Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/7228 E. 2023/5182 K. 14.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/7228
KARAR NO : 2023/5182
KARAR TARİHİ : 14.09.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/432 E., 2023/62 K.
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet, beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî ret, kısmî onama

Mağdur … vekilinin temyiz istemi yönünden; usulüne uygun şekilde tebliğ edilen karara karşı matbu ifadeler bulunan ve temyiz sebebi içermeyen dilekçe ile temyiz isteminde bulunduğu belirlenmiştir.

Sanık … müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemleri yönünden; sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık … müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, İlk Derece Mahkemesinde silahların eşitliği ve çekişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda savunmaya yeterli imkânın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunmayı kullanabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca takdiren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.10.2020 tarihli ve 2020/18 Esas, 2020/342 Karar sayılı kararı ile;
a) Sanık … hakkında mağdur …’a yönelik zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 30 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

b) Sanık … hakkında mağdur …’a yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi ve 58 inci maddesi uyarınca 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve hak yoksunluklarına; mağdur …’e yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, aynı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi ve 58 inci maddesi uyarınca 13 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 16.02.2021 tarihli ve 2020/1846 Esas, 2021/230 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanıklar müdafileri ile katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesi kararının, sanıklar müdafileri ile katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 20.10.2022 tarihli ve 2021/20115 Esas, 2022/9320 Karar sayılı kararı ile özetle, sanık … hakkında mağdur konumunda bulunan Velıd’in eylemine ayrıca müşterek fail sıfatıyla katılmadığı ve bu eylem dışında mağdur …’a yönelik anal yoldan organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel istismar eyleminde bulunduğuna dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı nazara alınmaksızın müsnet suçtan belirlenen temel cezanın zincirleme suça ilişkin 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ile artırılması ve sanık … hakkında olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurların soyut ve çelişkili beyanları ile savunma nazara alındığında, İlk Derece Mahkemesinin kabulünde yer alan sübuta ilişkin delillerin dosya içeriğiyle çelişmesi nedeniyle mahkumiyet kararlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle hükümlerin bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.03.2023 tarihli ve 2022/432 Esas, 2023/62 Karar sayılı kararı ile;
a) Sanık …’in mağdur …’a yönelik ağzuna cinsel organ sokulması suretiyle çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; mağdur …’a yönelik anal yoldan organ sokmak suretiyle gerçekleştirdiği iddia olunan çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine,
b) Sanık …’ün mağdurlar … ve Velıd’e yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine,
karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Mağdurların aşamalardaki çelişkisiz, tutarlı ve istikrarlı beyanları doğrultusunda tüm suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olduğuna ve beraat kararlarının hukuka aykırı olduğuna, sanık … hakkında verilen mahkumiyet kararı yönünden takdiri indirim uygulanmasının ve alt sınırdan hüküm kurulmasının isabetsiz olduğuna ve kurum lehine vekalet ücreti tayin edilmesi gerektiğine ilişkindir.

B. Mağdur … Vekilinin Temyiz İstemi
Temyiz dilekçesinde temyiz sebebi göstermemiştir.

C. Sanık … Müdafiinin Temyiz İstemi
Sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair somut delil bulunmaması, mağdur …’un beyanlarında sanığın kendisine yönelik bir eyleminin olmadığını açıkça belirtmesi karşısında sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Yapılan yargılama, toplanan deliller, mağdur beyanları, video kaydı, savunma ile tüm dosya kapsamı incelenmekle;
Sanık … hakkında mağdurlar … ve Velıd’e yönelik olarak çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış ise de olayın intikal şekli ve zamanı, sanığın aşamalarda vermiş olduğu savunmalarında mağdurlara karşı üzerine atılı suçu işlemediğini beyan ettiği, somut dosya kapsamında mağdurların soyut ve çelişkili beyanları dışında sanığın savunmasının aksine mahkumiyetine yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı yeterli delil elde edilemediği anlaşıldığından, sanığın üzerine atılı suçtan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

Sanık …’in mağdur …’a yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kendi eylemi yönünden cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış ise de mağdur …’un aşamalardaki çelişkili beyanları ile mağdurla ilgili düzenlenen doktor raporunda herhangi bir livata bulgusuna rastlanılmadığının belirtilmesi, dosyada mevcut video görüntüsü, savunma ile tüm dosya içeriği nazara alındığında; sanığın, mağdur …’a yönelik anal yoldan organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel istismar eyleminde bulunduğuna dair savunmasının aksine mahkumiyetine yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşıldığından; sanığın, üzerine atılı suçtan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

Her ne kadar sanık … aşamalarda vermiş olduğu savunmalarında mağdur …’a yönelik atılı suçu işlemediğini beyan etmiş ise de, mağdurun olayın sıcağı sıcağına alınan beyanında yer ve mekan belirterek ayrıntılı bir şekilde sanığın kendisine yönelik eylemleri tutarlı ve istikrarlı bir şekilde anlatması, mağdurun, sanık ile olay tarihinden önce sanığa iftira atmasını gerektirecek bir husumetin bulunmaması, mağdur …’in soruşturma aşmasındaki beyanının sanık …’in mağdura yönelik eylemlerini gördüğünü beyan etmesi, ayrıca sanık …’in olay tarihinde video kaydını yaptığı esnada tarafları yönlendirerek …’in cinsel organını mağdur …’un ağzına almasını istediği, bu durumun görüntü inceleme tutanağı ile mağdur …’in beyanı ile sabit olduğu hususu da dikkate alındığında, Mahkemece sanık …’in mağdur …’a yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu işlediği kanaatine varılmıştır. Sanığın mağdura yönelik cinsel istismar eylemini gerçekleştirdiği esnada mağdura cebir ve şiddet uyguladığı, bu durumun mağdurun beyanı, görüntü inceleme tutanağı ve mağdur … beyanı ile sabit olduğundan sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uygulanmıştır. Sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması talep edilmiş ise de sanığın mağdur …’a yönelik anal yoldan organ sokma şeklindeki eylemi ile ilgili beraat kararı verilmiş olduğundan ve böylece kanuni koşulları oluşmadığından sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrasının uygulanmasına yer olmadığına karar verilerek hüküm kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
A. Mağdur … Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 294 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır.” şeklindeki düzenleme de gözetilerek yapılan değerlendirmede, mağdur … vekilinin matbu ifadeler bulunan ve gerekçe içermeyen dilekçesinde herhangi bir temyiz sebebi göstermediği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Sanık … Hakkında Mağdurlar … ve Velıd’e Yönelik ve Sanık … Hakkında Mağdur …’a Yönelik Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Beraat Hükümleri Yönünden
Sanıklar hakkında kurulan hükümlerde, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşılmakla, katılan Bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hukuka aykırılık görülmemiştir.

C. Sanık … Hakkında Mağdur …’a Yönelik Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Mahkumiyet Hükmü Yönünden
1. Sanık hakkında kurulan hükümde, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanı k tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya
içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davaya katılma hakkı bulunduğu, Bakanlığın davaya katılması doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup Bakanlığa yüklenen bir kamu görevi olduğundan, 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartının katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve vekili lehine koşulları sağlanmadığından vekalet ücretine hükmedilmemesi hukuka aykırı bulunmamıştır.

3. Mahkemece 5237 sayılı Kanun’un cezanın belirlenmesi başlıklı 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kriterler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında ifade edilen cezada orantılılık ilkesi göz önünde bulundurulmak suretiyle sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası kapsamında düzenlenen “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçundan tayin edilen temel cezanın alt sınırdan “16 YIL” hapis cezası olarak belirlenmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

4. Sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında takdiri indirim nedeni uygulanmasına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirildiği ve “Sanığın duruşmadaki saygılı tutum ve davranışları sanık lehine takdiri indirim nedeni olarak kabul edilmek suretiyle…” şeklindeki yerinde, yeterli ve kanunî gerekçeye istinaden sanık hakkında takdiri indirim nedeni uygulanmasına karar verildiği anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
A. Mağdur … Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle, vaki temyiz isteminin 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle, REDDİNE,

B. Sanık … Müdafii ile Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemleri Yönünden
Gerekçenin (B) ve (C) bölümlerinde açıklanan nedenlerle, Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.03.2023 tarihli ve 2022/432 Esas, 2023/62 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili ile sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Mersin 3. Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

14.09.2023 tarihinde karar verildi.