2022 tarihli ve 2021/18389 soruşturma, 2022/4694 esas, 2022/572 sayılı iddianame düzenlendiği ve anılan Mahkemenin şüphelinin savunmasının alınmadığı, hakkında cezai sorumluluk açısından Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulundan rapor aldırılmadığı ve mağdurun ifadesinin adli görüşme odasında alınmadığı gerekçeleri ile iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de,
Bilindiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukuki nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, şüpheli hakkında alınan 13/08/2021 tarihli Adli Tıp raporunda konuşamadığının belirtildiği, bu suretle savunmasının alınamadığı ve iddianamenin iadesi sebepleri arasında şüphelinin savunmasının alınmamış olmasının sayılmadığı, hakkında Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenmiş 13/08/2021 tarihli rapor karşısında 4. İhtisas Kuruluna sevkinin zorunlu olmadığı ve mağdurun ifadesinin de usulüne uygun olarak alındığı cihetle, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
Kanun yararına bozma, İstinaf ve Yargıtay denetiminden geçmeden kesinleşen kararların istisnai olarak denetlenmesini sağlayan olağanüstü bir kanun yolu olup, olağanüstü ve istisnai olma özelliğinden dolayı kanun yararına bozma yoluyla bir kararın bozulabilmesi için, mahkemelerin asıl ceza davasını çözmeye devam etmesinin artık imkansız hale gelmiş olması veya hukuka aykırılığın giderilebilmesi için kanun yararına bozmadan başka imkan kalmaması gerekir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 26.10.1932 tarihli ve 29/12 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında açıklandığı üzere kanun yararına bozma konusu olabilecek kanuna aykırılık halleri, uygulamadaki esaslı yanlışlıklar ile esasa etkili usul hataları olup, her hukuka aykırılık kanun yararına bozma konusu yapılamayacağından, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmemiştir.
III. KARAR
Gebze 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.06.2022 tarihli ve 2022/573 Değişik İş sayılı kararına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
02.11.2023 tarihinde karar verildi.