Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/8389 E. 2023/6483 K. 18.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/8389
KARAR NO : 2023/6483
KARAR TARİHİ : 18.10.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2023/521 E., 2023/458 K.
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir. Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Denizli 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.01.2023 tarihli ve 2022/290 Esas ve 2023/44 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 103 üncü maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrası, 43 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 27.03.2023 tarihli ve 2023/521 Esas, 2023/458 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyizi
İstinaf mahkemesi kararının gerekçesiz olduğuna, 2019 yılındaki suç için maddi kanıt bulunmadığına, gösterilen tanığın dinlenmediğine, savunma hakkının kısıtlandığına, mağdurenin son olayda uyku halinde olmadığına, eylemin sarkıntılık boyutunda kaldığına ilişkindir.

B. Katılan Mağdure Vekilinin Temyizi
Sanığa her bir eyleminden ayrı ayrı dört kez ceza verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkemece ”Dosyada mevcut Kamera Görüntüsü ve Kamera Görüntüsü İnceleme Tutanağına heyetimizce incelendiğinde, olayın gün ışığının mevcut olduğu gündüz saatlerinde meydana geldiği, sanığın kanepede uyur vaziyette olan katılanın bulunduğu kanepenin yanına gittiği, diz çöktüğü, sanığın mağdurun ön cinsel bölgesine, kalça kısmına ve göğüslerine uzun süre eliyle dokunduğu, sanığın yaklaşık 5 dakika katılanın ön cinsel bölgesine katılanın kıyafeti üzerinden dokunduğu, yaklaşık 1 dakika kadar elini katılanın pijamasının içine sokarak katılanın ön cinsel bölgesine dokunduğu, elini bu bölge üzerinde gezdirdiği, katılanın kanepede dönmesi üzerine sanığın eliyle katılanın kalça kısmına dokunmaya devam ettiği, katılanın tekrar sanığa doğru dönmesi üzerine sanığın mağdurun göğüslerine 20 … kadar dokunduğu, uyur vaziyette gözüken katılanın üzerini örtmesi üzerine sanığın odadan çıktığı, sanığın odaya girmesi, cinsel eylemlerini gerçekleştirmesi ve odadan çıkması sürecindeki toplam sürenin 18 dakika 30 … kadar olduğu, sanığın videodaki hal ve durumu değerlendirildiğinde alkollü bir insan görüntüsünde olmadığı, sık sık kapıyı ve katılanın hareketlerini kontrol ederek dokunma eylemlerini gerçekleştirdiği bu nedenle olay esnasında sanığın bilincinin açık olduğu ve eylemi iradesi dahilinde gerçekleştiği kanaatine varılmıştır. Katılan yargılamanın tüm aşamalarında alınan beyanlarında sanığın 2015-2016-2019-2020 yıllarında cinsel organına, bacağına, kalçasına ve göğsüne dokunmak suretiyle kendisini istismar ettiğini ve sanığın kendisine karşı gerçekleşen eylemlerinin sanık ile teyzesi olan tanık …’nin ortak ikametinde meydana geldiği, sanığın kendisine karşı gerçekleşen ilk eylemi sonrasında sanık ile olan iletişimini azalttığını ve sanığa ait ikamete gitmek istemediğini ancak 2018 yılında teyzesinin sürpriz yapması üzerine sanık ile beraber Bodrum tatiline gitmek zorunda kaldığını, 2019 yılında ise teyzesi tanık …’nin sanığın evde olmayacağını belirterek eve çağırması üzerine sanık ile karşı karşıya geldiğini, son eylem sırasında ise teyzesine her şeyi anlatmak için sanığın ikametine gittiğini belirttiği, ancak sanığın eski eşi ve katılanın teyzesi olan tanık …’nin beyanlarının katılan beyanları ile çeliştiği, tanığın katılanın yaz tatillerinde sanık ile olan ortak ikametlerine sık sık geldiğini, 2018 yılında gittiklerini hatırladığı Bodrum tatiline katılanın kendi isteği ile geldiğini, öncesinde tatil hususunda katılan ile görüştüklerini ve 2019 yazında katılana sanığın evde olmayacağını söylemediğini, böyle bir vaatte bulunmadığını ancak katılanın kısa süre sonra gitmek istediğini belirttiği dikkate alındığında katılanın 2015 ve 2016 yılında gerçekleştiğini iddia ettiği cinsel istismar olaylarından sonra sanık ile tanık …’nin ortak ikameti olan eve gidip kalmaya devam etmesi, sanık ile beraber tatile gitmesi ve tanık …’nin bu yıllarda sanık ile katılan arasında herhangi bir olumsuz durum olmadığını söylemesi ve sanığın da katılana karşı cinsel amaçlı bir hareketinin olmadığını savunması hususları gözetildiğinde katılanın 2015 ve 2016 yıllarına dair iddialarının soyut nitelikte kaldığı ve her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerle desteklenmediği, tanık beyanının da katılan beyanı ile uyumlu olmadığı değerlendirildiğinden sanığın 2015 ve 2016 yıllarında katılana karşı “Cinsel İstismar” suçunu işlediği sabit görülmemiştir. Tanık …’nin katılanın 2019 yılı yaz ayında kendilerine ait ikametten kalacağı süreden daha erken ayrıldığını beyan etmesi ile katılanın 2019 yılında sanığın kendisine karşı gerçekleştirdiği eylemleri teyzesi olan tanık …’ye anlatmak için 2020 yılı yaz ayında sanık ile teyzesinin ikametine gittiğini ve dosya arasına sunulan kamera görüntülerine yansıyan cinsel istismar eyleminin sanık tarafından kendisine karşı 2020 yazında gerçekleştirildiğini belirtmesi, dosya arasına alınan kamera görüntüleri ve kamera görüntüsü inceleme tutanağında sanığın katılanın ön cinsel bölgesine, kalçasına ve göğüslerine sarkıntılık düzeyini aşacak şekilde ve sürede dokunduğunun görülmesi değerlendirildiğinde, her ne kadar sanık 2019 yılında katılana karşı cinsel bir eylemi olmadığını, 2020 yılındaki olayda ise alkollü olması nedeni ile yaptıklarını hatırlamadığını savunmuş ise de 2019 ve 2020 yılındaki olaylar hususunda katılan ile tanık …’nin beyanlarının birbiri ile uyumlu olduğu, sanığın savunmalarının ise kamera kaydı incelendiğinde mesnetsiz olduğunun anlaşıldığı bu nedenle sanık savunmasının suç şüphesinden kurtulmaya yönelik olduğu değerlendirilerek sanık savunmasına itibar edilmediği, tanık ile katılan beyanları ve kamera görüntüleri kapsamında sanığın katılana karşı, katılanın uyku halinde olmasınından faydalanarak cinsel bölgesine, kalçasına ve göğüslerine dokunma suretiyle üzerine atılı Cinsel İstismar suçunu aynı suçun icrası kapsamında 2019 yılı yaz aylarında ve 2020 yılı haziran ayında işlediğinin sabit olduğu vicdani kanaatine varılmıştır.Olay tarihleri olan 2019 yaz ayları ve 2020 yılı haziran aylarında katılanın 18 yaşını henüz doldurmamış olduğu ve katılanın teyzesi ile sanığın bahse konu tarihlerde resmi nikahlı eş olmaları nedeni ile katılan ile sanık arasında üçüncü derece kayın hısımlığının bulunduğu, sanığın katılana karşı gerçekleştirdiği 2019 yılındaki eylemi sonrasında katılan ile sanığın 2020 yılı haziran ayındaki sanığın katılana karşı gerçekleştirdiği eyleme kadar görüşmedikleri, bu nedenle sanığın suç kastının yenilenmediği, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında sanığın katılana karşı eylemini gerçekleştirmiş olduğu anlaşıldığından sanığın eylemlerine uyan TCK’nın 103/1-1.cümle,103/3-c,43/1 maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçeyle karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Sanık hakkında kurulan hükümde, delillerin ve olguların açıklandığı ve ilişkilendirildiği, buna ilişkin gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmış, bu kapsamda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 27.03.2023 tarihli ve 2023/521 Esas, 2023/458 Karar sayılı kararında sanık müdafii ile katılan mağdure vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Denizli 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

18.10.2023 tarihinde karar verildi.