Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/8094 E. 2023/6425 K. 17.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/8094
KARAR NO : 2023/6425
KARAR TARİHİ : 17.10.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/687 E., 2022/749 K.
SUÇLAR : Çocuğun cinsel istismarı (mağdurlara), kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (…’e)
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi ile düzeltilerek esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Katılan Bakanlık vekilinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilen karara karşı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 291 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen kanunî süre içerisinde, aynı Kanun’un 294 üncü maddesinin birinci fıkrasına aykırı olarak, dosyaya özgülenebilecek temyiz sebebi içermeyen, bütün dosyalara sunulabilecek mahiyette genel ifadeler içeren dilekçeleri ile temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmakla, katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemi yönünden vekalet ücreti ile sınırlı inceleme yapılmasına, karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Kanun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Midyat Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.02.2022 tarihli ve 2021/230 Esas, 2022/39 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;
a) Mağdur …’e karşı eylemi nedeniyle çocuğun cinsel istismarı suçundan açılan kamu davasında sanığın müsnet suçtan, 5271 sayılı Kanunu’nun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine,
b) Mağdur …’e karşı eylemi nedeniyle çocuğun cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, üçüncü fıkrasının (b) ve (d) bentleri, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ile 62 nci maddesi uyarınca 14 yıl 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
c) Mağdur …’e karşı eylemi nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası ile 62 nci maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
karar verilmiştir.

2. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 21.06.2022 tarihli ve 2022/687 Esas, 2022/749 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik duruşma açılmaksızın yapılan incelemede;
a) Çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde istinaf başvurularının esastan reddine,
b) Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde, cinsel istismar eylemi dışında ayrı bir hareketin olmaması nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun kanuni unsurları oluşmadığından bu suçtan mahkûmiyet hükmünün kaldırılarak, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraati ibaresinin getirilmesi suretiyle hükmün düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine dair,
karar verilmiştir.

3. Dava dosyasının, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 23.09.2022 tarihli onama görüşlü Tebliğnameler ile Daireye tevdi edildiği, anlaşılmıştır.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Mahkûmiyet yönünden özetle, sübuta, mağdurun beyanları çelişkili beyanlarına, somut delil olmamasına, çocukların kendi aralarındaki tablet meselesini büyütüp sanıktan öç alma duygusuyla hareket etmesi nedeniyle arada husumet olmasına, dilekçesinde belirttiği diğer hususlar ile beraat kararı verilmesi talebine ilişkindir.

B. Sanığın Temyiz İstemi
Özetle, çelişki mağdur beyanlarına neden üstünlük tanındığının açıklanmamasına, lehe tanık beyanlarının göz ardı edilmesine, sanığın oluşan şüpheden yararlandırılmamasına, dilekçesinde belirttiği diğer hususlar ile beraat kararı verilmesi talebine ilişkindir.

C. Katılan Mağdurlar Vekilinin Temyiz İstemi
1. …’e yönelik eylem nedeniyle beraat kararını onayan istinaf kararının hukuka aykırı olmasına,
2. …’e yönelik eylem nedeniyle üst sınırdan ceza verilmesine, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi talebine ilişkindir.

D. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Alt sınırdan ceza verilmesi, takdiri indirim uygulanması, bazı suçlardan beraat kararı verilmesinin hukuka kanuna aykırı olmasına, vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre,
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanığın Mağdur …’e Yönelik Çocuğun Cinsel İstismarı ve Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçları Yönünden Yapılan Hukuki Değerlendirme;
a) Sanığın … Talebe yurdunda belletmen olarak görev yaptığı, yurdun tadilatta bulunmasına karşın daha öncesinde de Kuran kursuna ve yurda gelen mağdurların velisi katılan …’i arayarak çocukları Kuran kursuna göndermek ve mağdur … yönünden LGS’ye hazırlık yapabilmesi adına okulların kapalı olduğu covid döneminde yurda çağırdığı, katılanın çocuklarına yardımcı olabileceğini düşünerek çocuklarını hafta içi yurtta kalmaları suretiyle yurda verdiği, çocukların ilk hafta yurtta kaldıkları, ikinci hafta çarşamba günü sanığın mağdur çocuklar ve tanık …. ile birlikte teras katta film izledikleri, film izledikleri esnada mağdur …’in tabletiyle odasına çekildiği, tanık ….’nin ise uyuya kaldığı, sanığın mağdur …’e yanaştığı ve masaj yapma bahanesiyle üzerine çıktığı, eliyle omuzlarına doğru masaj yaptığı, mağdur …’in korkması nedeniyle bir şey diyemediği, böylelikle sanığın üzerine çıkarak mağduru okşamak suretiyle sarkıntılık düzeyinde çocuğun cinsel istismarı eyleminde bulunduğu, ertesi gün mağdur kardeşlerin tablet paylaşılması meselesi yüzünden tartıştıkları, sanığın …’i perşembe günü eve gönderdiği, akşam olduğunda sanığın mağdur ve tanık …. ile birlikte film izledikleri, bu esnada tanığın yine uyuya kaldığı, tanığın uyuduğundan … olan sanığın ilkin terasta kendi ön özel bölgesi ile mağdurun arka özel bölgesine sürttüğü, sonra mağdurun elinden tutarak odasına götürdüğü, odanın kapısını kilitlediği, perdeleri kapattığı, karanlık bir ortamda bulunduğu halde mağdurun pantolonunu indirdiği, kendi pantolonunu da çıkardığı, sanığın kendi ön özel bölgesi ile mağdurun arka özel bölgesine çıplak bir şekilde sürttüğü, mağdurun korkması nedeniyle herhangi bir şey diyemediği, ertesi gün mağdur …’in evci olarak yurttan ayrıldığı, kuzeni ile birlikte önceki gün gerçekleşen olayı annesine anlattığı ve bir süre sonra Rehber öğretmene yapılan başvuru üzerine olayın intikal ettiği Mahkemece kabul edilmiştir.
b) Mağdur çocuk …’in gerçekleşen olaylara ilişkin olarak ayrıntı içeren detaylı anlatımlarda bulunduğu, birbirini tamamlar mahiyette olduğu, taraflar arasında iftira atmayı gerektirir bir husumet bulunmadığı, sanık savunmasının ise suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, suçtan sonraki davranışlarının olayın ortaya çıkmasını engelleyici davranış olarak değerlendirilmesi gerektiği, nitekim katılan beyanlarının da bu doğrultuda olduğu, mağdurun olayın sıcağı sıcağına yurttan çıktığı vakitte yaşadığı olayları kuzeni kardeşine anlattığının yine katılan beyanıyla sabit olduğu, katılan ile sanık arasında da iftira atmasını gerektirir bir husumet bulunmadığı, beyanlardan hareketle mağdurun beyanlarını çeşitlendirmediği gibi beyanlarının benzer doğrultuda olduğu, sanık savunmasında öğrencilere kızdığından dolayı kendisine bu şekilde iftira atıldığını söylemesine karşın bu savunmasının inandırıcılıktan uzak, mağdur … yönünden suç tipi de nazara alındığında anlatılması güç bir eylem olması ve mağdurun suç tarihinde on dört yaşını henüz dolduracak olması karşısında bu yöndeki savunmasına itibar edilemediği belirtilmiştir.
c) Sanığın suç tarihinde fiili olarak hizmet veren … Talebe yurdunda öğretici vasfıyla görev yaptığı ve mağdur …’e çarşamba günü üzerine çıkıp omuzlarına masaj yapmak suretiyle ertesi gün ise öncelikle film izledikleri esnada terasta bulunduğu halde mağdura sürtündüğü, devamında mağduru odasına götürüp çıplak vaziyette eylemlerine devam ettiği, sanığın mağdurun elinden tutarak odaya götürmesi eyleminin gerçekleşen cinsel istismar suçu ile sınırlı olmadığı sanığın daha güvenilir olduğunu düşündüğü odasında eylemi gerçekleştirdiği, çıplak vaziyette sürtünme eyleminin eylemle sınırlı kalmadığı, sanığın mağduru odaya götürerek kapıyı üzerilerinden kilitlemek suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma saikiyle davrandığının kabulüyle sanığın her iki suçtan cezalandırılması yoluna gidilmiş, çocuğun cinsel istismarı suçu yönünden yurdun fiilen faaliyetlerine devam ediyor olması ve sanığın mağdurların velisini arayarak çağırması haliyle kullanılan bir öğrenci yurdu olması yine sanığın öğretici vasfında bulunduğu resmiyette görev almasa dahi bu hususun sanık savunmasında da belirtilmiş olması nazara alındığında birden fazla nitelikli halin bulunduğunun kabulüyle sanığın teşdiden cezalandırılması yoluna gidildiği ifade edilmiştir.

2.Sanığın Mağdur …’e Yönelik Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu Yönünden Yapılan Hukuki Değerlendirme;
Her iki mağdurun abi-kardeş oldukları, mağdurun aşamalarda olay günü sanık ile yalnız kalıp kalmadığı hususunda çelişkili beyanlarda bulunduğu, abisinin yaşadığı olaydan etkilenerek yaş düzeyi de nazara alındığında iddia olunan şekilde beyanda bulunmuş olabileceği, mağdurun annesi Gurbet’e ”neler olduğunu bilsen beni bir daha o yurda göndermezsin” şeklinde söylediği sözlerin abisine yönelik eylem dolayısı ile söylenmiş olabileceği gibi kendisine yönelik eylemede açıklık getirmediğinin anlaşıldığı, sanığın olay günü mağduru da diğer mağdur ve tanık … ile mutfağa gönderdiğine dair istikrarlı savunması karşısında iddia olunan eylemin sübuta ermediği belirtilerek sanığın atılı suç yönüyle beraatine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
A. Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hükümlerin İncelenmesinde
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediğinden istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.

B.Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hükmün İncelenmesinde
Cinsel istismar eylemi işlendiği sırada ve eylemle sınırlı süreyle mağdurun iradesiyle hareket edebilme imkanının ortadan kaldırılmasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmayacağı, kişinin vücudunun suçun konusu olduğu ve mağdurun hareket edebilme özgürlüğü ortadan kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği, iddianame anlatımı ve oluşa uygun kabule göre sanığın cinsel istismar eylemi dışında mağdur …’in hürriyetini kısıtlayan başkaca bir hareketinin bulunmaması karşısında, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun kanuni unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi nedeniyle, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün kaldırılmasına ve sanık hakkında mağdur …’e yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan açılan kamu davasında, atılı suçun kanuni unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanığın 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraatine karar vermek suretiyle hükmün düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar vermiştir.

IV. GEREKÇE
A. …’e Yönelik Çocuğun Cinsel İstismarı, …’e Yönelik Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçları Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan yapılan yargılamada eylemin ayrıca suç oluşturmadığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak vicdanî kanıya ulaşıldığı anlaşıldığından, 5271 sayılı Kanun’un 288 ve 294 üncü maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı Kanun’un 289 uncu maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri, katılan mağdurlar vekilinin temyiz dilekçelerinde belirttikleri nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde vaki istinaf başvurusunun esastan ve düzeltilerek esastan reddine dair kurulan hükümlere yönelik katılan mağdurlar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiş, kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. …’e Yönelik Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu Yönünden
1. İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesi ile tüm dosya kapsamına göre, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, gösterilen gerekçelerin hukuka ve dosya kapsamına uygun olduğu, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımın doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Ancak; tüm dosya kapsamı nazara alındığında, insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle suçun işlediğinden bahisle 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendi uygulanmış ve bu husus diğer nitelikli halin de varlığı nedeniyle teşdit nedeni yapılmış ise de, sanığın eğitici ve öğretici olduğu kursta mağdura yönelik eylemlerinin esasında eğitici, öğretici konumundan istifade edilerek gerçekleştirilip, sanık yönünden “insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan yararlanmak” koşulunun somut olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından sanık hakkında belirlenen temel cezanın 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendine göre artırılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini karşısında söz konusu hükümlere yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuş, Tebliğnamedeki düşünceye açıklanan nedenle iştirak edilmemiştir.

C.Katılan Bakanlık Vekilinin Vekalet Ücreti Takdir Edilmesi Gerektiğine Yönelik Temyiz Sebepleri
Bakanlığın davaya katılmasının doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup, Bakanlığa yüklenen bir kamu görevi olması, bu kapsamda değerlendirme yapıldığında 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartının katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve vekili lehine koşulları sağlanmadığından vekalet ücretine hükmedilmemesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, vekalet ücretine hükmedilmemesi, hukuka aykırı bulunmamıştır.

V. KARAR
A. …’e Yönelik Çocuğun Cinsel İstismarı, …’e Yönelik Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçları Yönünden
Gerekçenin (A) ve (C) bölümünde açıklanan nedenlerle Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 21.06.2022 tarihli ve 2022/687 Esas, 2022/749 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık ve mağdurlar vekillerince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

B. …’e Yönelik Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 21.06.2022 tarihli ve 2022/687 Esas, 2022/749 Karar sayılı kararına yönelik katılan mağdurlar vekili, sanık ve müdafinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden hükmün 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Midyat Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

17.10.2023 tarihinde karar verildi.