Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/6675 E. 2023/5085 K. 12.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/6675
KARAR NO : 2023/5085
KARAR TARİHİ : 12.09.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/326 E., 2022/478 K.
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî ret, kısmî onama

Sanık hakkında bozma üzerine verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, yapılan ön inceleme neticesinde tespit edildi,

Sanık müdafilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin, İlk Derece Mahkemesinde silahların eşitliği ve çekişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda savunmaya yeterli imkânın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunmayı kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesi ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 299 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca takdiren reddine karar verilerek gereği düşünüldü;

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.02.2021 tarihli ve 2020/269 Esas, 2021/92 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 13 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına,
2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 06.09.2021 tarihli ve 2021/1231 Esas, 2021/1627 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf başvurularının katılan Bakanlık lehine vekalet ücreti tayini ile düzeltilerek esastan reddine,
3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi kararının sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 28.06.2022 tarihli ve 2021/27890 Esas, 2022/6733 Karar sayılı kararı ile sanığın aşamalarda mağdurenin on sekiz yaşından büyük olduğunu söylediği ve bu yaşta da göründüğü yönündeki savunması, mağdurenin ifadeleri ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, mağdurenin resmi kurumda doğup doğmadığı araştırılıp, mağdureye ait mernis doğum tutanağındaki doğum raporu getirtildikten, resmi kurumda doğduğunun belirlenmesi durumunda olayda 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı tartışıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması gerekçesiyle hükmün bozulmasına ve dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
4. Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.12.2022 tarihli ve 2022/326 Esas, 2022/478 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 13 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına,
5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.04.2023 tarihli ve 9-2023/40065 sayılı Tebliğnamesinde katılan mağdure vekili yönünden süre geçtikten sonra verilen temyiz dilekçesinin reddi, diğer temyizler yönünden “onanması” yönünde görüş bildirilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafii Av. …’ın Temyiz İstemi
Özetle, sanığın suçu işlemediğine, olay yeri mobese kameralarının temin edilmediğine, adli emanetteki sanığa ait 0506 … nolu hattına sahip cep telefonu ve “ICLOUD” hesabının irdelenmesi gerektiğine, sanığın mağdurenin yaşı konusunda esaslı hataya düştüğine, yaş tespiti yapılması gerktiğine, dosyadaki mesajların dahi mağdurenin cinsel eylemlerin farkında olan bir olgunlukta olduğu izlenimi uyandırdığına ilişkindir.

B. Sanık Müdafii Av….’ın Temyiz İstemi
Özetle, tevsii tahkikat taleplerinin reddinin haksız olduğuna, bu suretle savunma haklarının kısıtlandığına, mağdurenin beyanlarının kendi içinde çelişkili olduğuna, sanığın mağdurenin yaşı konusunda esaslı hataya düştüğüne, mahkemenin mağdurenin yaşına dair gözlemini mağdurenin on altı yaşında olduğu tarihte yaptığına, tutukluluğun devamına dair kararın hatalı olduğuna ilişkindir.

C. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi
Sanık hakkında cezasında indirim yapılmaksızın üst hadden ceza verilmesi talebine ilişkindir.

D. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Somut olayın özelliklerine göre sanık hakkında alt sınırdan ceza tayini ile takdiri indirim nedenleri uygulanmasına, fiilin cebir ve tehditle gerçekleştirilmesi nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanması gerektiği ile vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
1. İlk Derece Mahkemesince, babasının katılan …’ın telefonunda bir takım tehdit içeren mesajlar görmesi üzerine şikâyetçi olmaları akabinde soruşturma işlemlerine başlanıldığı,
2. Katılan mağdurenin sanık ile internet üzerinden bir süre yazıştıkları ve bu süreçte katılan mağdurenin sanığa reşit olmadığını beyan ettiğinin anlaşıldığı; katılanın Mernis doğum formu incelendiğinde, hastane doğumlu olduğu yönünde kayıt düşüldüğünün görüldüğü, yine bozma sonrası Mahkemece dosya arasına alınan doğum raporunun da doğum formu ile tutarlı olduğunun anlaşıldığı, buna göre katılanın 27.10.2006 tarihinde hastanede doğmuş olduğu hususunda şüphe bulunmadığı, hastane doğumlu olan katılanın cinsel ilişki tarihi olan şubat 2020 tarihinde on üç yaşında olduğu, sanığın katılan mağdure ile hiç yüzyüze gelmediği şeklindeki savunması yanında katılan mağdurenin yaşında hataya düştüğü şeklindeki savunmasının çeliştiği, sanığın katılan mağdurenin belirttiği evi arkadaşından bir süreliğine istediğinin de tanık …’ın beyanından anlaşıldığı, kaldı ki mahkemece bozma sonrasında katılan mağdurenin Mahkeme gözleminde kaydi yaşına dış görünüş olarak uygun göründüğünün müşahade edildiği; sanığın, kaydi yaşından dahi büyük göstermeyen katılanı olay tarihinde beş yaş daha büyük zannetme ihtimalinin bulunmadığı, tüm bu kanıtlar karşısında sanığın genel hayat tecrübeleri ve mantık kuralları ile tenakuz içerisinde olan hata savunmasına kıymet verilmesinin mümkün olmadığı; katılanın sanığa cinsel ilişki hususunda iftira atmasını gerektirecek bir hususun dosya kapsamına yansımadığı, bu kapsamda olay tarihinde on beş yaşından küçük olan ve hukuken geçerli rızasından bahsedilemeyecek katılan mağdure ile cinsel ilişki yaşadığı anlaşılan sanığın eylemine uyan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği görülmüş,
3. Dosya kapsamına mevcut yazışmalar dikkate alındığında sanık ile katılan mağdurenin sevgili gibi yazıştıkları ve sanığın telefonundan uygulama ile kurtarılan yazışmalarda katılan mağdurenin sanığa ilişkiye girmek istediğini belirttiği, her ne kadar katılan mağdurenin beyanlarında sanıkla yüz yüze geldikten sonra sanıktan ayrılmaya çalıştığını ve sanığın kendisine zor kullanarak ilişkiye girdiğini beyan etmiş ise de bu hususta şüphe bulunduğu ve şüphenin sanık lehine yorumlanması gerektiği inancına varılarak sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanmadığının belirtildiği görülmüştür.

IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olduğu, eyleme uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, anlaşıldığından, kurulan hükümde hukuka aykırılık görülmemiş; katılan mağdure vekilinin süre tutum ve temyiz dilekçelerinin yasal süresinde olduğu anlaşıldığından temyiz isteminin reddine dair Tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.12.2022 tarihli ve 2022/326 Esas, 2022/478 Karar sayılı kararında sanık müdafileri, katılan mağdure ve Bakanlık vekilleri tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye kısmen aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

12.09.2023 tarihinde karar verildi.