Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/7444 E. 2023/6343 K. 16.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/7444
KARAR NO : 2023/6343
KARAR TARİHİ : 16.10.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2023/534 E., 2023/421 K.
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.01.2023 tarihli ve 2022/235 Esas, 2023/9 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddeleri uyarınca 13 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin, 08.03.2023 tarihli ve 2023/534 Esas, 2023/421 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Olay tarihinin belirsiz olduğu ve mağdurenin ifadelerindeki zaman kavramının tutarsız olduğuna, sanık ile mağdure arasında yaş konusunun konuşulmamış olduğuna, sanığın yaş konusunda hataya düştüğüne sanığın, mağdureyi on beş yaşından büyük olduğunu bilerek hareket ettiğinine, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkemece “Sanık … ile katılan …’nın olay öncesinde ortak arkadaşları vasıtası ile tanıştıkları ve arkadaş oldukları, olay ve suç tarihi olan 2021 yılının Kasım ayında, sanığın mağduru mesajlaşma esnasında eve çağırdığı mağdurun da eve gittiği, evde mağdurun rızası ile bir kereye mahsus fiili livata sureti ile cinsel birliktelik yaşadıkları, ATK’nın 03/03/2022 tarihli raporunda; genital muayene bulgularına göre hymen intakt, eski veya yeni yırtık saptanmadığı, halen bakire olduğu, hymen yapısının esnek olmadığı, yırtılmaksızın ereksiyon halindeki penisin duhulüne müsait olmadığı, Anal muayenede sfinkter tonusu ve mukozası doğal bulunduğu, anal yoldan cinsel istismara uğradığına dair herhangi bir bulgu olmadığı ancak anal yolla ırza geçme sonrası görülmesi beklenen ekimoz, mukoza veya sfinkter yırtığı gibi travmatik değişimlerin olaydan kısa bir süre sonra iz bırakmaksızın kaybolabileceği gibi, mağdurun yaşı, fizik gelişimi, olay sırasında penis girişini kolaylaştırıcı kaygan madde kullanımı ile hile, tehdit ya da rıza gibi nedenlerle direncinin kırıldığı durumlarda anal sfinkterin çok büyük travmatik değişim olmaksızın penisin girişine müsait olacak şekilde genişleme yeteneğinin bulunmasının da tıbben mümkün olduğu, lezyon oluşmadan da fiili livata eyleminin gerçekleşmiş olabileceği bu hususun adli tahkikat ile aydınlatılmasının uygun olacağının belirtildiği, olay tarihinde katılanın doğum raporuna ve nüfus kaydına göre 15 yaşını doldurmadığı 14 yaşının içerisinde olduğu, sanığın savunmasında katılanla yaşadığı cinsel ilişkiyi öncelikle kabul ettiği, mahkememiz huzurundaki savunmasında ise üzerine atılı suçu kabul etmediği, sanığın katılana yönelik eyleminin TCK’nın 103/1. maddesindeki “Basit Cinsel İstismar” suçunu mu yoksa TCK’nın 103/2. maddesindeki nitelikli cinsel istismar suçunu mu oluşturduğu hususunda mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre katılanın tüm aşamalarda sanığın çağırdığı eve gittiğini, burada sanık ile fiili livata sureti ile rıza ile cinsel ilişkiye girdiğini belirttiği, istikrarlı beyanlarına göre sanığın olay tarihinde 15 yaşından küçük katılan ile vücuda organ sokmak suretiyle cinsel birliktelik yaşandığı konusunda mahkememizce de kanaat oluşmakla birlikte; katılanın tüm aşamalarda sanığın kendisinin 14 yaşında olduğunu bildiğini ve aralarında bu konu hakkında konuşma geçtiğini beyan etmesi, yine sanığın aşamalarda alınan beyanlarında sanığı okul kıyafetleri ile gördüğünü kaçıncı sınıfa gittiğini sorduğu şeklindeki kendi beyanlarında da mağdurun yaşının küçük olduğunu bildiği, sanığın mağdurenin yaşında hataya düşmesinin hayatın olağan akışına aykırı olacağı hususları göz önüne alınarak, sanık hakkında TCK m.30 gereği hata hükümlerinin uygulanması yoluna gidilmemiştir.” şeklindeki gerekçeyle hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesi ile tüm dosya kapsamına göre, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasıfları ile yaptırımın doğru biçimde belirlendiği, buna ilişkin gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmış, hükümde hukuka aykırılık bulunmamış, sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin, 08.03.2023 tarihli ve 2023/534 Esas, 2023/421 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

16.10.2023 tarihinde karar verildi.