YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/723
KARAR NO : 2023/2120
KARAR TARİHİ : 10.04.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.12.2020 tarihli ve 2020/255 Esas, 2020/565 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 43 üncü maddenin birinci fıkrası uyarınca 25 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 03.03.2021 tarihli ve 2021/359 Esas, 2021/449 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafii,
katılanlar vekili ve katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Sakarya Bölge Adliyesi Mahkemesi 7. Ceza Dairesi kararının, sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 11.04.2022 tarihli ve 2021/23185 Esas, 2021/3372 Karar sayılı kararı ile soyut ve yetersiz gerekçelerle 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin tatbikine yer olmadığı kararı verilmesi nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.10.2022 tarihli ve 2022/207 Esas, 2022/306 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 43 üncü maddenin birinci fıkrası ile 62 nci maddesi uyarınca 21 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek dava dosyası, 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca doğrudan temyiz merciine gönderilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Mağdurenin yaşının büyük göründüğüne bu sebeple sanığın hataya düştüğüne, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının hukuka aykırı olduğuna, eylemin rıza ile gerçekleştiğine ilişkindir.
B. Sanığın Temyiz İstemi
Kendisine komplo kurulduğuna, hata hükümlerinin uygulanmamasının hatalı olduğuna, ilişkindir.
C. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanık hakkında üst sınırdan ceza verilip takdiri indirim uygulanmaması gerektiğine, Bakanlık lehine vekalet ücretine hükmedilmediğine ilişkindir.
D. Katılanlar Vekilinin Temyiz İstemi
Sanık hakkında iyi hal indirimi yapılması hatalı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemece “Yargıtay 9. CD 2021/23185 E., 2022/3372 K., sayılı ilamı, sanığın savunması, katılanların beyanları, tanıkların beyanları, adli rapor, adli görüşme değerlendirmesi, digital materyal inceleme raporu, dosyadaki tüm belge ve tutanaklar birlikte değerlendirildiğinde;
Katılan … ***’ın tüm aşamalarda alınan beyanlarında özetle, sanık … *** ile annesinin aynı işyerinde 6 yıldır birlikte çalıştığını, 2017 yılı haziran ayında 8.sınıf öğrencisiyken sanığın kendisini annesinin izni üzerine mezuniyet balosuna götürdüğünü, bu olaydan bir hafta sonra … parka gezmek amaçlı birlikte gittiklerini, burada konuşma esnasında sanığın kendisini dudağından öptüğünü, sonra sanığın kendisini evine götürdüğünü, sanığın cinsel organını kendi cinsel organına soktuğunu, kanamasının olduğunu, bu olaylardan sonra sanığın yaşadıklarını annesine anlatmakla tehdit ettiğini, kendisinden sürekli çıplak fotoğraflar çekip whatsap üzerinden atmasını istediğini, tehditlerle sürekli kendisiyle buluşmasını istediğini, kendisininde bu korkuyla telefonla konuşup buluştuğunu, fotoğraflar gönderdiğini, kendisiyle daha sonra da cinsel birliktelik yaşadığını,bu olayların iki yıl kadar sürdüğünü, en son 21/02/2019 tarihinde cinsel birliktelik yaşadıklarını, daha sonra sanığın olanları eski eşine anlatmasıyla eski eşinin kendisini aradığını ve olayların ortaya çıktığını, sanığın kendisinin 09/08/2004 doğumlu olduğunu bildiğini, sanıktan şikayetçi olduğunu ifade ettiği,
Sanığın soruşturma aşamasında alınan savunmasında özetle, katılan …’i annesinin bilgisi dahilinde mezuniyet balosuna götürdüğünü, bu tarihten bir hafta sonra … parka gittiklerini, birlikte yemek yediklerini sonrasında da evine gittiklerini, burada seviştiklerini ancak cinsel organını katılan …’in cinsel organına sokmadığını, bu olaydan yaklaşık bir hafta sonra buluştuklarında ise cinsel organını katılan …’in cinsel organına sokarak cinsel ilişkiye giridklerini, daha sonraki tarihlerde de cinsel ilişkiye girdiklerini, yaklaşık 10 kez cinsel birliktelik yaşadıklarını, katılan …’i tehdit etmediğini ve şantaj yapmadığını, katılan …’e “artık sen benim namusum oldun, benden ayrılıp başka biriyle evlendiğinde senin ilişki yaşadığın anlaşılacak her şey ortaya çıkacak evlenmemiz gerekir dediğini, kendisini eşi olarak gördüğünü, katılan …’in yaşını 16 olarak bildiğini ifade ettiği, ancak kovuşturma aşamasında alınan savunmasında özetle, katılan … ile 2019 temmuz sonu ağustos başında katılan …’in doğum gününden önceki bir tarihte bir kez cinsel ilişkiye girdiklerini, öncesindeki buluşmalarında öptüğünü katılan …’in yaşını 17 olarak bildiğini, katılan …’ye hitaben yazdığı mektubu tanık …’e verdiğini ifade ettiği,
Tanık … ***’ın tüm aşamalarda alınan beyanlarında özetle, sanık …’in eski eşi olduğunu, sanığın kendisine katılan … ile yaklaşık 1-1,5 yıldır beraber olduğunu söylediğini, bunun üzerine kendisinin de katılan … ile görüşmeye gittiğini, sanığın katılan … ile görüşeceğini bildiğini bu sebeple kendisine katılan …’ye vermesi için mektup verdiğini, kendisinin de bu mektubu katılan …’ye götürdüğünü ancak katılan …’nin mektubu almadığını, katılan …’ye “dul adamın yanında kızlarının ne işi var” dediğini ifade ettiği,
Katılan … ***’ın rızası doğrultusunda 25/09/2019 tarihinde Derince Eğitim Ve Araştırma Hastanesinde alınan Genital Adli Raporda, mağduriyeye ait dış genital yapıda eski yırtık saptandığı,vücuduna bu yoldan organ ya da sair bir cisim sokulmuş olduğunun tespit edildiği,
02.06.2020 tarihli digital materyal inceleme raporuna göre, sanık …’in telefonunda yapılan incelemede katılan …’ e ait cinsel içerikli resimler bulunduğunun tespit edildiği,
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde edinilen vicdani kanaate göre;
Sanığın soruşturma aşamasında alınan savunmalarında katılan … ile ilk kez katılan …’i mezuniyet balosuna götürdükten yaklaşık iki hafta sonra organ sokarak ilişkiye girdiğini ve toplamda yaklaşık 10 kez ilişkiye girdiklerini ifade ettiği, sanığın bu beyanlarının katılan …’in beyanlarıyla uyuştuğu, bu sebeple sanığın katılan …’e yönelik ilk eyleminin 2017 haziran ayında olduğunun kabulünün gerektiği, katılan …’in anlatımı itibariyle 21/02/2019 tarihinde son cinsel birlikteliklerinin yaşandığı, katılan …’i 8. Sınıf mezuniyetinin balosuna götüren sanığın katılan …’in yaşını bilmeme ihtimalinin olmadığı, katılan …’in tüm aşamalardaki ısrarlı ve tutarlı anlatımı, katılan …’in vücuduna organ sokulduğuna dair adli rapor göz önüne alındığında sanık … ***’ın 15 yaşından küçük katılan … ***’ı birden fazla kez (sanığın ikrar içeren savunması itibariyle 10 kez) cinsel organını sokmak suretiyle istismar ederek üzerine atılı cinsel istismar suçunu işlediğinin kabul ve kanaatiyle eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nun 103/1-a maddesi delaletiyle 5237 sayılı TCK’nun 103/2 maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Katılan …’in yaşının küçüklüğü itibariyle meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı ve ayrıca katılan …’in annesinin katılan …’i sanık ile yıl sonu balosuna gönderecek derecede olduğu anlaşılan aralarındaki … ilişkisine rağmen sanığın atılı eylemi gerçekleştirmesi itibariyle suçun işleniş biçimi ve sanığın suç kastının yoğunluğu teşdid nedeni sayılmıştır.
Eylemin tehdid ile gerçekleştirildiğine dair delil bulunmadığından sanık hakkında TCK’nun 103/4 maddesi tatbik edilmemiştir.
Sanığın üzerine atılı suçu farklı zamanlarda aynı kişiye karşı birden fazla kez işlediği anlaşıldığından 5237 sayılı TCK’nun 43/1 maddesi uyarınca cezasında arttırım yapılmış, sanığın ikrar içeren savunması itibariyle 10 kez organ sokmak suretiyle cinsel birliktelik yaşadıkları gözetilerek TCK’nun 43/1 maddesi uygulanırken alt hadden uzaklaşılmıştır.” şeklindeki gerekçeyle karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
1. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları” başlıklı 41 inci maddesinde ailenin huzur ve refahı ile özellikle anne ve çocukların korunmasına yönelik olarak her türlü istismar ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alma görevinin Devlete ait olduğu açıkça belirtilmiştir. Aile ve çocukların korunması hakkı Anayasa ile güvence altına alınmış bir haktır. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un amaç ve temel ilkelerinin belirlenmesine ilişkin birinci maddesinden anlaşılacağı üzere bu kanun Anayasa ve uluslararası sözleşmelere uygun olarak çıkarılmış bir kanundur. Kanun’un 20 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi nedeniyle açılan davalara katılabileceği belirtilmiştir. Tüm bu kanuni düzenlemeler dikkate alındığında Bakanlığın davaya katılması doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup, Bakanlığa yüklenen bir kamu görevidir. Bu kapsamda değerlendirme yapıldığında 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartı katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve vekili lehine koşulları sağlanmadığından vekalet ücretine hükmedilmemesi, hukuka aykırı bulunmamıştır.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.10.2022 tarihli ve 2022/207 Esas, 2022/306 Karar sayılı kararında sanık ve müdafii, katılanlar vekili, katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
10.04.2023 tarihinde karar verildi.