Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/6297 E. 2023/5022 K. 11.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/6297
KARAR NO : 2023/5022
KARAR TARİHİ : 11.09.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2023/410 E., 2023/390 K.
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığının 14.01.2022 tarihli ve 2022/292 Soruşturma numaralı iddianamesi ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kamu davası açılmıştır.

2. Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.06.2022 tarihli ve 2022/47 Esas, 2022/358 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi, üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

3. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 27.09.2022 tarihli ve 2022/1505 Esas, 2022/1524 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurularının kabulüyle mağdurenin duruşmada dinlenmesi, bu mümkün olmadığı takdirde soruşturma aşamasında kayda alınan ifade CD’sinin izlenip sanık ve müdafiine bu hususta diyeceklerinin sorularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini ve takdirinin gerekmesi, kabule göre ise mağdurenin aynı zamanda sanığın bakım ve gözetimine terkedildiği sırada cinsel istismar suçunun işlendiği kabul edilmesine rağmen sanık hakkında “TCK’nın 103/3-d” uygulanmaması ve dolayısıyla birden fazla ağırlaştırıcı nedenin varlığı halinde temel ceza belirlenirken alt sınırdan ayrılmak gerektiğinin düşünülmemesi, uygulama maddesinin “TCK’nın 103/1-1. cümle ve 3. cümle” olarak gösterilmesi gerekirken doğrudan “TCK’nın 103/1-3.cümlesi” olarak gösterilmesi, mahkemece basit cinsel istismar suçundan hüküm kurulduğu halde suç adının çocuğun nitelikli cinsel istismarı olarak gösterilmesi, gözaltında ve tutuklulukta geçirilen sürelerin “TCK’nın 63. Maddesi” uyarınca cezadan mahsubuna karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Soma adli emanetinin 2021/781 sırasında kayıtlı emanet eşyaları ile ilgili herhangi bir karar verilmemiş olması sebebiyle 5271 sayılı Kanun’un 280 ve 289 uncu maddeleri uyarınca hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 29.12.2022 tarihli ve 2022/522 Esas, 2022/687 Karar sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci ve üçüncü cümleleri, üçüncü fıkrasının (c) ve (d) bentleri, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 63 üncü maddeleri uyarınca 24 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve tutuklulukta geçen sürenin cezadan mahsubuna karar verilmiştir.

5. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin 02.03.2023 tarihli ve 2023/410 Esas, 2023/390 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

6. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 02.05.2023 tarihli ve 9-2023/41686 sayılı Tebliğname ile onama görüşü bildirilerek Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan üst sınırdan cezalandırıması ve lehlerine vekalet ücreti takdiri gerektiğine ilişkindir

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Delillerin tartışılıp, açıkça gösterilmeden hükme esas alınmasının hatalı olduğu, mağdure ve katılan annesinin çelişkili beyanları dışında delil bulunmadığı, mağdurenin, sanığın parmağını cinsel organını soktuğunu beyan etmesine rağmen adli raporda bakire olarak tespit edildiği, iddiaya konu olaylardan birinin yaz aylarına gelmesine rağmen mağdurenin kanlı çamaşırının sanık tarafından yıkanarak sobada kurutulduğu iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, sanık savunmalarının tanıklar tarafından doğrulandığı, sanık ile katılan anne arasında geçmişe dayalı husumet bulunduğu, kanuni olmayan ve yetersiz gerekçe ile takdiri indirim uygulanmamasının hatalı olduğu dikkate alınarak sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.

C. Katılanlar Vekilinin Temyiz İstemi
Sanığın üst sınırdan cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mağdurenin öz dedesi olan sanığın birden fazla kez olay tarihlerinde altı yaş içerisinde olan mağdurenin poposunu, cinsel organını, göğüslerini okşadığı ve sıktığı, eliyle cinsel organına dokunup bastırdığı iddiasıyla cezalandırılması için çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kamu davası açıldığı, sanığın atılı suçlamaları reddettiği, annesinin mağdureyi sanığın yanına ilgilenmesi maksadıyla bıraktığı, anne eve döndüğünde mağdurenin poposu ve beli açık vaziyette koltukta uzanır halde sanığın ise ayak ucunda oturduğunu görmesi üzerine mağdureyi sorguladığı ve mağdurenin anlatımı ile intikalin gerçekleştiği, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde mağdurenin samimi ve Mahkemece kurgudan uzak olduğu değerlendirilen annesiyle uyumlu beyanları, psikolog görüşü, iftira sebebi ve savunmayı destekler nitelikte delil bulunmadığı dikkate alınarak sanığın eylemleri sırasında mağdurenin kıyafetlerinin üzerinde olduğu ve herhangi bir organ yahut sair cisim sokma eyleminin gerçekleşmediği kanaatine varılıp sanığın zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı suçundan cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Sanığın mağdurenin dedesi olduğu, aynı zamanda eylemlerini mağdurenin bakım yükümlülüğü kendisinde olduğu sırada gerçekleştirdiği gerekçesiyle temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edildiği, yine sanığın pişmanlık göstermediği ve inkar savunması dikkate alınarak sanık hakkında takdiri indirim uygulanmadığı anlaşılmıştır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1. İntikal zamanı, suç tarihlerinde altı yaşı içerisinde bulunan mağdure ile katılan annesinin kendi içlerinde ve birbirleriyle çelişkili beyanları, sanığın istikrarlı inkara yönelik savunması, mağdurenin beyanlarının tanık olarak dinlenen babaannesi İmran tarafından doğrulanmaması ve sanığın eylemi sonucunda vajinasında kanama olduğuna dair beyanına ilişkin adli raporda bunu doğrulayan bir tespit bulunmaması, soruşturma evresinde intikalden önce gerçekleşen son olayda mağdurenin kanepede sırt kısmı ve poposu açık vaziyette uzandığını, sanığın ise ayak ucunda oturduğunu gördüğünü beyan eden katılan annenin kovuşturma evresinde sadece ten açıklığı olduğunu, mağdurenin vücudunun hangi kısmının açık olduğunu hatırlamadığını şeklinde anlatımda bulunması ve tüm dosya kapsamına göre; mağdurenin soyut iddiaları dışında sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı bir delil bulunmadığı gözetilmeden İlk Derece Mahkemesince verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuş, bu doğrultuda katılan Bakanlık ve katılanlar vekillerinin sanığın üst sınırdan cezalandırılmasına, ilişkin temyiz sebepleri ile 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartının katılan Bakanlık için söz konusu olmayıp Devletin kanundan kaynaklanan koruma yükümlülüğünü yerine getirmesinden ötürü şartları gerçekleşmediğinden katılan Bakanlık vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerektiği belirlenmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin kabulüne göre 01.12.2021 tarihi ve öncesi olması gereken suç tarihinin karar başlığında 01.12.2021 olarak gösterilmesi, hakkında katılma kararı bulunmayan mağdurenin Bölge Adliye Mahkemesi karar başlığında katılan mağdure olarak gösterilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

3. Bozma sebeplerine uygun olarak Tebliğnamede onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin 02.03.2023 tarihli ve 2023/410 Esas, 2023/390 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde derhal salıverilmesinin ilgili yerlere en seri şekilde bildirilmesi için müzekkere yazılmasına,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Aksihar Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

11.09.2023 tarihinde karar verildi.