Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/613 E. 2023/6725 K. 25.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/613
KARAR NO : 2023/6725
KARAR TARİHİ : 25.10.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/240 E. 2022/344 K.
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan verilen beraat kararının Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 02.06.2021 tarihli ve 2016/8401 Esas, 2021/4009 Karar sayılı ilamıyla onanmak suretiyle kesinleştiği anlaşıldığından incelemenin sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuyla sınırlı yapılması gerektiği anlaşılmıştır.

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.02.2014 tarihli ve 2012/225 Esas, 2014/56 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) ve (f) bentleri, beşinci fıkrası, ve 62 nci maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Kararın temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 02.06.2021 tarihli ve 2016/8401 Esas, 2021/4009 Karar sayılı kararı ile ” Mağdurenin suç tarihi itibarıyla on dört yıl on aylık olması, sanığın savcılık ifadesinde mağdurenin yaşını büyük zannettiğini beyan etmesi ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, suçun oluşumuna etkisi bakımından mağdurenin resmi kurumda doğup doğmadığı araştırılıp, doğmadığının anlaşılması halinde yaş tespitine esas olacak kemik grafilerinin çektirilmesinin ardından içinde radyoloji uzmanının da bulunduğu sağlık kurulundan rapor alınıp, gerektiğinde Adli Tıp Kurumundan da görüş alınarak suç tarihindeki gerçek yaşının bilimsel olarak saptanmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.09.2022 tarihli ve 2021/240 Esas, 2022/344 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi
Kararın eksik inceleme ve araştırma sonucu verildiğine ve sanığın atılı suçtan cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Bozma Üzerine Yapılan Yargılama Sonucu Mahkeme Kabulü
Mahkemesince; ” Her ne kadar sanık … hakkında birden fazla kişi ile birlikte çocuğa karşı cinsel amaçlı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kamu davası açılmış ise de, sanığın aralarında duygusal arkadaşlık bulunan mağdurenin kendi rızası ile evlerine gelip kaldığına, suç tarihinde 15 yaşından büyük olduğunu söylediğine ve aralarında cinsel ilişki gerçekleşmediğine ilişkin savunması, Adli Tıp 6. İhtisas Kurulu’nun 16/05/2022 tarihli kararında “yapılan radyolojik kemik yaşı değerlendirmesinde; genetik, hormonal, coğrafik yaşam alanı, beslenme farklılıkları gibi etkenlere bağlı olarak değişkenlik göstermekle birlikte Gök ve Grevlich& Pyle atlasları referanslarına göre Kazım ve Nimet kızı 11/06/1997 doğum kayıtlı …’ın grafik çekim tarihinde (09/03/2022) -25 yaş civarı ile uyumlu olduğu, geriye dönük bir değerlendirme ile olay tarihindeki (14/03/2012 ile 12/04/2012) tarihindeki yaşı hususunda tıbbi yorum yapılamadığı, gerçek yaşının adli tahkikat ile aydınlatılabileceğinin belirtilmesi, mağdure’nin suç tarihine göre 14 yıl 10 aylık olması, nüfus kayıt örneğine göre 11/06/1997 doğumlu gözükmekle birlikte 10/02/2000 tarihinde nüfusa tescil edilmesi, sanığın savunmalarını doğrulayan tanık beyanları, TCK’nun 26/2 maddesinde “kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilemez” şeklindeki düzenleme, mağdurenin suç tarihinde 15 yaşından küçük olduğunun kesin olarak tespit edilememesi, 15 yaşını doldurduğunun kabulü halinde de mağdurenin rızasının sanığın fiilini hukuka uygun hale getireceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediğine dair mağdurenin hayatın olağan akışına ve dosya içeriğine uygun olmayan soyut beyanları dışında sanığın suçu inkara yönelik savunmalarının aksine cezalandırılmasına yeterli şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, dosya kapsamında araştırılacak başka bir delilde olmadığı ve olayın şüphe aşamasında kaldığı anlaşılmakla ceza muhakemesi’nin en önemli ilkelerinden biri olan ve Latince “in dubio pro reo” olarak ifade edilen “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi de gözetilerek kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun sanık tarafından işlendiği sabit olmadığından 5271 sayılı CMK’nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki gerekçesiyle hüküm kurmuştur.

IV. GEREKÇE
Mahkemenin gerekçesi; yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak vicdani kanıya ulaşıldığı anlaşılmakla, sanık hakkında kurulan beraat hükmünde hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.09.2022 tarihli ve 2021/240 Esas, 2022/344 Karar sayılı kararında katılan mağdure vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan mağdure vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

25.10.2023 tarihinde karar verildi.