Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/8085 E. 2023/5671 K. 27.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/8085
KARAR NO : 2023/5671
KARAR TARİHİ : 27.09.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/1529 E., 2021/560 K.
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi, beraat, mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî onama, kısmî bozma

İlk Derece Mahkemesince sanıklar hakkında kurulan hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir

Sanık … müdafii, katılan mağdure vekili ile temsil kayyımının duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.03.2020 tarihli ve 2018/187 Esas, 2020/96 Karar sayılı kararı ile;
a) Sanık …’un mağdureye yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına,
b) Sanık …’ın mağdureye yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 39 uncu maddesi uyarınca 8 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası uyarınca 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına,
c) Sanık …’in mağdureye yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (c) bendi, dördüncü fıkrası, 61 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca 30 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına,
d) Sanık …’nin mağdureye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçlarından, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine,
karar verilmiştir.

2. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 15.03.2021 tarihli ve 2020/1529 Esas, 2021/560 karar sayılı kararı ile;
a) Sanık … hakkında mağdureye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçlarından, İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan mağdure vekili, katılan Bakanlık vekili ile o yer Cumhuriyet savcısının istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine,
b) Sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, İlk Derece Makemesince kurulan hükme yönelik katılan mağdure vekilinin istinaf başvurusunun reddine, sanık müdafiinin istinaf başvurusunun kabulü ile 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak atılı suçtan beraate,
c) Sanık … hakkında İlk Derece Mahkemesince çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükme yönelik katılan mağdure vekili ile Cumhuriyet savcısının; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükme yönelik ise katılan mağdure vekili ile katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun reddi ile sanık müdafiinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararlarının kaldırılarak sanık hakkında atılı suçlardan beraate,
d) Sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan mağdure vekilinin istinaf başvurusunun reddine, sanık müdafiinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi uyarınca 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
karar verilmiştir.

3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.08.2021 tarihli, 14-2021/74669 sayılı ilk ve 09.06.2023 tarihli, 9-2023/65462 sayılı ek Tebliğnameler ile onama ve bozma görüşlü olarak dosya Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … Müdafiinin Temyiz İstemi
Dosyada mağdurenin beyanları izlenip okunmasından sonra taraflara söz hakkı verilmesi gerekirken yapılmaması, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanmamasına kanuni gerekçe gösterilmemesi, savunma hakkının kısıtlanmış olması, gerekçesiz şekilde alt sınırdan uzaklaşılması, gerekçenin yetersiz olması, mağdurenin beyanları bölünerek diğer sanıklar hakkında beraat, … hakkında ise mahkumiyet hükmü kurulması, olayın intikalinin 9 gün sonra olması, ilk raporu düzenleyen doktorun tanık olarak dinlenmemesi nedeniyle beraat ve tahliye talebine ilişkindir.

B. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi
Mağdurenin beyanlarının samimi tutarlı ve tanıklarla paylaşılmış doktor raporlarıyla belgelenmiş olduğuna, anne …’ın iddianamedeki sevk maddeleri gereğince ve yine sanıkların eylemlerine ilişkin olarak her bir eylemden ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğine, sanık …’nin iddianamede belirtilen sevk maddeleri gereğince ve eylemlerine uyan 5237 sayılı Kanun hükümleri gereğince cezalandırılması gerektiğine, baba …’in eylemlerini cebir ve tehditle işlediğine, vekil eden lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine, Bakanlık lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin kanuna aykırı olduğuna ilişkindir.

C. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Mağdure ile sanıkların arasında mağdurenin iftira atmasını gerektirir husumet bulunmadığına, mağdurenin beyanlarının uyumlu olduğuna, sanıkların sarkıntılık ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından üst sınırdan cezalandırılması talebine ilişkindir.

D. Katılan Temsil Kayyımının Temyiz İstemi
Mağdure beyanlarının yaşına uygun ve tutarlı olduğuna, sanıkların savunmalarının çelişkili olduğuna, sanıklar hakkında verilen beraat kararlarının hukuka aykırı olduğuna, sanıkların iddianamedeki sevk maddelerinden cezalandırılması talebine, Bakanlık lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin kanuna aykırı olduğuna, vekil eden lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince;
Sanıklar … ve … Yönünden; adli rapor ve mağdurenin anlatımlarının birebir örtüştüğü kabul edilmekle sanık …’un sanık …’ın yardımı ile mağdure Semanur’a organ sokmak suretiyle cinsel istismar suçunu işlediği sabit görülmüştür. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun her iki sanık açısından da oluştuğu, kapının annesi olan … tarafından mağdurenin üzerine kilitlendiği ve anahtar sahibi sanık … tarafından açıldığı, bu zaman zarfında … “Biri gelebilir” demesine rağmen kapı kilitli olmamakla mağdurenin kaçma ihtimalinin olmadığı, sanıkların her ikisi de bu suç yönünden asli fail olduğu; ancak … hakkında bu suç yönünden dava açılmadığı, suç duyurusunda bulunulduğu kabul edilmiştir.

Sanık … Yönünden; mağdurenin anlatımı, sanık … anlatımı, adli raporda eski yırtık ya da doğal çentik ayrımının yapılamadığı; ancak sanık …’ın karakola ilk çağrıldığında “Babasının yaptığını anlattı mı?” diye sorduğu, bu söylemin … tarafından baba …’in yaptığı istismar eylemini bildiğini gösterdiği, yine bunu bilmesinin ilerleyen tarihlerde … yönünden de bu suçun işlenmesinde bir sakınca görmemesine sebep olduğu, hatta mağdure için …’la birlikte eczaneye giderek ertesi sabah hapı dahi aldığı, mağdurenin hazırlık aşamasında verdiği net ifadesi doğrultusunda ifade verdiği, sonraki tarihlerde kızına karşı … tarafından işlenen suçta babası tarafından zaten tecavüz edilmiş olduğu için bir sakınca görmeyecek bir kültüre sahip olduğu ve bilinçsiz olarak da karakola ilk girdiğinde “Babasının yaptığını anlattı mı?” diyerek mağdureyi teyit ettiğinden bahisle sanığın suçu sabit görülmüştür.

Sanık … Yönünden; atılı suçu işlediği yönünde delillerin şüphe boyutunu aşmadığı, nitekim mağdurenin sakallı şahıstan bahsettiğini adliyede öğrenince derhal sakalını kesmesinin teşhis edilmemek için yapılmış olabileceği gibi bir karışıklık olmasından korkarak da yapılmış olabileceği, sanık …’un aile bireyleri ya da yakın bir arkadaşı yerine yakın arkadaşlığı olmayan sanık …’yi aramakla haber verme hakkını kullanması üzerine …’nin derhal adliyeye geldiği ve sakallı şahıs anlatımını da burada öğrendiği, teşhis işlemine de itibar edilmediği zira adliye koridorunda güvenlik kamerasından alınan ve yüz kaligrafik özelliği içermeyen resim kullanıldığı, yakalandığında artık sakalını kesmiş olmakla mağdure tanıyamaz diye bu resmin kullanıldığının düşünüldüğü, sanık aleyhine suç şüphesi bulunduğu, bu şüphe düzeyi Mahkeme kanaatine göre sübut düzeyinin altında olduğu kabul edilmekle sanığın beraatine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Mağdure Semanur soruşturmanın başlangıcında olayı rehber öğretmeni …’ya ayrıntılı olarak anlatmış, kendisine karşı cinsel istismar eylemini gerçekleştiren kişinin sanık … olduğunu, ayrıntılı ve açık bir şekilde belirtmiş ancak alınan ilk beyanında öğretmeni …’ya anlatmadığı, babası …’in kendisine karşı cinsel istismar eylemini belirtmiş olup bu durumun mağdurenin karakola geldiği aşamada annesinin ve görüştüğü kişilerin harici müdahalelerinden etkilenme sonucu oluşabileceği kanaatine varılmıştır. Mağdure hakkında 20.04.2018 tarihli Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesince tanzim edilen rapor kapsamından mağdurenin “Vajen girişinde küçük ekimotik alan izlendiği, vajen girişi ve perine birleşim bölgesinde zorlanma ile oluştuğu izlenimini veren ciltte 5 mm lazerasyon bölgesinin izlendiği, saat 5 hizasında eski lazerasyon ya da doğal çentik mi olduğu net değerlendirilemeyen çentikleme izlendiği” belirtilmiş olup mevcut rapor dikkate alındığında mağdurenin cinsel istismara maruz kaldığı açık bir şekilde anlaşılmıştır. Mağdure hakkında tanzim edilen raporda hymenin bozulup bozulmadığı hususu net bir şekilde tespit edilemediğinden bu hususta Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Dairesinden rapor aldırılmasına karar verilmiş ise de mağdurenin istenen pozisyonda durmaması sebebiyle hymen muayenesi yapılamamış, Dairemizce bu hususta aradan zaman geçmesi sebebiyle alınacak raporun gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususunda şüphe oluşmasına sebebiyet verebileceği dikkate alınarak şüpheden sanık faydalanır ilkesi dikkate alınarak mağdurenin hymeninin yapısının bozulmadığı kabul edilerek mağdureye karşı basit cinsel istismar eyleminin gerçekleştirildiğinin kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır.

Sanık …’in olay tarihinde Kıbrıs’ta işçi olarak çalışması, sanık … ile anne …’ın bu aşamada birlikte olmaları, olayın mağdure tarafından resmî mercilere intikali üzerine sanık … ve anne …’ın aralarındaki ilişkinin ortaya çıkması durumunun söz konusu olması sebebiyle mağdureyi etki altına alarak … aleyhine ifade verdirmeleri ihtimalinin olması, mağdurenin Kıbrıs’a giden babasına “Beni de götür” şeklinde not pusulası bırakması, rehber öğretmeni …’ya babası ile ilgili herhangi bir beyanının bulunmaması ve mağdurenin babası ile ilgili anlatımlarının aşamalarda çelişmesi sebebiyle sanık …’in atılı suçtan beraatine karar verilmiştir.

Sanık … hakkında …’un kızı olan mağdureye karşı cinsel istismarda bulunmasını sağlayacak şekilde evin anahtarlarını vermesi, “Al bu kızı ne yaparsan yap” şeklinde beyanda bulunması sebebiyle özgürlüğü kısıtlama ve cinsel istismar suçlarını asli olarak iştirak ettiği iddia edilmiş ise de; sanık …’ın … ile gayrımeşru ilişki yaşadığı, ayrıca evin anahtarlarının sanık … tarafından …’a verilmiş olması, …’un sık sık eve gelmesi, mağdurenin … taksili bir şahsın cinsel istismarına uğradığını beyan etmesi üzerine sinirlenerek “Al bu kızı ne yaparsan yap, başımıza o…. olacak” şeklinde beyanda bulunmasını suça azmettirme ve asli fail olarak katılma yönünde kabulü mümkün olmayıp sosyo ekonomik açıdan son derece zor şartlar altında yaşayan sanığın eşinin Kıbrıs’ta olduğu dönemde ekonomik yönden yardımda bulunan ve bu aşamada yakınlaştığı …’a evinin anahtarını vermesi ve çocuklarıyla yakınmada bulunmasının suçu azmettirme veya iştirak olarak kabulü mümkün görülmemiş, sanığın savunmasının aksine mağdurenin beyanlarındaki çelişkiler dikkate alınarak …’ın atılı suçlardan ayrı ayrı beraatine karar verilmiştir.

Sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kamu davası açılmış ve İlk Derece Mahkemesince atılı suçlardan sanığın beraatine dair tesis edilen kararın usul ve kanuna uygun bulunduğu, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Sanık …’un arkadaşı olan …’in Kıbrıs’a çalışmak için gittikten sonra eşi ile yakınlaştığı, sık sık … ile buluştuğu tarafların beyanı kapsamından anlaşılmış olup … tarafından sanık …’a evin anahtarlarının verildiği anlaşılmış olup mağdure sanık …’un kendisine karşı aşamalarda değişmeyen şekilde cinsel istismar eylemini gerçekleştirdiğini beyan etmiş, aralarında husumeti gerektiren bir sebep olmaması, mağdurenin olaya ilişkin olmayan anlatımlarının kısmen sanık tarafından doğrulanmış olması hususları dikkate alındığında sanığın cinsel istismar eylemini gerçekleştirdiği hususunda alınan doktor raporu da dikkate alınarak tam bir vicdani kanaate varılmış, mağdurenin hymen muayenesi yapılamadığından şüpheden sanık faydalanır ilkesi dikkate alınarak sanığın eylemi nitelikli cinsel istismar suçu kapsamında değerlendirmeyerek cinsel istismar suçu kapsamında kabul edilmiş, sanığın mevcut eylemi mağdurenin ailesinin sosyo ekonomik açıdan son derece zor koşullar altında bulunmasının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle kendisine duyulan güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirmiş olması, sanığın işlediği suçtan pişmanlık duyduğunu gösterecek davranış sergilememiş olması, cezanın sosyal ve uyarma amacı dikkate alınarak eylem karşılığı alt sınırdan uzaklaşılarak karar tesis edildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Sanık … Hakkında Mağdureye Karşı Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendinde yer verilen; “On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun, aynı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, temsil kayyımı, katılan mağdure vekili ve katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemlerinin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiş, açıklanan nedenlerle Tebliğnamede onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

B. Sanıklar … ve … Hakkında Mağdureye Karşı Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı, Sanık … Hakkında Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı ile Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, temsil kayyımı, katılan mağdure vekili ile katılan Bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

C. Sanık … Hakkında Mağdureye Karşı Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Mağdurenin sanığın kendisine karşı nitelikli şekilde istismar eyleminde bulunduğuna ilişkin anlatımının tıbbi delillerle desteklenmediği; ancak suçun temel şekli olan çocuğun cinsel istismarı suçunun raporlarla doğrulandığı, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafii, temsil kayyımı, katılan mağdure vekili, katılan Bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiş, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış, açıklanan nedenlerle Tebliğnamede bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine Tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücreti sanığa yükletilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine vekalet ücreti ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuş ise de söz konusu hukuka aykırılığın Yargıtay tarafından giderilebileceği belirlenmiştir.

V. KARAR
A. Sanık … Hakkında Mağdureye Karşı Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle temsil kayyımı, katılan Bakanlık vekili, katılan mağdure vekilinin temyiz istemlerinin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Sanıklar … ve … Hakkında Mağdureye Karşı Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı, Sanık … Hakkında Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı ile Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 15.03.2021 tarihli ve 2020/1529 Esas, 2021/560 Karar sayılı kararında katılan mağdure vekili, katılan Bakanlık vekili, temsil kayyımı tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

C. Sanık … Hakkında Mağdureye Karşı Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (C) bölümünde açıklanan nedenle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 15.03.2021 tarihli ve 2020/1529 Esas, 2021/560 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafii, katılan mağdure vekili, katılan Bakanlık vekili ve temsil kayyımının temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi gereği hüküm fıkrasına “Katılan mağdurenin kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesindeki emek ve mesaisine karşılık 6810 TL, Bölge Adliye Mahkemesindeki emek ve mesaisine karşılık olarak 4080 TL maktu vekalet ücretinin sanık …’tan tahsili ile katılan mağdureye verilmesine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

27.09.2023 tarihinde karar verildi.