YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/6850
KARAR NO : 2023/6600
KARAR TARİHİ : 23.10.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2023/442 E., 2023/386 K.
SUÇLAR : Nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî ret, kısmî onama
İlk Derece Mahkemesince kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan hükmolunan cezanın tür ve miktarları ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararları dikkate alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca anılan hükmün temyizinin mümkün olmadığı belirlenmiştir.
İlk Derece Mahkemesince nitelikli cinsel saldırı suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bakırköy 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.12.2022 tarihli ve 2022/86 Esas, 2022/381 Karar sayılı kararı ile;
a) Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, beşinci fıkrası ve 62 nci maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezasına,
b) Nitelikli cinsel saldırı suçundan 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 62 nci maddeleri uyarınca uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
Karar verilmiştir.
2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin 02.03.2023 tarihli ve 2023/442 Esas, 2023/386 karar sayılı kararı ile; sanık hakkında atılı suçlardan, İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık müdafii ile katılan vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Özetle, katılanın ifadelerinin çelişkiler içerdiği, sanık ile katılan arasında geçen mesajlaşma tutanakları ve katılan hakkında tanzim edilen raporun sanık lehine olduğu, eksik araştırma ile soyut katılan ve tanık beyanları üzerine mahkumiyet hükmü kurulduğuna ilişkindir.
B. Katılan Vekilinin Temyiz İstemi
Özetle, sanığın katılanı polis olarak kandırarak ve silah göstererek eylemi gerçekleştirdiği karşısında cezanın alt sınırdan uzaklaşarak ceza verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkemece; “Katılanın 04/02/2022 günü saat 23:00 sıralarında kendisine ait olan 34 DOB 593 plaka sayılı araç yol kenarında araç içerisinde beklediği ve uyuşturucu içeceği esnada sanık …’ın katılanın aracının yanına gelerek kendisinin polis olduğunu söylediği, üzerinde bulunan Polis haberleri basın kartı kimliğini katılana polis kimliğiymiş gibi gösterdiği, ardından araca binerek katılana arabayı sürmesini söylediği, katılanın sanığın polis olduğunu düşündüğü için onun söylediği istikamete doğru aracı sürdüğü, ilk olarak araçla Miss Lady isimli bir iş yerinin önüne geldikleri, burada sanığın araçtan inmeksizin bir arkadaşından anahtar aldığı, ardından yola devam ettikleri, yolculuk esnasında sanığın katılanın telefonunu alarak telefonu kapattığı, bir süre sonra çıkmaz bir sokağa geldiklerinde sanığın katılana aracı park etmesini ve ilerideki dernek binasına gelmesini söylediği, katılanın sanığın dediği gibi yaparak aracı park edip sanığın dediği binaya girdiği, ardından sanığın binanın kepenk kısmını kapattığı, içeride katılana “Benimle beraber olursan buradan çıkarsın yoksa çıkamazsın telefonun bende sana kimse ulaşamaz” dediği, katılana istediklerini yapmaması halinde karakola götürüp hakkında uyuşturucu ticaretinden işlem yapacağını söylemesi üzerine katılanın iradesini hile ve tehdit ile sakatladığı, sanığın bu şekilde katılan ile vajinal ve anal bölgeden cinsel birliktelik yaşadığı, ardından sanık ile katılanın saat 04:20 sıralarında birlikte dernek binası olan iş yerinden çıktıkları ve katılanın sanığı isteği üzerine polis karakolu yakınında indirdiği, ertesi gün sanığın katılana yeniden buluşmak üzere whatsapp üzerinden mesaj gönderdiği, katılanın antremanı olduğunu söylediği ancak sanığın bu kez katılanın kimlik fotoğrafını mesaj olarak göndererek bilgilerin elimde diyerek ısrar ettiği, katılanın sanığın buluşma teklifini kabul ettiği, bu süreçte katılanın sanığın gerçekte polis olup olmadığı konusunda şüphe ettiği ve arkadaşı …’e ulaştığı, ardından sanık ile otelde buluştukları, odaya çıktıkları sırada sanığın yine ilişkiye girmek istediği, katılanın bu sırada arkadaşı …’le mesaj yoluyla iletişime devam ettiği, katılanın bu aşamada sanığın gerçek polis olmadığını anlayarak odadan ayrılmak istediği, tanık …’in de otele geldiği ve katılanın hangi odada olduğunu otel görevlilerine sorduğu, söylemeleri üzerine katılandan oda numarasını öğrenerek odaya çıktığı ve kapıyı tekmelemek suretiyle açtırdığı, ardından katılan ve tanık …’in otelden ayrıldıkları, otelde yaşandığı iddia olunan eylemlerle ilgili … hakkında ayrı soruşturma yapıldığı, olay günü otel çalışanları ve sanık …’nin müşteki olarak ifadelerinin alındığı, sonrasında katılanın ve tanık …’in 07/02/20202 günü araçta polis ekibince yakalandıkları, ardından katılanın beyanlarıyla olayın ortaya çıktığı, katılanın ayrıca sanığın 04/02/2022 günü 23:30 sıralarında kendisini götürdüğü adresi polis ekibine gösterdiği, 07/02/2022 tarihli doktor raporunda, katılanın anal muayenesinde fissür tespit edildiğinin, fissürün tek başına fiili livata eyleminin kanıtı olmasa da iddiayı destekleyen bir bulgu olduğunun belirtildiği oluş ve kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar sanığın mahkememizdeki savunmasında katılanın kendisini arabasına davet ettiğini ve uyuşturucu satmayı teklif ettiğini, araca binince ayrıca eskortluk yaptığını da söylediğini, katılanın üzerinde uyuşturucu olduğunu söyleyerek otele gitmek istemediğini, her ikisinin isteğiyle dernek binasına girdiklerini, orada kendisinin ereksiyon olamaması nedeniyle cinsel birliktelik yaşayamadıklarını, 3-4 saat kaldıktan sonra çıktıklarını ve katılanın kendisini karakol karşısındaki evine bıraktığını, ertesi gün yine buluşmak için anlaştıklarını ancak otelde katılanın yarım saat kalabilirim dediğini ve sürekli biriyle mesajlaştığını, sonrasında odanın kapısının tekmelendiğini ve otelin kurşunlandığını beyan ederek suçlamaları kabul etmemiş ise de, sanığın hazırlık aşamasında katılan ile arabasında cinsel ilişkiye girdiklerini, telefonun arkasında duran polis emeklileri kimliğini görüp sen polis misin diye sorduğunu kendisinin de değilim dediğini söyleyerek savunmasında çelişki oluşturduğu, dosyada mevcut 05/02/2022 tarihine ilişkin kamera kayıtlarında sanıkla katılanın dernek olduğu söylenen binaya girdikleri ve saat 04:20 sıralarında çıktıklarının anlaşıldığı ve kamera kayıtlarının katılanın anlatımları ve yer göstermesi işlemini doğruladığı, yine katılan tarafından dosyaya sunulan mesaj içeriklerinde sanıkla katılan arasında sanık tarafından da inkar edilmeyen görüşme içeriklerinde sanığın katılana “bizim ekip soracak,.. o kadar kaldık doğal olarak inanmıyorlar,.. o kadar eşya vardı üzerinde,…senin için bir sürü yemin ettim,.. ses kaydın, foto hepsi var,.. aranırsam tanıyordum oturduk dersin,..yardımcı olmasan ben de sana olmam,..karakoldayım,..9da beni karakolun önünden alıyorsun,..şeytanlık peşindesin,..içeri alim seni,..yaktın kendini..” şeklindeki mesajlarla sanığın katılanı kendisiyle yeniden buluşması için baskı altına aldığının anlaşıldığı, mesaj içeriğinde katılanın kimlik fotoğrafını gönderdiği, yine katılanın aşamalarda sanığın kendisiyle oral, anal ve vajinal yoldan ilişki kurduğunu beyan ettiği ve beyanlarında çelişki bulunmadığı, doktor raporunda katılanın anal bölgesinde fissür tespit edilmiş olduğu anlaşılmış ve katılanın beyanları doğrulanmış;
Her ne kadar sanık müdafii katılana ait olduğu iddia edilen incelemeye verilen iç çamaşırında …’dan farklı ve bir kadına ait DNA bulgusuna rastlanması ibaresi nedeniyle DNA’sı çıkan şahsın katılanın ablası olabileceğini ve bu eylem nedeniyle suç duyurusunda bulunulmasını talep etmiş ise de, yapılan DNA incelemesi sonucunda verilen İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün 27/05/2022 tarihli raporunda, katılanın teslim ettiği sweetshirt ile külottaki kan ve yine anal bölgesinden alınan kanlı sürüntü örneğinde …’a ait iz bulunmadığı ve bir bayan genotipine ait olduğunun belirtildiği, bu ibarenin katılan dışında bir bayan şahsa ait olduğu şeklinde anlaşılamayacağının açık olduğu, katılanın teslim ettiği iç çamaşırının arka kısmında ve sütyeninde ise aynı bayan genotipiyle karışık halde sanık …’ye ait genotip tespit edildiği ve bu hususun da katılanın beyanlarını doğruladığı, kaldı ki sanığın da ilişkiye girdik dediği kişinin katılan dışında biri olduğuna dair bir beyanı olmadığı, tanık …’un mağdurun olayın ertesi günü vücudunda darp izi olduğuna dair beyanına rağmen bu yönde katılana ait bir rapor bulunmaması nedeniyle çelişkili oluştuğu şeklinde savunma uyarınca deliller değerlendirildiğinde katılanın darp edildiğine dair iddiası bulunmadığı ve cinsel ilişki sırasında sanığın kendisini zorladığını beyan ettiği, yine sanığın yetkisi olmadığı halde polis haberleri basın kartı kimliğini kartı taşıyıp soruşturmada da kartı teslim ettiği ve mesaj içeriklerinde de karakolda olduğuna dair ve diğer beyanlarıyla polis olduğuna inandırdığı dikkate alındığında sanığın savunmalarına itibar edilmemiştir.
Katılan mahkememizde bu yönlü beyanda bulunmamakla birlikte, olayın ilk aşamasındaki beyanı, tanık … anlatımları ve mesaj içeriklerinden de anlaşıldığı üzere, 04/02/2022 günü katılanın aracında uyuşturucu içeceğini gören sanığın, katılana polis olduğunu söylemek suretiyle hileli hareketlerle ve hakkında işlem yapacağı yönündeki tehdidiyle katılanın rızası hilafına organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel saldırıda bulunduğu sabit görülmüş ve oluşan eylem itibarıyla TCK’nın 102/2 maddesi gereğince cezalandırılması yoluna gidilmiştir.
Her ne kadar sanığın yanında silah bulundurduğu ve bu nedenle eylemin silahla işlendiği iddia edilmiş ise de, katılanın beyanına göre sanığın silah taşıdığı hususu sabit olmakla birlikte, bu silahı polis olduğuna katılanı ikna etmek amacıyla bulundurduğu, cinsel saldırı eylemini silahın korkutucu gücünden yararlanarak işlemediği ve katılanın silahı görmesini sağlamasının hileli hareketinin parçası olduğu değerlendirilmiş, yasal koşulları oluşmadığından TCK’nın 102/3-d maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Sanığın katılan ile 04/02/2022 günü 22:30 sıralarında suç yeri olan dernek binasına girip oradan her ikisinin 05/02/2022 günü 04:20 sıralarında çıkmış olmaları, bu süreçte katılanın sanığın kendisini bırakmadığını beyan etmesi ve sanığın polis olduğuna dair hileli hareketlerle katılanı içeride tuttuğu sürenin cinsel saldırı eylemiyle sınırlı olmayıp bu süreyi aşması dikkate alındığında sanığın üzerine atılı kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunun da ayrıca oluştuğu değerlendirilmiştir.
Sanığın katılana polis olduğunu söylemek suretiyle hileli hareketlerle ve hakkında işlem yapacağı yönündeki tehdidiyle katılanın rızası hilafına tehdit ve hile ile hürriyetinden yoksun bıraktığı sabit görülmüş ve oluşan eylem itibarıyla TCK’nın 109/2 maddesi gereğince cezalandırılması yoluna gidilmiştir.
Her ne kadar sanığın yanında silah bulundurduğu ve bu nedenle eylemin silahla işlendiği iddia edilmiş ise de, katılanın beyanına göre sanığın silah taşıdığı hususu sabit olmakla birlikte, bu silahı polis olduğuna katılanı ikna etmek amacıyla bulundurduğu, hürriyeti tahdit eylemini silahın korkutucu gücünden yararlanarak işlemediği ve katılanın silahı görmesini sağlamasının hileli hareketinin parçası olduğu değerlendirilmiş, yasal koşulları oluşmadığından TCK’nın 109/3-a maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Sanığın katılana yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu cinsel amaçla işlediği sabit görülmekle TCK’nın 109/5. maddesi uyarınca cezasında yarı oranında arttırım yapılmıştır.
Sanık ile katılanın dernek binasından birlikte ayrıldıkları görülmüş, ancak sanığın katılanın hürriyetini tahdit ettiği sırada katılana yönelik cinsel saldırıda bulunduğu anlaşıldığından TCK’nın 110. maddesi sanık lehine uygulanmamıştır.” şeklindeki gerekçe ile hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediğinden istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
İlk Derece Mahkemesince hükmolunan cezanın tür ve miktarları ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararları nazara alınarak 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer verilen; “İlk Derece Mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun, 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, suça sürüklenen çocuk müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemlerinin aynı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.
B. Nitelikli Cinsel Saldırı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Katılanın aşamalarda özü itibarıyla benzer nitelikteki ifadeleri sanık ile aralarında geçen mesaj içerikleri, doktor raporları ve olayın intikal şekli ile tüm dosya kapsamı karşısında, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının ve yaptırımın doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde vaki istinaf başvurusunun esastan reddine dair kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
A. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin 02.03.2023 tarihli ve 2023/442 Esas, 2023/386 Karar sayılı kararında sanık müdafii ile katılan vekilinin temyiz istemlerinin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Nitelikli Cinsel Saldırı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin 02.03.2023 tarihli ve 2023/442 Esas, 2023/386 Karar sayılı kararında sanık müdafii ile katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bakırköy 19 Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.10.2023 tarihinde karar verildi.