YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/8456
KARAR NO : 2023/6237
KARAR TARİHİ : 11.10.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2023/530 E., 2023/573 K.
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî ret, kısmî onama
İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan hükmolunan cezanın tür ve miktarı ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararı dikkate alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının ikinci maddesinin (a) bendi uyarınca hükmün temyizinin mümkün olmadığı belirlenmiştir.
İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.12.2022 tarihli ve 2022/194 Esas, 2022/441 Karar sayılı kararıyla sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin, 21.03.2023 tarihli ve 2023/530 Esas, 2023/573 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan kısmen re’sen de istinafa tabi hükümlere yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Sanık ile mağdure arasında resmi olmayan, roman kültürü kaynaklı bir evlilik birliği olduğuna, gerçek anlamda bir zorlama ya da alıkoyma olmadığına, sanığın toplumun örf ve adeti yüzünden suçun mağduru olduğuna, sanığın mağdurenin on yedi-on sekiz yaşını doldurduğunu düşündüğüne, bu sebeple bir sene boyunca cinsellik yaşadığına, sanığın aklından mağdurun her halükarda on sekiz yaşını doldurduğuna dair düşünce geçtiğinden mağdure ile rızası çerçevesinde ilişkiye girdiğine, roman kültüründe … çocukların kimliklerinin bulunmadığına, doğum tarihinin birçok kişide yanlış olduğuna, dolayısıyla sanığın kendisine söylenen yaşı esas aldığına, hükümlerin bozulması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1.İlk Derece Mahkemesi, “…sanık savunmaları, tanıklar …, … ve …’in beyanları, yargılamanın ilk celsesinde katılan mağdurun tiktok hesabına cep telefonundan girildiğinde tespit edilen 25/09/2020 tarihli videoda en iyi damat kim şeklindeki konuşmalar, sanık ile katılan mağdur arasında geçen cezaevindeki telefon görüşme kayıtları ile dosya kapsamına göre, sanık … ile katılan mağdur …’ın 2020 yılı içinde 28/10/2006 hastane doğum tarihli katılan mağdur henüz 15 yaşını doldurmamışken halk dilindeki tabirle “kaçarak” imam nikahlı olarak evlendikleri ve beraber yaşamaya başladıkları, bu kapsamda sanığın beyanlarıyla kabul ettiği ve Adli Tıp Raporu ile de tespit edildiği üzere birden çok kez organ sokmak suretiyle katılan mağdurun rızası dahilinde tarafların cinsel birliktelik yaşadıkları, sanığın mağdurun yaşını 16-17 olarak bildiğine yönelik savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu ve “yaşı tutmadığı için evlenemedik” şeklindeki beyanıyla çeliştiği, bununla birlikte kanunun korumadığı bir evlilik dahi olsa kendi vicdanında evli olduklarına inanarak beraber yaşadığı mağdurun gerçek yaşını bilmediğine yönelik savunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu anlaşılmaktadır.” şeklindeki gerekçesiyle sanığın mağdurenin yaşı hususunda hataya düştüğüne dair savunmasını reddederek çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkumiyetine karar vermiştir.
2.İlk Derece Mahkemesi, “…katılan mağdurun suçun başlangıç tarihi itibariyle 12-15 yaş arası çocuklardan oluşu, sanığın bu durumu biliyor oluşu ve Yargıtay 8. Cd’nin 2022/646 E. 2022/5651 K. sayılı ”…onbeş yaşını tamamlamamış olan mağdurenin kendi özgür iradesi ile serbestçe hareket etme hakkı, niteliği itibariyle üzerinde mutlak surette tasarrufta bulunabileceği bir hak olmadığından, bu hakkının ihlaline yönelik olarak sanık tarafından gerçekleştirilen eylemlerle ilgili gösterdiği rıza hukuken geçerli sayılmadığından…” şeklindeki ilamı ile de belirtildiği üzere katılan mağdurun gösterdiği rızanın hukuken geçerli sayılamayacak oluşu nedenleriyle sanığın katılan mağduru zincirleme şekilde cinsel amaçlı olarak hürriyetinden yoksun bıraktığı…” şeklindeki gerekçesiyle sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılmasına karar vermiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesi, “…sanığın hazırlık aşamasında katılan mağdurun yaşının küçük olması nedeniyle ailesinin kendisini tehdit ederek para istediğini, 5 ay birlikte yaşadıklarını ikisinin de yaşının küçük olduğu için cahillik yaptıklarını beyan etmesine karşın kovuşturma aşamasında, katılan mağdurun yaşını 16-17 olarak bildiğini beyan ettiği, sanık müdafi tarafından ibraz edilen tiktok isimli sosyal medya hesabındaki görüntülerin 24/09/2020 tarihinde çekildiği, bu görüntülerde mağdurun 15 yaşından küçük olduğunun sabit olduğu dikkate alındığında hata hükümlerinin dosyada uygulanma koşullarının oluşmadığı…” şeklindeki gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesince hata hükümlerinin uygulanmamasında bir isabetsizlik görülmediğini belirterek sanık hakkında kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
IV. GEREKÇE
A. Sanık Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
İlk Derece Mahkemesince hükmolunan cezanın tür ve miktarları ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararları nazara alınarak 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer verilen; “İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları” nın temyiz incelenmesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun, 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, sanık müdafiinin temyiz isteminin, aynı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.
B. Sanık Hakkında Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 288 ve 294 üncü maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı Kanun’un 289 uncu maddesinde sayılı kesin hukuka aykırılık halleri ve sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde belirttiği nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanı kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, sanığın mağdurenin yaşı hususunda hataya düştüğüne yönelik savunmasının dosya kapsamıyla örtüşen gerekçelerle reddedildiği anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda, hukuka aykırılık görülmemiştir.
V. KARAR
A. Sanık Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Sanık Hakkında Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin, 21.03.2023 tarihli ve 2023/530 Esas, 2023/573 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
11.10.2023 tarihinde karar verildi.