Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/7240 E. 2023/5535 K. 25.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/7240
KARAR NO : 2023/5535
KARAR TARİHİ : 25.09.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2023/156 E., 2023/185 K.
SUÇLAR : Cinsel istismar, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 9 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına dair 10.06.2022 tarihli ve 2021/227 Esas, 2022/161 Karar sayılı ilama ilişkin sanık müdafii ve katılan vekilinin istinaf talepleri üzerine hükmün sanık lehine bozulmasının ardından söz konusu karara direnme yetkisi bulunmayan ve kanunen uymak zorunda olan İlk Derece Mahkemesince kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan dolayı sanığın 4 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair kurulan hükmün aslında Bölge Adliye Mahkemesince verilmiş bir karar olarak kabulünde zorunluluk bulunduğu, esas olarak Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesi sırasında tespit edilen hukuka aykırılıklar karşısında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşma açılmak suretiyle yapılacak yargılama sonucunda esasa ilişkin yeni hüküm kurulması gerektiği ve bu kapsamda bozma üzerine ilk Derece Mahkemesince kurulan yeni hükmün temyizi kabil olduğu belirlenmekle;

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.06.2022 tarihli ve 2021/227 Esas, 2022/161 Karar sayılı kararı ile sanığın;

a) Çocuğun cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fırkasının birinci cümlesi ile, dördüncü fıkrası ve 43 üncü maddesi uyarınca 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına,

b) Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi ile, beşinci fıkrası ve 43 üncü maddesi uyarınca 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına, karar verilmiştir.

2. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 27.09.2022 tarihli ve 2022/1826 Esas, 2022/1645 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan mağdur vekili, sanık müdafinin istinaf itirazları yerinde görülmekle incelemesi yapılan Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin hükümlerinin bozulmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3. Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin bozma kararı üzerine Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.11.2022 tarihli ve 2022/189 Esas, 2022/285 Karar sayılı kararı ile sanığın;

a) Çocuğun cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve 43 üncü maddesi uyarınca 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına,

b) Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi ile, beşinci fıkrası ve 43 üncü maddesi uyarınca 4 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına, karar verilmiştir.

4. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 06.02.2023 tarihli ve 2023/156 Esas, 2023/185 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan mağdur vekili ile sanık müdafinin ileri sürdükleri istinaf itirazları yerinde görülmemiş olmakla, İstinaf Başvurularının Esastan Reddine, karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Mağdur Vekilinin Temyiz İstemi
Özetle, mağdur beyanında sanığın mağdurun arka özel bölgesine cinsel organını soktuğunun belirtilmesine rağmen Mahkemece nitelikli cinsel istismar suçundan hüküm kurulması gerekirken cinsel istismar suçundan hüküm kurulması ve hükümlerin alt sınırdan verilmesinin hatalı olduğuna, sanık tarafından cebir ve tehdit eylemlerinin gerçekleştirilmesine rağmen cebir tehdite ilişkin kanun maddelerinin uygulanmadığına ve sanık hakkında nitelikli cinsel istismar suçundan verilecek cezanın üst sınırdan verilmesi gerektiğine ilişkindir.

B. Sanık ve Müdafiinin Temyiz İstemi
Özetle, sanığın cezalandırılmasına yeterli delilin olmadığına, dosya kapsamında alınan Adli Tıp raporunda livata bulgusunun bulunmadığına, mağdur beyanlarının çelişkili olduğuna, mağdurun babası ve sanık arasında alacak verecek meselesi olmasına rağmen Mahkemece iftira atılmasını gerektirir durumun olmadığının kabul edilmesinin hatalı olduğuna, bu nedenle sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.

C. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının Temyiz İstemi
Koşulları oluştuğu takdirde 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanmadığına, sanık hakkında teşdiden ceza verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkeme, “…her ne kadar mağdur organ sokma boyutuna varan nitelikli bir cinsel istismardan bahsetmiş ise de; mağdur yönünden düzenlenen adli rapor ile mağdurun yaşı ve içinde bulunduğu durum karşısında kendisine yönelik gerçekleşen eylemi nitelendirmede yanılgıya düşmüş olabileceğinden bu durum sanık lehine değerlendirilerek nihai olarak sanığın mağdurun ikametinde kaldığı sürede ve sonrasında ormanlık alanda mağduru arayıp cinsel eylemlerini gerçekleştirmek için çağırdığı, akabinde birçok kez mağdurun özel bölgelerine eliyle ve cinsel bölgesiyle dokunup okşadığı, mağduru kendi cinsel organına dokundurarak sanığın mağdura organ sokma boyutuna varmaksızın zincirleme şekilde basit cinsel istismarda bulunduğu sabit görülmekle; sanığın TCK 103/1-1. cümlesi uyarınca cezalandırılmasına dair karar verildiği, ayrıca sanık hakkında TCK 103/4 maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; mağdurun birçok eylem olduğunu belirtmesine rağmen sanıkla istediği yere gitmeye devam etmesi ve olaydan kimseye bahsetmemesi karşısında sanığın eylemlerini gerçekleştirirken mağdura karşı cebir, tehdit veya şiddet kullandığına dair mağdurun soyut beyanları dışında somut bir delil elde edilemediğinden ilgili yasa hükmünün şartlarının oluşmaması nedeniyle uygulanmadığı, bunun yanısıra sanık bahse konu cinsel içerikli eylemlerini mağdura karşı farklı zamanlarda birden fazla kez gerçekleştirdiğinden hakkında TCK 43/1 maddesinin tatbik edildiği,…” şeklindeki kabul ve gerekçesiyle sanığın cinsel istismar suçundan mahkûmiyetine karar vermiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesi “… Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, İlk Derece Mahkemesinin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, delillerin ve yapılan işlemlerin hukuka aykırılık içermediği, ispat bakımından değerlendirme yerinde olup eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı ve eylemlere
uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; …” şeklindeki gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmüne yönelik istinaf başvurularının esastan reddine karar vermiştir.

IV. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un 288 ve 294 üncü maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı Kanun’un 289 uncu maddesinde sayılı kesin hukuka aykırılık halleri ve katılan vekili ile sanık müdafiinin temyiz dilekçelerinde belirttikleri nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesince kurulan hükümde, hukuka aykırılık görülmemiştir.

2. Yukarıda giriş bölümünde açıklanan nedenlerle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün temyizi kabil olduğundan Tebliğnameye bu yönüyle iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 06.02.2023 tarihli ve 2023/156 Esas, 2023/185 Karar sayılı kararında katılan vekili, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı sanık ve müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Sinop Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

25.09.2023 tarihinde karar verildi.