Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/6159 E. 2023/4712 K. 04.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/6159
KARAR NO : 2023/4712
KARAR TARİHİ : 04.09.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2023/297 E., 2023/265 K.
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.09.2021 tarihli ve 2020/298 Esas, 2021/310 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi delaletiyle aynı fıkranın birinci ve üçüncü cümleleri, dördüncü fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin 23.12.2021 tarihli ve 2021/1865 Esas, 2021/2537 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf başvurularının kabulüyle duruşma açılmaksızın yapılan inceleme neticesinde 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin 23.12.2021 tarihli ve 2021/1865 Esas, 2021/2537 Karar sayılı kararının katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin, 17.10.2022 tarihli ve 2022/10521 Esas, 2022/9101 Karar sayılı ilâmında özetle; 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanma olanağının bulunmadığı hususundaki değerlendirmenin suçun işleniş şekli ile delil takdirine ilişkin olması nedeniyle duruşmalı olarak yapılması gerektiğinden bahisle bozma kararı verilmiştir.

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin 20.02.2023 tarihli ve 2023/297 Esas, 2023/265 Karar sayılı kararı ile duruşmalı yapılan inceleme sonucunda sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Mağdure asansörden çıkmaya çalışırken sanığın mağdureyi zorla asansörde tutmasının cinsel eylemlerini daha uzun süre gerçekleştirmeye yönelik cebir niteliğinde olması nedeniyle sanığın 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uygulanmak suretiyle üst sınırdan cezalandırılmasına ve vekalet ücreti takdirine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın olay günü ziyaret etmek için arkadaşının ikamet ettiği siteye gelerek zemin kattan asansöre bindiği, asansör birinci kata geldiğinde olay tarihinde sekiz yaşında olan mağdurenin asansöre bindiği, kapının kapanması üzerine sanığın mağdurenin yanağına dokunduğu, arkasından sürtündüğü, asansörün 4. katta durması üzerine mağdurenin asansörden inmek istediği ancak sanığın mağdurenin kolundan tutarak yeniden asansörün içine çektiği ve arkasından sürtünmeye devam ettiği, göğüslerini ellediği, mağdureyi kucağına kaldırdığı, cinsel organını pantolonundan dışarı çıkardığı ve mağdurenin elinden tutarak zorla kendi cinsel organını mağdureye ellettiği, elini mağdurenin elbisesinin içinden sokarak cinsel organını ellediği iddiasıyla sanık hakkında kamu davası açıldığı, sanığın alkollü olduğu için olayları hatırlamadığı ve atılı suçlamayı kabul etmediği yönünde savunmada bulunduğu, sanık ve mağdure asansörde bulunduğu sırada asansöre binen şahısların durumdan şüphelenmeleri üzerine olayı site güvenliğine anlatmaları ile intikalin gerçekleştiği, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde mağdurenin beyanlarının asansör içerisindeki kamera görüntüleri ile uyumlu olduğu ve görüntülerdeki kişinin sanık olduğuna dair raporlar dikkate alınarak sanığın mağdureyi kolundan tutup tekrar asansör içerisine çekmesi ve havaya kaldırması eylemlerinin cebir niteliğinde olduğu kabul edilerek 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uygulanmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda duruşma açılarak yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesi kararında sübut yönünden isabetsizlik görülmemiş ancak mağdurenin tehdit ya da şiddet beyanı bulunmadığı, rapor ya da görüntülerde delil olmadığı, mağdurenin görüntülerde donup kaldığının ve sanığın eylemlerine karşı çıkmadığının görüldüğü, sanığın mağdureyi kolundan çekip kucağına alarak havaya kaldırması şeklindeki hareketlerinin cinsel istismar eylemlerini gerçekleştirmeye yönelik olduğu, bu nedenle cebir olarak nitelendirilmesinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle sanığın 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uygulanmaksızın çocuğun cinsel istismarı suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesince kurulan hükmün gerekçeli karar başlığında suç adının çocuğun cinsel istismarı yerine on iki yaşından küçük mağdurların cinsel istismarı olarak yazılması, suç yeri ve tutuklama bilgilerine yer verilmemesi, hakkında katılma kararı verilmeyen mağdurenin katılan olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir bir yazım hatası olarak değerlendirilmiştir.

2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımın doğru biçimde belirlendiği, buna ilişkin gerekçenin hukuka uygun olduğu anlaşılmış, 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartının katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve Devletin kanundan kaynaklanan koruma yükümlülüğünü yerine getirmesi nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olduğu anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde kurulan hükme yönelik katılan Bakanlık vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin 20.02.2023 tarihli ve 2023/297 Esas, 2023/265 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.09.2023 tarihinde karar verildi.