Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/731 E. 2023/2011 K. 05.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/731
KARAR NO : 2023/2011
KARAR TARİHİ : 05.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkûmiyet(katılan mağdure sayısınca)

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.01.2019 tarihli ve 2018/58 Esas, 2019/7 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 22 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına (iki kez) karar verilmiştir.

2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 03.04.2019 tarihli ve 2019/810 Esas, 2019/975 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık müdafii, katılan mağdure … vekili ile katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi 20. Ceza Dairesi kararının, sanık müdafii, katılan mağdure … vekili ve katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay kapatılan 14.Ceza Dairesinin 16.03.2020 tarihli ve 2019/6183 Esas, 2020/2013 Karar sayılı kararı ile olaya yönelik görgüsü olan katılan mağdurelerin kardeşi …’nun tanık sıfatıyla dinlenmesi, sanık ile katılan … arasındaki boşanma davası dosyası getirtilerek incelenmesi neticesinde tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle kurulacak hükümlerin gerekçesinde hangi mağdureye karşı hangi eylemin ne zaman ve ne şekilde gerçekleştirildiği gösterilerek mağdurelerin beyanları arasındaki çelişkiler de giderildikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerekmesi nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.10.2020 tarihli ve 2020/223 Esas, 2020/297 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 22 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına (iki kez) karar verilerek dava dosyası, 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca doğrudan temyiz merciine gönderilmiştir.

5. İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.10.2020 tarihli ve 2020/223 Esas, 2020/297 Karar sayılı kararının sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay kapatılan 14. Ceza Dairesinin 07.06.2021 tarihli ve 2021/847 Esas, 2021/4097 Karar sayılı kararı ile mahkemece aşamalarda gerek kendi içerisinde gerekse birbirleriyle çelişkili ifadelerde bulunan katılan mağdurelerin ayrı ayrı dinlenmek suretiyle söz konusu olaylarla ilgili ayrıntılı beyanlarının alınıp, mağdure …’ye yönelik eylemle ilgili bilgisi olduğu söylenen tanık …’nun da dinlenmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerekmesi nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

6. İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.09.2022 tarihli ve 2021/286 Esas, 2022/316 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 16 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına (iki kez) karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Mağdure … Vekilinin Temyiz İsteği
Sanığın katılan mağdureye dokunmaya çalıştığı sırada mağdure izin vermeyince onun ağzını kapattığına, tekme ile yumrukla vurduğuna yönelik beyanlar nazara alınarak sanık hakkında tayin edilen temel cezanın 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca artırılması gerektiğine ilişkindir.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği
Temel cezanın üst sınırdan tayin edilmesi gerektiğine ve lehe vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

C. Sanık ile Müdafiinin Temyiz İstemleri
Sanığın eşi ile çocukları olan katılan mağdurelerin sanıktan kurtulmak için iftira attıklarına, mağdurelerin arkadaş çevrelerinin düzgün olmaması nedeniyle onlara karışarak şiddet ve baskı uyguladığına, bu baskılardan kurtulmak için cinsel suç iftirasını attıklarına, yıllarca olan bir eylemi annelerine anlatmamalarının ve iddia ettikleri eylemleri kayda alabilecek teknolojiyi kullanmamalarının şüphe uyandırıcı olduğuna, mağdurelerin ifadelerinin çelişkili olduğuna, mahkumiyet için yeterli somut delil olmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemece, “…Sanık … ******’nın mağdureler … ****** ve … ******’nın öz babası olduğu, mağdureler ile birlikte eşi ve diğer çocukları ile birlikte aynı çatı altında ikamet ettikleri, son olayın meydana geldiği 14/01/2018 tarihinden önce uzunca bir süre mağdureler … ve …’ye yönelik olarak gerek mağdurelerin üzerinde bulunan kıyafetlerin içerisinden eline sokmak suretiyle cinsel organlarını ve göğüslerini, gerekse de üzerlerinde kıyafetleri bulunduğu sırada aynı şekilde cinsel organlarını ve göğüslerini ellediği ve ayrıca cinsel organını kendi kıyafetleri ve mağdurelerin kıyafetleri üzerlerindeyken mağdurelerin cinsel organlarına ya da popolarına sürttüğü ve ayrıca cinsel organını mağdurelerin dokunmasını sağladığı, tutmalarını istediği ve tutturmaya çalıştığı, bir keresinde mağdure … ya cinsel organını tutturduğu, bu cinsel istismar içeren fiil ve davranışlarını uzun yıllarca birden fazla tekrarladığı ve bozma ilamı sonrasında mağdurelerin alınan beyanlarının da önceki aşamalarda alınan beyanlarıyla benzerlik gösterdiği, sanığın kendi öz kızları olan mağdurelere cinsel istismarda bulunarak üzerine atılı müsnet suçu işlediği…” kabul edilerek sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Katılan mağdurelerin aşamalardaki gece vakitleri birlikte uyudukları sırada sanığın yanlarına geldiği ve kıyafetleri üzerinden ya da içerisinden vajinalarını, kalçalarını ve göğüslerini ellediği şeklindeki birbirleriyle uyumlu beyanları, her bir mağdurenin diğerine yönelik sanık tarafından genellikle gece vakitlerinde gerçekleştirilen cinsel istismar eylemlerine ilişkin görgüsünün bulunması, mağdurelerin sanık tarafından istismara maruz kaldıkları sırada sanığın birisinin fark edeceğini anladığı sırada hemen üstlerini örtüyormuş gibi yaptığına dair ifadelerinin tanık …’nin beyanları ile doğrulanması, adli görüşme değerlendirme raporlarında mağdurelerin ifadelerinin güvenilir ve tutarlı olduğuna dikkat çekilmesi, sanık savunmalarıyla da sabit olduğu üzere sanığın 14.01.2018 günü mağdure …’nun yüzüne kıyafet üzerinden penis bastırmaya çalışma şeklindeki eylemi sırasında …’nun çağrısı üzerine olaya müdahale eden annesi katılan …’ün sanığa kızlarıyla şakalaşmamasını ve arasına mesafe koymasını söylemesi, bu durumun böyle devam etmesi halinde aile büyüklerini çağıracağını belirtmesi karşısında, sanığın mağdurelere karşı çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediği kabul edilerek kurulan hükümlerde, hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Sanık hakkında düzenlenen iddianamelerde istismar eylemleri sırasında mağdurelerin mukavemetini kırmak amacıyla sanığın cebir veya tehdit kullandığına dair herhangi bir anlatımın bulunmaması ve sanığın eylemlerinin zorla gerçekleştirdiğine dair soyut beyanları dışında delil bulunamaması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrası ile dördüncü fıkrası uyarınca belirlenen cezanın aynı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca artırılmaması suretiyle kurulan hükümlerde, bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Mahkemece 5237 sayılı Kanun’un Cezanın belirlenmesi başlıklı 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kriterler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında ifade edilen cezada orantılılık ilkesi göz önünde bulundurulmak suretiyle sanık hakkında kurulan hükümlerde; suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği yer ve zaman, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanığın kasta dayalı kusurunun yoğunluğu, sanığın güttüğü amaç ve saik göz önüne alınarak temel cezanın alt sınırdan belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

4. Bakanlığın davaya katılması doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup, Bakanlığa yüklenen bir kamu görevidir. Bu kapsamda değerlendirme yapıldığında 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartı katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve vekili lehine koşulları sağlanmadığından vekalet ücretine hükmedilmemesi, hukuka aykırı bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.09.2022 tarihli ve 2021/286 Esas, 2022/316 Karar sayılı kararında katılan mağdure … vekili, katılan Bakanlık vekili ve sanık ile müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesine, gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

05.04.2023 tarihinde karar verildi.